Evet sevgili okur, başlıkta okuduğunuz doğru. İnsanlık tarihinde çığır açan, bir dönemin sonuna işaret eden böylesi bir bilimsel gelişmeye imza atan Türk bilim yuvaları ve bilim insanlarıyla ne kadar gururlansanız az. Ben de bir üniversite öğrencisi olarak bu devrim niteliğindeki çalışmada bir parçada olsa katkım olduğu için mağrur; yorgun ama mutlu ve gelecekten her zamankinden fazla umutluyum.
Kısaca anlatayım sevgili okurlar, biliyorsunuz Ekim ayına yaklaşırken yurdumuzun dört bir köşesindeki ilim irfan yuvaları da yeni eğitim dönemine başlamak üzere harekete geçti. Bunun için feleğin çemberinden geçerek üniversitede eğitim görme hakkı kazanan genç dimağların okullarına giderek kayıt olmaları veya kayıtlarını yenilemeleri gerekiyor.
Bu deneyi kaçıran üzülür
Tabii ki bilimsel ilerleme kolay sağlanamıyor, ayrıca oldukça masraflı bir alan. Dolayısıyla sevgili hükümet bu deneyin masraflarının en azından bir kısmını sağlamak için öğrencilerden bir miktar para talep ediyor (Bkz. "Harç"). Bu paranın miktarı sevgili genç beyinciklerin beyinlerine zerk edilecek bilginin niteliğine göre değişiyor.
Örneğin pek kıymetli tıbbi bilgilerle donatılacak öğrenicilerden enjektör parası, pansuman masrafı gibi nedenlerle daha fazla katkı istenirken, Tarih, Coğrafya, Biloloji ya da Fiyoloji gibi alet edevat kullanmadan sokuşturulabilen bilgi belgelerle müstesna bölümlerde bu miktar daha düşük. Misal, tıbbiyeciler bu sene 483 yetele öderken filologlar 232 yetele ödüyor. Gerekli enflasyonist düzenlemeleri yapan sevgili akepe hükümeti geçen yıla göre yüzde beş zam yapmış durumda.
Mobilizasyonun diyalektiği
Ben şahsen bu mümtaz deneyde yer almak için gerekli katkı payını seve seve ödemeye razıydım. Bu yüzden, gerekli meblağı geçtiğimiz günlerde sağdan soldan toplayarak işleme başladım.
Şimdi, benim deneye katıldığım üniversite bu meblağın sevgili bankalarımızdan birine yatırılmasını istiyor. Fakat bu seneki geliştirme-iyileştirme çalışmaları kapsamında sevgili bankanın herhangi bir şubesinden yapılabilecek işlem, bizzat okul kampüsünde kurulan "mobil banka şubesi"nde gerçekleştirilmek zorunda kılındı. Nitekim, eğer bir banka şubesi mobilize olabiliyorsa neden olmamalıydı...
Evet, ben sevgili bankanın okul kampüsündeki mobil şubesinin önünde uzayan kuyruğa girdiğimde saat 12.00 sularını göstermekteydi. Akreple yelkovan arasındaki beş derecelik açı hızla açılmaya başladı. Bu beynelmilel önem arz eden deneyin ehemmiyetinin farkında olan sevgili eğitim-öğrenim hastası gençlerin hepsi sıraya girmişti. Sıra bana geldiğinde, daha o noktada yelkovan akrebe iki kez tur bindirmişti sevgili okur ve deneyin sadece birinci etabı sonlanmıştı.
Tilki, tilki saat kaç?
Sevgili mobil bankanın mobil memuresinin verdiği dekontu hemen arkasında yer alan okul görevlisinin damgalayarak onaylaması gerekiyordu. Sevgili ilim irfan ocağı, deneyde sapma payını en aza indirebilmek hevesiyle kontrol noktalarını sıklaştırmıştı.
Dekontu damgalattıktan sonra öğrenci işlerine seğirttim sevgili okur. Burada da bir sıra hasıl olmuştu. Yelkovan hızla ilerliyordu. Zaman su gibi akıyordu. İşlemi en kısa zamanda tamamlamak için her yol mübahtı. Ama olmuyordu sevgili okur, deney sürüyordu. Sıra bana geldiğinde sevgili memur, kütüphaneye gidip gitmediğini sordu. Gitmemiştim. Utandım. Bana bir kağıt vererek sevgili kitap yuvasına borcum olmadığını belgelememi istedi memuriyet.
Kağıdı aldığım gibi kütüphaneye seğirttim. Sevgili tilki kuyruğu burada da uzanmaktaydı. Girdim kuruğa. Sıra geldi. Kağıdı uzattım. Bilgisayar "tamam" dedi. Solda, güneş alçalıyordu. Memuriyet damgayı bastı. İlerledim. Hep beraber, ilerlerdik...
Zaman geçmiş miydi, geçiştirilmiş miydi?
Sevgili öğrenci işleri kuyruğuna bir defa daha girdim. Bu defa her şey tamamdı. Sevgili memuriyet uykuluydu. Dosyamı açtı, dekontu koydu. Bana bir föy uzattı sevgili okur, ders seçme föyü. Kayıt tamamdı ama deney bitmemişti. Sevgili bilgi donesi tedarikçisi örtmenlerin föyü onaylaması gerekmekteydi ama bu daha sonra da yapılabilirdi. Nitekim saatler 16.43'ü göstermekteydi sevgili okur. Memuriyet günü sona ermekteydi.
İşte, bünyesinde işletme bilimcileri, bilgisayar uzmanları, bilişim guruları barındıran bir Türk üniversitesi, sevgili İnternetten beş dakikada aktarılabilen sevgili harç parasını beş saatte toplamayı başarmıştı.
Zaman su gibi akıp geçmişti. Biraz bel ağrısı ve zayi olan milyonlarca sinir hücresine rağmen beş dakika uzamış beş saat olmuştu. Sevgili büyük yazar Cengiz Aytmatov'un "Gün Uzar Yüzyıl Olur" isimli fantastik romanının başlığı yıllar sonra gerçek olmuştu. Bu gurur bana yüzyıllarca yeter sevgili okur, sen de dalgalan ey şanlı yaprak... Sevgili Türk üniversiteleri ne kadar gururlansa az...(ŞŞ/NZ)