Nuri Demirağ adını hiç duydunuz mu? Peki ya ''Beşiktaş'ta uçak fabrikası kuran kişi'' desem? Bundan 74 yıl önce Beşiktaş'ta bugünkü Deniz Müzesi, zamanında bir uçak fabrikasıydı.
Burayı kuran kişi de Nuri Demirağ adlı bir girişimciydi. Demirağ şimdi bir belgeselle tekrar gündeme geliyor. Yönetmen Savaş Güvezne'nin, ''Beşiktaş'ta Bir Tayyare Fabrikası'' adlı belgeseli, Türkiye'nin ilk uçak sanayisi girişimcisinin pek fazla bilinmeyen hayat hikayesini anlatıyor.
Demiryolu yapan Demirağ
İşte belgeselden alıntılarla Demirağ'ın hayatı: İstanbul'un işgali sırasında ticarete atılıp "Türk Zaferi" adlı sigara kâğıdı üreten Mühürzade Nuri Bey, çok sayıda demiryolu, fabrika ve bakanlık binası inşa etti. Soyadı kanunu çıktığında Atatürk, demiryolu yapan Nuri Bey'e "Demirağ" soyadını uygun gördü. Demirağ'ın hayatını değiştirense 1930'lu yıllarda ekonomik sıkıntı yaşayan Türkiye'ye uçak alınabilmesi için halkın desteğini almak amacıyla bir kampanya düzenlenmesi oldu.
Demirağ ''Madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim'' diyerek 1936'da Beşiktaş'taki Hayrettin Paşa İskelesi'nde, bugün Deniz Müzesi olarak kullanılan binayı yaptırdı. "Tayyare Etüd Atelyesi"ne, Fransa'da uçak mühendisliği okumuş arkadaşı Selahaddin Alan ile birlikte yurtdışından uzmanlar getirdi. ''Nu. 36'' adını verdiği uçağını imal etti.
Türk Hava Kurumu (THK) bu uçakları almaya talip oldu. Ama önce deneme uçuşu yapılmalıydı. Alan bu işe gönüllü oldu. Eskişehir'de havaalanının çevresinde drenaj için hendek kazıldı. Ancak bunu bilmeyen Alan, hendekten daha önce iniş yaptı, hendeğin içine düşerek öldü. Bu olay, Nuri Demirağ için bir dönüm noktası oldu. Zira THK, sipariş ettiği 65 uçağı almaktan vazgeçti. Demirağ da kurumu mahkemeye verdi ancak dava THK lehine sonuçlandı.
Demirağ, atölyede yapılan uçakların testlerinin yapılacağı pist için Yeşilköy'de, şu anda "Atatürk havalimanı" olarak kullanılan yeri satın aldı ve bölgeye bir uçuş sahası yaptırdı. Burada bir de pilot ve teknisyen yetiştirmek üzere ''Nuri Demirağ Gök Okulu" kurdu. Uçak tamir atölyesi ve hangarların da olduğu bu alana ''Nuri Demirağ Gök Stadyumu'' deniliyordu.
Sivil havacılık başlıyor
Bu okul 246 pilot yetiştirdi. Demirağ sonunda Türkiye'de üretilen ilk yolcu uçağı "Nu D.38"i de imal etti. İlk şehirlerarası uçuşunu 26 Mayıs 1944'te İstanbul'dan Ankara'ya yapan Nu D.38, sivil havacılık sayfasını da açmış oldu.
Ancak işler Demirağ'ın umduğu gibi gitmedi ve "Türk Uçağı" projesi büyük bir zararla sona erdi. Demirağ'ın Yeşilköy'deki arazisi de1944'te kamulaştırıldı. Uçakların tümü, tek bir nümune kalmamak üzere hurdacıya verildi. Buna isyan ederek başta Cumhurbaşkanı İnönü olmak üzere bütün hükümet üyelerine sayısız mektup yazan Demirağ'ın bu çabaları da sonuçsuz kaldı. Dut ağacı ziraatından paraşüt imalatçılığına dek çok çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren Demirağ, 1939 Erzincan depreminde de depremzedelere bizzat yardım etmişti. 1936'da bir tesadüf sonucu tanıştığı Nazım Hikmet'e de Cihangir'deki evini bedelsiz tahsis eden, zor günlerinde şair Neyzen Tevfik'e yardımcı olan Demirağ, İnönü'nün karşısında ilk muhalefet partisi olan Milli Kalkınma Partisi'nin de kurucusuydu. İlk özel radyoyu da kurmaya teşebbüs eden ama izin alamayan Demirağ, bir süre milletvekilliği de yaptı. Hayatı 1957'de, şeker hastalığı nedeniyle sona erdi.
Güvezne: Cumhuriyet tarihine yeni bir bakış gerek
Yönetmen Savaş Güvezne "Demirağ'ın cesur girişimciliği, araştırmacılığı, yalnızca demiryolları ve uçak sanayisiyle kalmamış, yaşamı boyunca, o gün için hayali güç, bugünse yaşamımızın parçası olan projelere imza atmış, peşinden koşmuştur" diyor ve ekliyor: "Bu belgesel ve Nuri Demirağ, benim için cumhuriyet tarihine yeni bir bakışla bakılması gerekliliğini öğretti. Resmi tarih anlayışının ötesinde, sözlü tarih yaklaşımının, inanılmaz öykülerin yer aldığı, farklı bilgi ve belgelerin olduğunu, yerleşik kanaatlerin aksine, başka bir dünyanın da var olduğunu hatırlattı." (GU/TK)