Dünyanın en kirli ve kalabalık iki ülkesi Hindistan ve Çin arasına sıkıştırılmış Bhutan tam bir aykırılık örneği: Küçük (yüzölçümü ve nüfus olarak), sıfır karbon ve ormanlarının yüzde 60’ını korumaya altında tutmaya kararlı bir ülke.
Fakat hepsinden öte, gelişimini gayri safi milli hâsıla yerine gayri safi milli mutluluğa göre ölçen bu Budist krallığı, 2020 itibariyle dünyanın ilk organik ülkesi olma hedefiyle medyanın yeni dikkatini çekti.
Giderek artan bitki öldürücü kimyasallar, et çiftlikleri ve kalan 5 yıldan az süre göz önüne alındığında bu hedef hala yeşil bir rüya.
Fikir ilk olarak 2006 yılında, Bhutan’da Organik Tarım İçin Ulusal Çerçeve’de sürdürülebilir bir model ve doğaya, tüm canlı varlıklara saygıyla sağlıklı bir yaşamın bir sembolünü sunan bir organik tarımın varsayıldığı dokümanla ortaya atıldı.
Plan tarihsel olarak, geçimlik tarım denilen ve 1960’lara kadar hayvancılıkla bir arada sürdürülen, zehirli ilaçlama ürünlerinin teşvik edilerek sektöre giriş yapmasından beri var olan Bhutan tarım sisteminin tam bir revizyondan geçirilmesi için çağrıda bulundu.
Plan aynı zamanda organik standartların geliştirilmesini de talep ediyordu. On yıl sonra, yetkililer hala üzerinde etiketi olmadan çiftlikten pazara giden ürünler üzerinde çalışıyor. Plan, organik yöntemlerle ilgili çiftçilerin eğitimini de içeriyordu. Gübreleme ve biyolojik haşere kontrolü, bitkileri yok eden zararlı madde ya da gübrelerin tehlikeleri ve elverişli bitkiler gibi konular belirlendi.
Konvansiyonel ve organik ürünlerin aynı fiyata satılması, Hindistan’dan gelen geleneksel ürünlerin daha ucuz olması, piyasa şartları ve daha yoğun bir çaba gerektirmesi nedeniyle, organik tarım yapacak çiftçilere sübvansiyonlar sağlanıyor. (Bhutan kendisi için yeterince üretim yapamadığından ithal yoluna gidiyor.)
Bhutan’ın İngilizce yayınlanan Kuensel gazetesine göre; Organik tarımın iş olanakları yaratacağı umudu var ama pek çok genç, tarımın geride kalmış bir iş olduğunu düşünüyor ve kırsal alanı terk ederek başkent Thimphu’nun yolunu tutuyor. Bu da ürün elde etmek için neden son 15 yılda zararlı ilaçlarının kullanımının arttığını açıklıyor.
Bütün zorluklara rağmen, birkaç özel kuruluş, sivil toplum örgütleri ve sivil toplum kuruluşları hedefe doğru çalışıyorlar.
The Samdrup Jongkhar İnisiyatifi, 1000’den fazla çiftçiyi ve yerel tarımda yerel tarım memurlarını eğitti ve Samdrup Jongkhar’ı Butan’in ilk organik tarım ilçesi yapma hedefinde ilerliyor.
BioBhutan, ülkede uluslararası sertifikalı organik ürün satan tek marka, Doğu Butan’da yap esansları için limon ekimi yapıyor ve kırsal alanda kazanç getirecek işleri destekliyor.
Lotus Foods, Amerika’yı da içeren uluslararası pazarda satmak üzere Butan kırmızı pirinci yetiştiriyor.
Ve MyBhutan bir sivil toplum kuruluşu ve aynı zamanda bir seyahat portalı. Organik bira ve organik bal üreterek önümüzdeki yıl uluslararası pazara girmeyi hedefliyorlar. Bunlar gibi çeşitli ürünler yetiştiren pek çok şirket de mevcut. (R/AS)
* Yazı ilk olarak Rotka’da yayınlandı.