KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Besê Hozat, 31 Mart seçimleri sonrasında AKP-MHP-Ergenekon blokunun yeni bir çözüm süreci başlatacağına ilişkin olarak yaratılan beklentileri kesin bir dille reddetti: "Psikolojik harptir yani..."
Özel savaş politikaları
Hozat dün gece Medya Haber TV'de yayımlanan "özel program"da iktidarın hedeflediği 1 Nisan tablosunu şöyle resmetti: "Seçim sonrası Kürtlerin yaşayacağı tek şey var; topyekün soykırım savaşının daha da derinleşmiş, yayılmış ve şiddetlenmiş biçimi olacak. Şu anda bu iktidarın bütün hazırlıkları bu temelde. Bu tür özel savaş propagandaları tamamen Kürtlerin kafasını karıştırmaya dönük beklenti yaratıp, kafa karışıklığı yaratıp oy devşirmeye dönük özel savaş politikalarıdır. Tamamen özel savaş politikalarıdır.
"Halkımız itibar etmiyor, biz inanmıyoruz"
Hozat, beklentileri yaratan güçleri ve oluşturulan ortam karşısındaki tutumlarını da şöyle özetledi: "Halkımız itibar etmiyor, biz inanmıyoruz. Biraz böyle kulak kabartan varsa da asla kulak kabartmalı. [...] Kimse öyle farklı özel savaş elemanlarının kurduğu sözlere kanmamalıdır. Özel savaşın etkisine asla hiç kimse girmemelidir. Halkımız sandığa gitmeli, kendi iradesini, kendi değerlerini temsil edenlere oylarını vermelidir. Bu konuda hiçbir kafa karışıklığı yaşamamalı. Güneş kadar net olmalıdır. Su kadar zelal olmalıdır. Hepsi özel savaştır."
31 Mart seçimlerinin anlamı
Hozat, Medya Haber TV'de 31 Mart seçimlerinin Kürt Sorununun çözümüne, çatışmanın sonlanmasına olası etkileri çerçevesinde iktidarın temsilcileri ve Erdoğan Kabinesi bakanlarının Irak ve Kürdistan Bölgesi yetkilileriyle görüşmelerini de değerlendirdi.
Önceki seçimde kaybettiği yerleri almak istiyor
Bu seçimin hangi atmosferde, hangi siyasi, toplumsal iklimde yapıldığı önemli. Kesintisiz bir savaş var. [... iktidar Türkiye’yi çökertti. Türkiye siyasi olarak çöktü, ekonomik olarak çöktü, ekolojik olarak çöktü. Türkiye'nin doğasını da, coğrafyasını da talan etti. Depremde gördük geçen yıl.[...] Bu yerel yönetim seçimleri de çok antidemokratik, faşist bir atmosferde yapılıyor. Dolayısıyla aslında bir meşruiyeti yok. Bu seçimler demokratik bir seçim olmayacak. Şimdi yerel yönetim de bu iktidar açısından çok önemlidir. Daha önceki seçimde kaybettiği yerleri de almak istiyor."
"Oylar, yurtsever, demokratik,
özgürlükçü, eşitlikçi adaylara"
Hozat, "yerel yönetimler bu faşist iktidarın elinden ne kadar çıkarsa iktidar[ın] o kadar zayıflayacağı"ndan hareketle "İstanbul'da [iktidar çevrelerinde] yoğun bir panik" olduğunu ileri sürdü.
"[İstanbul] hayatın merkezi çünkü. Yani neredeyse Türkiye sermayesinin çeyreği orada. Kıyı kentlerin hepsi öyle aslında. O yüzden aslında Türkiye'de de mevcut durumda seçim süreci, bir savaş süreci olmuş. Gerçekten bir savaş var. Yani seçim meçim yoktur, bir savaş yaşanıyor yani. Bir iktidar savaşı yaşanıyor ve çok çirkin yaşanıyor. Hiçbir etik değer tanınmıyor. Siyaset çok kirlenmiş" diyen Hozat "Türkiye'de halkımız[ın] yurtsever, demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi adaylara oy verme[si gerektiğini] söyledi.
Hozat, "Hizbulkontra" olarak nitelediği yereldeki Kürtçe konuşan iktidar yanlısı partiler üzerinde özellikle durduğu konuşmasında "Dersim gibi Aleviliğin, Reya Heq inancının merkezi gibi bir yerde aday çıkarmışlar." dedi. "Alevilerin Reya Heq inancının merkezi [olan] Dersim'de yürütülenin bir soykırım savaşı [olduğunu]" söyledi.
"Dersim'de Hizbulkontra'ya cevap"
Kirli savaş döneminde Hizbullah adı altında sürdürülen suikastlerde rol alan "JİTEM elemanları"nın siyasi parti kimliğinde faaliyet gösterdiğini iddia eden Hozat, "Onların Kürtlükle alakası yok. Kürtçe konuşarak Kürtçe diline de hakaret ediyorlar. Kirletiyorlar, kirletmeye çalışıyorlar." dedi ve amaçlarını şöyle değerlendirdi: "Kürtçe ile Kürt kültürünü asimile edecek, kültürel kırım yapacak, soykırım yapacak. Halkımız bunu görmüyor mu? Ben inanıyorum ki halkımız bunu görüyor. Halkımız buna da pabuç bırakmayacak. En güçlü cevabı verecek, ben inanıyorum. Bu yerel seçimlerde, sandıkta hem bu soykırımcı sömürgeci faşist iktidara, devlete hem de özel savaş elemanları bu Hizbulkontra’ya ve diğer işbirlikçi hain kesimlere cevaplarını verecek. Ben buna inanıyorum. Halkımız da buna karşı mücadele ediyor, edecek ve en güçlü tutumu da ortaya koyacak." dedi.
(AEK)