Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde ''En İyi Müzik'' ödülünü ''Yürüyüş'' filmiyle Frank Schreiber ve Hemin Derya kazandı. Ödül törenine katılmayan iki sanatçının ödülünü filmin senarist ve yapımcısı Abdulselam Kılgı aldı.
Kılgı, yaptığı konuşmada, Türk ve Kürt halklarının geçmişte birlikte savaştığını ve ülkeyi birlikte koruduğunu söyledi. Kılgı, "Biraz farklı bir şey söylemek istiyorum. Bu festivalin önemi 12 Eylül'de sansürlenen, yasaklanan filmler geç kalmış portakalla ödüllelendirildi. Bizi çok mutlu etti. Ama aynı zamanda biz burada bir Kürtçe film yaptığımız için kendimizi öteki gibi hissettik. Ve basın tarafından sansürlendik. Bunu kamuoyuna duyurmak istiyorum" dedi. Kılgı bu sözleri üzerine salonda ayakta alkışlandı.
Bir halkın kalbini kırdıysan...
Kılgı konuşmasına 12 Eylül sistemine tepki göstererek devam etti. "Siz burada 12 Eylül sistemine bir cevap verdiniz. Sansürlenen bir filme ödül verdiniz. Biz de 12 Eylül sistemine bir tokat vurmak istedik ama bize sansür uygulandı, öyle olsun. 30 yıldır bu ülkede bir savaş var. Bunu herkes kabul ediyor. Ve şimdi tartışıyor. Yıllardır bu ülkede Kürtler'in dili yasaklandı. Filmler zaten hiç olmadı. Müzikleri yasaklandı. Asimile edildi. Şimdi bunlar yavaş yavaş kabul ediliyor. Siyaset tarafından tartışılıyor. Ama ne yazık ki, eğer 30 yıl önce bunu kabul edebilseydik birbirimizi insan gibi kardeş gibi diyoruz beraber savaştık, beraber bu ülkeyi koruduk. Hiç kimsenin Kürtler tarafından, hiç kimsenin Türkiye'den ayrılacaktır diye bir derdi yoktur. Biz beraber yaşamayı seviyoruz. Ama beraber yaşamak da bir aşk gibidir. Eğer beni ötekileştirsen, aşağılatırsan, beni küçültürsen ya da aşkının kalbini kırarsan ondan defalarca özür diliyorsun ama bir halkın kalbini kırdıysan, yani lütfen zorla dayatmayla da olmuyor. Birbirmizi severek ötekileştirmeden kardeşçe yaşamak istiyoruz" dedi.
Barış için bir gün de Diyarbakır'da buluşalım
Kılgı, "Sanatın gücü büyüktür dediler. Tabii ki büyüktür. Sanatın gücü büyük olmasaydı 30 yıl sonra 12 Eylül döneminde yasaklanan filmlere ödül verilmeyecekti. Sanatın ve sanatçının gücü büyüktür. Ben çağrıda bulunuyorum. Tek bir insanın ölmemesi için tek bir damla kanın dökülmemesi için kardeşçe, barış içinde yaşayabilmek için sanatçı arkadaşlarımızın bu güçlerini kullanmalarını istiyorum. Siyasetçileri hep salonlarda dinledik. Onlarda şimdi bizi dinlesin. Biz sanat için buluştuk. Bir gün de Diyarbakır'da barış için buluşalım'' dedi. (HK)