Evrim Kepenek editörlüğünde hazırlanan biamag'da bu hafta, 2024’ü tüm kötü yanları ile uğurluyoruz, savaşa, çatışmaya son diyoruz, insana, hayata yakışmayan ne varsa geride bırakıp, yeni yıla merhaba diyoruz…
Zülfü Livaneli’nin “Merhaba” şarkısında söylediği gibi sesleniyoruz 2025’e…
Aygün Atilla, 2024’ü yolca ederken, iyi ve kötü üzerine odaklanıyor: Gördüğüm ve unutamadığım nefis bir duvar yazısında yazdığı gibi, “Dağılmayın ulan, çok yalnızız."
Burak Sarı, gelen yılı yorumladı, engellilerin mücadelesini anlattı. Engelliler en ufak hakları için dahi mücadele etmek zorunda bırakılıyor.
Elif Çelebi, “Mukadderat” filminin odağında, toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden yaşlı kadınların yaşadığı baskıları, yalnızlığı ve ekonomik sorunları ele alıyor.
Murat Türker, Avrupa'daki göçmen azınlıkların dini ve kültürel çatışmalarını, kadınların eğitim ve eşitlik mücadelesini ve Eleonora Duse gibi efsanevi figürlerin sanat dünyasına etkileri detaylı bir şekilde ele alıyor.
Hüseyin Bul, etkilendiği insanları yazmaya devam ediyor: İp üstünde yürüyen Türkiye sinemasını dengede tutmak için iki kolunu aynı uzunlukta açarak yelpazeyi genişleten gayretli, çalışkan ve bir o kadar da tecrübeli biri Nur Sürer.
Tuğçe Yılmaz, 2024’te LGBTİ+ mücadelesinden akılda kalanları derledi.
Burak Soyer, Ülkü Tamer’in Ezra ile Gary kitabı üzerinden, zıt karakterler Ezra Pound ve Gary Cooper’ın metaforik temsil gücüyle Amerika’nın ve dünyanın iki kutuplu yapısını analiz ettiğini anlatıyor.
Ercan Jan Aktaş, tarih boyunca devrimci gazetecilerin ve sanatçıların karşılaştığı baskılardan örnekler sunuyor, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i hatırlatıyor.
Arslan Özdemir, 2024’te eğitimde yaşanan sorunları anlatıyor, 2025 için kapsayıcı eğitim talep ediyor.
Tarık Yüce, Jane Austen’ın eserlerinin sürekli yeniden uyarlanmasına olan ilgiyi ve bu adaptasyonların toplumda nasıl yankı bulduğunu ele alıyor.
Metin V. Bayrak, umutla öğrenmeye odaklanıyor: Umut işte o pusulamız olabilir mi? Hayal gücümüz ise bizi hedefimize ulaştıracak olan gemimizdir.
Evrim Kepenek, 2024’te kadın hakları mücadelesine yansıyanları derledi: Kimileri sandıklarda tarihe geçti, kimileri mahkeme salonlarında utancı yargıladı, kimileri ise sokaklarda, belediye önlerinde, spor sahalarında ve doğanın kalbinde mücadele etti…
(EMK)