*Fotoğraflar: Ali Aktaş
Boğaziçi Üniversitesi'nde, akademisyenler ve öğrencilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın rektör atamalarına karşı özerk ve demokratik üniversite talebiyle başlattıkları 2 Ocak'tan bu yana devam eden direniş, 45. haftasını doldurdu.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri her iş günü olduğu gibi bugün de "#KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz" diyerek arkalarını 210. kez rektörlük binasına döndüler.
Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde "Kabul Etmiyoruz", "Vazgeçmiyoruz" yazan dövizler ile görevine son verilen Can Candan, dersleri kapatılan Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve tutuklu öğrencileri Berke ve Perit'in fotoğraflarını taşıdılar.
Direnişin 313. gününde Güney Meydan'da bir araya gelen Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri yaptıkları açıklamada, Naci İnci'nin ilgili kurullarının hiçbiri muhatap alınmadan, kurum iradesi hiçe sayılarak şeffaf olmayan bir şekilde rektör olarak atanmasının 81., İnci'nin, Can Candan'ı görevden almasının 116. ve Candan'ın İnci'nin talimatıyla kampüse alınmayışının 33. günü olduğunu belirttiler.
Akademisyenler, yaptıkları açıklamada, "Sizlere hâlen basının alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz" dediler.
Boğaziçili akademisyenlerin açıklaması direnişin 313. gününde yaptıkları açıklama şöyle: "Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak son dönemde kampüslerimizin yağma ve talanının önünü açacak çeşitli düzenlemelerin yapılıyor olmasını derin bir endişe ve öfkeyle izliyoruz. Bu düzenlemelerden en önemlisi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca belirlenen yeni sit alanı derecelendirmesidir. Talana karşı davaBoğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü'nde yapılaşma yolunu açma, alanın eşsiz doğal ve tarihi dokusuna geri dönülmez zararlar verme tehlikesi taşıyan bu girişim karşısında, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na itirazda bulunduk. 8.11. 2021 tarihinde de bir grup Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni ve mezunu olarak İstanbul İdare Mahkemesi'nde yürütmenin durdurulması ve iptal istemiyle dava açtık. "Kültürel mirası koruyacağız"158 senedir bir kampüs alanı niteliğinde olup sadece eğitim hizmetine vakfedilmiş Güney Kampüs'ün, içindeki tarihi ve kültürel değerler ile birlikte muhafazasında, yüksek kamu yararı olduğunu düşünüyoruz. Hem eğitim tarihimizin hem de İstanbul'un doğal ve kültürel mirasının önemli bir parçası olan bu kampüsü talan ve yapılaşmadan korumak için tüm imkanlarımızla mücadeleye devam edeceğiz. "Prosedürler uygulanmadı"Bu hafta gayrimeşru rektörlük, ilgili kurullara danışmadan Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'ne bir öğretim üyesi atadı. Millî Eğitim Bakanlığı'nın 1416 sayılı kanuna dayanarak yaptığı görevlendirme talebi üniversite içi değerlendirme prosedürleri uygulanmadan rektörlükçe onaylandı. "Özerkliğe yapılmış darbe"Bir defa daha vurgulamak istiyoruz: Rektörlüğün üniversitemizin Senato kararına aykırı olarak ve kurullarının değerlendirmesine fırsat vermeden yapmış olduğu bu atama liyakate dayalı kriterlerimizi hiçe saymaktadır. Bu karar üniversite özerkliği ve bölüm iradesine karşı yapılmış büyük bir darbedir. Bu atamanın bir an önce durdurulmasını talep ediyoruz. "Askeri alana dönüştürüldü"Gayrimeşru yönetimin geçtiğimiz haftalarda peş peşe aldığı kararlar, özgür etkileşimin vücut bulduğu bir mekân olması gereken üniversite kampüsümüzü adeta askeri bir bölge gibi yasaklı alanlara dönüştürüp parçalamayı hedefliyor. Rektörlük binasının önü özel güvenliğin hukuksuz uygulamalarıyla protesto yapılamaz bir yer haline getiriliyor; çevik kuvvet Güney Kampüs'ü abluka altına alıyor; üniversiteye yıllarca emek vermiş ve hukuksuzca görevden alınan Can Candan hocamızın kampüse girmesi hiçbir yazılı emir olmadan engelleniyor. "Rapora zorlama"Kampüsün var olma sebebi olan öğrencilere karşı, rektörlük talebiyle tedbir kararı alınıyor. İki öğrencimiz 30 günü aşkın bir süredir yine Naci İnci'nin talebiyle tutuklu olarak cezaevinde tutuluyor. Son bir uygulama da bina sorumlularının görevleri dışında bir işe zorlanıyor, kendilerinden hocaların dersliklere gelip gelmediğine dair rapor tutmaları bekleniyor olmaları. "İki öğrencimiz hâlâ tutuklu"Bölüm ve fakülte yönetimlerinin iradesini hiçe sayan bu yaklaşım, rektörlüğün üniversiteyi idare etmesindeki aczi açıkça gözler önüne sermekten öte gitmemektedir. Bu hafta Naci İnci'nin şikâyeti üzerine özgürlükleri ellerinden alınan öğrencilerimiz Berke Gök ve Perit Özen cezaevinde birinci aylarını doldurdular. Berke ve Perit, içinde masa ve sandalyesi bile bulunmayan tek kişilik hücrelerde yargılama sonlanmadan tecrit ile cezalandırılıyorlar. "Soruşturmalara son verilsin"Öğrencilerimizin dünyayla bağları koparılıyor, eğitim hakları ellerinden alınıyor ve insan hakları ihlal ediliyor. Bu insafsız uygulamanın tek sorumlusunun gayrimeşru rektörlük olduğunu biliyoruz. Tüm Boğaziçi öğrencilerine gözdağı vermek amacıyla rehin tutulan öğrencilerimizin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Öğrencilerimize yönelik tüm soruşturma ve davalara son verilmesini istiyoruz. "Arkadaşlarımız işlerine iade edilsin"14 yıldır kurumumuzda ders veren ve üniversitemizin kültür ve sanat hayatının şekillenmesinde önemli bir rolü olan akademisyen Can Candan'ın kampüse girişi 32 gündür engelleniyor. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen meslektaşımız Can Candan ile dersleri iptal edilen Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar'ın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini talep ediyoruz. "İnci'nin istifasını talep ediyoruz"Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürleri seçimle göreve gelmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz Mühendislik Fakültesi Dekanı, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürleri bir an önce görevlerine atanmalıdır. Atanmış Rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz." | |
(RT)