Akademisyenlerin 40. açıklaması

"Bugün 27 Ekim Çarşamba. Nöbetimizin 200., direnişimizin 297. günündeyiz. Sizlere halen basının alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.

"22 Ekim Cuma ve 25 Ekim Pazartesi günleri üniversitemiz, atanmış rektörlüğün davetiyle çevik kuvvet ve sivil polis tarafından işgal edildi. Hiçbir meşru gerekçeye dayanmayan ve şiddeti olağanlaştırmaya yönelik bu tasarruf, öğrencilerin anayasa tarafından güvence altına alınan barışçıl protesto haklarının gaspıdır.

"Dahası, bu müdahale, üniversite bileşenlerinin 10 aydır sürdürdüğü mücadele karşısında gayrimeşru idarenin söz söyleme gücünden yoksun olduğunun da bir kanıtı. Cuma günü öğrenciler, aylardır yaptıkları gibi rektörlüğün karşısındaki alanda tente kurmaya çalıştıklarında özel güvenliğin şiddeti ile karşı karşıya bırakıldılar.

"Yüzlerce hocanın ve öğrencinin gözleri önünde özel güvenlik gerilimi tırmandırdı ve kalabalık bir çevik kuvvet ve sivil polis ekibi güney meydanı ablukaya aldı. Öğrenciler tenteyi başka bir alanda kurmayı kararlaştırdılar ve ablukanın kalkması talebiyle barışçıl oturma eylemlerini sürdürdüler.

45 öğrencinin gözaltına alınması

"Polis tarafından gözaltına alınmayacaklarına dair kendilerine verilen güvence sonrası dağılmaya başladıkları esnada, 45 öğrencimiz zor kullanımı ve ters kelepçeyle gözaltına alındı.

"Bu şiddet ortamı, üniversitemizde eğitimin devam ettiği saatlerde bizzat atanmış idarenin genel sekreteri Nedim Malkoç'un gözetiminde yaratılmıştır. Aynı şekilde pazartesi günü de atanmış yönetim öğrenciler tenteleri çekmiş olmalarına rağmen bir kez daha çevik kuvveti kampüse alarak aynı şiddet ortamını yaratmakta ısrarcı oldu.

Öğrencilerimiz ve hocalara yönelik bu tür gözdağlarına karşı özerk ve özgür mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi bir defa daha ifade etmek isteriz.

"Çevik kuvvetin kampüsü işgali"

Senato ve Üniversite Yönetim Kurulu (ÜYK) üyeleri bu hafta yayımladıkları güçlü bir bildiriyle kampüste yaratılan bu şiddet ortamını kınadılar ve atanmış yönetimi üniversitemizin idari özerkliğe dair yerleşik kurallarına uymaya davet ettiler.

Üniversite kampüsü fikirlerin özgürce ifade edildiği bir mekândır. Bu mekânın özel güvenlik, sivil polis ve çevik kuvvet tarafından işgal edilmesi kabul edilemez.

"Atanmış yönetim üniversitemizi yönetemiyor. Yönetemedikçe baskıcı uygulamalarının dozunu arttırıyor, görülmemiş idari usulsüzlüklere ve hukuki cambazlıklara başvuruyor. Bu hafta Naci Inci, öğrencilerimize yönelik baskıcı uygulamalarına bir yenisini ekledi.

İnci'nin, 'Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik kanuna' başvurarak 14 öğrencimize ilişkin koruma tedbir kararı aldırmış olduğunu öğrendik.

"Bizim gözümüzde bu tedbir kararı, Naci İnci'nin, hakkındaki eleştirileri susturmak amacıyla kendisi için kurgulamaya çalıştığı bir mağduriyet mizansenidir.

Ülkemizde bu kanun uygulanamadığı için kadınlar hayatını kaybederken, Naci İnci'nin bu tedbiri öğrencilere karşı aldırmaya çalışmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

"Meslektaşlarımızdan vazgeçmiyoruz"

"14 yıldır kurumumuzda ders veren ve birçok kültür ve sanat faaliyetiyle üniversite hayatına önemli katkılarda bulunmuş Can Candan'ın kampüse girmesinin keyfi ve şifahi bir kararla yasaklanmış olması da atanmış rektörlüğün içinde bulunduğu yönetim krizinin bir ifadesi.

"Bu mesnetsiz ve kabul edilemez yasak nedeniyle Pazartesi günü Boğaziçi Sinema Kulübü tarafından düzenlenen ve Can Candan'ın davetli olduğu etkinlik, rektörlük tarafından iptal edildi.

"Hep vurguladığımız gibi, üniversiteye verilen hasarların en başında Can Candan'ın işine son verilmesi; Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar'ın derslerinin iptal edilmiş olması geliyor. Atanmış yönetim bu uygulamalarıyla öğrencilerimizin eğitim hakkını gasp ediyor, kampüsümüzü çoraklaştırıyor.

"Bizler, Can Candan'ın bir an önce göreve iade edilmesini, göreve iade edilme işlemi gerçekleşene kadar kampüslerimize serbestçe girmesinin sağlanmasını talep ediyoruz.

"Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak derslerine son verilen meslektaşlarımız Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar da haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmeliler. Özgür ve özerk bir üniversite için verdiğimiz mücadeleden ve meslektaşlarımızdan vazgeçmiyoruz.

2021-10-27 Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri Nöbeti No. 200 ve Açıklaması (8/8) from Can Candan on Vimeo.

"Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürleri seçimle göreve gelmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz Mühendislik Fakültesi Dekanı, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürleri bir an önce görevine atanmalıdır.

"Atanmış Rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Tutukluluk hâline yapılan itirazları bu hafta reddedilen öğrencilerimizin derhal serbest bırakılarak kampüse dönmelerini ve öğrencilerimize yönelik soruşturma ve davalara son verilmesini talep ediyoruz.

"Türkiye'de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar, 200. nöbetimizde de kabul etmiyoruz, azgeçmiyoruz!"