Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) yanı sıra İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) de aralarında olduğu sivil toplum örgütü yöneticilerinin yargılandığı KCK davasının ilk duruşması Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Davada 103 tutuklu sanık var.
Sabah saatlerinde başlayan duruşmaya yaklaşık 300 avukat sanıkları savunmak üzere katılıyor. Birçok insan hakları savunucusu ve uluslararası heyet davayı izlemek üzere Diyarbakır'da. Salona 16 gazeteci ve 50 izleyici alındı.
Yaklaşık 500 kişilik bir grup da polisin etrafında kordon oluşturduğu adliye binasının yakınındaki belediye binası önünde bekliyor.
Dün gece saatlerinden itibaren adliye binasının dört bir tarafı polis bariyerleri ile çevrilirken, adliye binası yanındaki caddeler ve sokaklar trafiğe kapatıldı. Adliye binası çevresine çok sayıda çevik kuvvet polis yerleştirilirken cadde üzerlerine çok sayıda panzer tipi polis aracı, çevik kuvvet otobüsleri yerleştirildi. Adliye etrafında çatılara keskin nişancılar yerleştirilirken, Adliyenin yan tarafındaki ana caddedeki ulaşım, polis kontrolünde sağlanıyor.
Sanıklar, ilki yerel seçimlerin hemen ardından, 14 Nisan 2009'da olmak üzere düzenlenen polis operasyonlarıyla gözaltına alınmıştı.
7 bin 500 sayfadan uzun olan iddianame Haziran 2010'da tamamlandı. Sanıklar hakkında 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor. Suçlamalar arasında "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmak, "terör örgütüne yardım ve yataklık etmek" de var.
Savcılık sanıkları "PKK'nin şehir örgütlenmesi olan KCK/TM (Kürdistan topluluklar Birliği/Türkiye Meclisi) üyesi olmak"la suçluyor.
Sanıklar arasında kapatılan Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) 28 yöneticisi, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in de aralarında bulunduğu 12 belediye başkanı, iki İl Genel Meclisi Başkanı ile iki belediye meclis üyesi de bulunuyor.
İHD Diyarbakır şube başkanı Muharrem Erbey de yargılanacaklar arasında.
Tahliye talebi
DTP, iktidar partisinin iddiasına karşın 29 Mart seçimlerinden güçlenerek çıkmış, operasyonlar hemen ardından başlamıştı. Hükümet temmuzda "açılım"ı başlatmış, bir dizi toplantının ardından yıl sonuna yaklaşırken hava tersine dönmüştü.
PKK'nin saldırılarını yoğunlaştırmasıyla birlikte ölüm haberleri çoğalmış, 2010 ilkbaharından itibarense eylemsizlik kararı, Abdullah Öcalan'la görüşmelerin yoğunlaşması, referandum ve yeni anayasa tartışmalarıyla konu ilerlemişti.
BDP başta olmak üzere hak savunucuları ve aktivistlerin temel talebi tutuklu yargılananların ilk duruşmada serbest bırakılması. Uzun tutukluluğun cezalandırmaya dönüştüğünü savunan avukatlar sanıkların bir kısmı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne de başvurmuştu. (EÜ/TK)