Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Kadın Meclisi, son KCK operasyonunda tutuklananların çoğunluğunu kadınların oluşturduğuna dikkat çekerek, bu durumu "BDP'nin kadın mücadelesine, demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürüten kadınlara karşı bir saldırı" olarak nitelendirdi.
Kürt sorunu çözülmeden Türkiye'nin demokratikleşemeyeceğini vurgulayan BDP Kadın Meclisi, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) Kürt sorununun çözümü, kadın özgürlüğü, inanç özgürlüğü ve demokratikleşme konusunda oluşan beklentileri ortadan kaldırmaya çalıştığını vurguladı.
KCK operasyonlarını, Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) üyelerine yönelik baskı ve gözaltıların yoğunlaşmasını bu duruma örnek gösterdi.
Kadın Meclisi, çözüm için Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) askeri ve siyasi operasyonlardan vazgeçmesini, tutuklanan arkadaşlarının bırakılmasını, Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü için müzakerelerin başlatılmasını istedi.
Avukatlar: İddiaların temeli sıradan telefon görüşmeleri
Urfa'da 4 Ekim'de KCK soruşturması adı altında yapılan operasyonla 24 kişi gözaltına alınmış; BDP Urfa İl Eşbaşkanları İbrahim Ayhan ve Fadile Fidan ile Aynur Şahin, Azize Yağız, Fatma Silgir, Nevrez Alataş, Mikail Gözek ve Mensure Engin tutuklanmıştı.
Aynı dosya kapsamında Ankara'da da BDP PM Üyesi Ferhat Tarhan tutuklanarak Ankara L Tipi Kapalı Cezaevi'ne konulmuştu.
Önceki KCK operasyonları sırasında tutuklanan Suruç Belediye Başkanı Ethem Şahin'in eşi Aynur Şahin, üç yaşındaki oğlu Agır ile birlikte Şanlıurfa E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderilmişti.
BDP Kadın Meclisi'nin açıklamasına göre, avukatlar, iddiaların temelinde, sıradan telefon görüşmeleri olduğunu; örneğin "avon" markasının "örgüt", şampuanın ise "örgüte eleman kazandırmak" olarak gösterildiğini belirtmişti.
"Dağa göndermeye değil sığınmaevine yerleştirmeye çalıştılar"
BDP Kadın Meclisi, operasyonların esas gerekçesinin, "BDP'li kadınların Urfa'da 18 yaşından küçük bir kız çocuğunun para karşılığında erkeklere pazarlanmasına karşı mücadelesi" olduğunu açıkladı:
"Partili kadın arkadaşlarımız fuhuş batağına düşürülen; madde bağımlısı, şiddet mağduru olan bu genç kadına yardımcı olup Diyarbakır'da ki Kadın Sığınma Evine yerleştirmişlerdir. Çete üyeleri kıza baskı yaparak arkadaşlarımız hakkında 'Beni dağa göndereceklerdi' şeklinde ifade vermeye zorlamışlardır.
Güvenlik güçleri tarafından hazırlanmış bu komplo ile Urfa il örgütümüzün çalışmaları engellenmek istenmiştir. Arkadaşlarımız şiddete maruz kalan bir kadına yardımcı olmuş ve sığınma evine yerleştirmişlerdir.Sormak istiyoruz dağa göndermek istenen kadın neden sığınma evine yerleştirilsin?" (BB)