Fotoğraf: Canva
Türkiye genelinde 1248 çocuk üzerinde yapılan "Çocuklarda Besin Alerjileri Araştırması"nın sonuçları yayınlandı.
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Besin Çalışma Grubu'nun yaptığı araştırma iki yılda tamamlandı.
Besin alerjileri çocuklarda önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu kapsamda, Türkiye'de çocukluk çağı besin alerjilerinin özelliklerini ve risk faktörlerini değerlendirmek amacıyla gerçekleştirilen çalışma, Türkiye genelinde farklı bölgelerde yer alan 26 üniversite ve eğitim araştırma hastanesinin pediatrik alerji bölümünde tedavi gören 1248 alerjik çocuk üzerinde yapıldı.
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, Besin Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ayşen Bingöl öncülüğünde yürütüldü. çalışma, 18 yaş altı 774'ü oğlan çocukları (yüzde 62) ve 474'ü kız çocuklarını (yüzde 38) kapsıyor.
Çalışma iki yıl sürdü
Prof. Dr. Ayşen Bingöl, araştırma sonuçları hakkında şu bilgileri verdi:
"Ülkemiz genelinde çocuklardaki besin alerjilerinin özelliklerini araştırdık. Amacımız, Türkiye'de çocukluk çağı besin alerjilerinin özelliklerini ve risk faktörlerini değerlendirmekti. Bu kapsamda 2 yılda tamamladığımız çalışmamız ilk kez tüm Türkiye sonuçlarını toplu halde görmemizi sağlıyor. Bu sebeple besin alerjisi konusunda oldukça yol gösterici olduğunu düşünüyoruz.
"Çocukların yaşları ilerledikçe besin alerjisi oranları düşüş gösteriyor. Besin alerjili çocukların yüzde 62,5 çoğunluğu 0-2 yaş grubundayken, sadece yüzde 2,2'si 13-18 yaş grubundaydı.
"Elde ettiğimiz sonuçlara göre; besin alerjileri sadece kızarıklık, kaşıntı, döküntü gibi hafif belirtilere yol açmıyor, hiç de azımsanmayacak oranda (yüzde 17,6) hayati risk oluşturan alerjik şok (anafilaksi) ile sonuçlanıyor."
"Alerjik şokun en önemli nedeni inek sütü"
Çocuklarda en sık görülen besin alerjisi tipinin, inek sütü alerjisi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ayşen Bingöl, "İnek sütü alerjisi oranının 0-2 yaş grubunda yüzde 70,6 oranıyla dikkat çekerken 13-18 yaş grubunda ise yüzde 25'e düştüğünü gözlemledik. Ayrıca ülkemizde inek sütü alerjisi çocukluk çağında anafilaksiden en sık sorumlu alerji tipidir" dedi.
İnek sütü alerjisini sırasıyla yumurta, kabuklu kuruyemişler, buğday ve deniz ürünleri alerjileri takip ediyor.
Prof. Dr. Ayşen Bingöl, besin alerjisi türleriyle ilgili ise şu noktalara değindi:
"Susam alerjisi yükselişte"
"Besin alerjili çocukların yaklaşık yarısında birden fazla besine alerji gördük. Çocuk büyüdükçe süt ve yumurta alerjilerinin daha az görüldüğünü saptadık. İnek sütü alerjisi ve yumurta alerjisi olan çocukların yüzde 80'inin 16 yaşında bu besinlere karşı tolerans geliştirdiğini gözlemledik.
"Ancak fındık, ceviz, antep fıstığı, kaju, yer fıstığı gibi kabuklu kuruyemiş alerjilerinin ise yaş büyüdükçe arttığını ve iyileşme olmadığını saptadık. Ortadoğu ülkelerinde çok sık görülen susam alerjisinin ülkemizde de tırmanışa geçtiğini biliyoruz. Ülkemiz gibi susamın yetiştiği ülkelerde alerjik reaksiyonlar daha yaygın ve şiddetli olarak görülebiliyor. Buna karşılık ülkemizde soya alerjisinin pek yaygın olmadığını görüyoruz."
Öte yandan araştırma sonuçlarına göre besin alerjilerinin en sık görüldüğü dönemin süt çocukluğu yani doğumdan 2 yaşına kadar olan dönem olduğu ortaya çıktı.
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) hakkındaErişkin - çocuk alerji ve klinik immünoloji uzmanlarını bir çatı altında toplamaktadır. Alerji ve Klinik İmmünoloji biliminin ve hizmetinin Türkiye'de gelişimine katkı sağlamayı ve alerjik – immünolojik hastalıklar konusunda toplumda farkındalık oluşturulmasını hedefliyor. Uluslararası katılımlı kongre ve bilimsel toplantılar gerçekleştirerek branş hekimlerinin ve ilişkili sağlık personelinin en yeni bilgiler ile güncellenmesi sağlar. Uluslararası bilimsel kurumlarla (AAAAI, EAACI, SIAF, WAO) iş birliği yaparak bu iş birliklerinin ışığında uluslararası kurumların düzenlediği kongre ve kursları gerçekleştirir. | |
(AÖ)