Meclis’teki yemin törenini yöneten CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana'nın yemininin geçersiz sayılmasıyla ilgili konuştu.
Habertürk’ten Düzgün Karadaş’a konuşan Baykal, “Bu mesele, ‘Türkiyelilik iyi mi, kötü mü' meselesi değil. Başkan'ın özgürlükçü bir anlayış içinde olup olmaması meselesi de değil. İsteyen istediği gibi yemin metninde değişiklik yaparsa, bu yemin olmaktan çıkar" dedi.
Baykal, yemin metninin de değişmesi gerektiğini ifade etti. “Dili, grameri, içeriği iyi değil. Bu, anayasada ele alınacak konulardan birisidir. İnanıyorum ki, o yemin metninden rahatsız olan birçok milletvekili bulunuyor” dedi.
“Herkes farklı okursa sonunu alamazsınız”
Baykal’ın açıklamasından satırbaşları şöyle:
“Ben kamuoyunun şunu bilmesini istiyorum: Yemin metni üzerinde, yemin eden milletvekillerinin değişiklik yapmalarına izin veremeyiz. ‘Aynen okunmayabilir,’ dersek yemin metninde herkes kendi mantığına göre değişiklik yapma gereğini hissedebilir. Ondan sonra da bunun sonunu alamazsınız.
“Anayasa'da yer alan bir yemin etme şekli var. 549 kişi de Anayasa'da yer aldığı şekliyle yeminini ediyor. İsteyen istediği gibi yemin metninde değişiklik yaparsa, bu yemin olmaktan çıkar. Eğer Meclis'i yönetiyorsam, var olan yemini aynen uygulanmasını sağlamam benim görevimdir. Ondan vazgeçmem mümkün değildir. O nedenle müdahale ettim.
“Yeminden önce söylenenler Anayasa’ya aykırı değil”
“Yemin etmeden önce kendisine göre kimisi, ‘Bismillah’ diyor; kimisi anlamadığım Kürtçe bir şeyler söylüyor. Ben onunla meşgul değilim. Onlara takılmadım da. Hatta yeminden önce dua okunmasını, farklı dillerde konuşulmasını anlayışla, doğal karşıladım. Çünkü Anayasa'da bunu engelleyen bir taraf yok. O yüzden herkesin yemine başlamadan önce kendince bir giriş yapmasına saygı duydum. Burada önemli olan yeminden önce ne söylendiği değil, yeminin doğru okunup okunmadığıdır.
“Kürsüye çıkan istediği gibi başlar; o kendisinin inancı. Hatta besmele ile başlıyorsa, daha kuvvetli yemin ediyor, demektir. Bu beni ilgilendirmez. Öbürü yemin öncesi Kürtçe bir şeyler söylüyor. Yeminden önce ‘Kürtçe konuşulmaz’ diye anayasada madde yok. Ama herkes yemin metnine sadık kalmalı.
“Yemini tekrarlaması lazım”
“O yeminin tekrar edilmesi lazım. Ben oturumu yönetme görevini üstlendiğim için sadece yeminin edilip, edilmediğini tespit ettirdim. Yemin edilmedi; gerçekten edilmedi. Bunu bu durumdan zevk aldığım için veya şahsi duygularım öyle olduğu için söylemiyorum.
“Yemin metni değişmeli”
“Ben yemin metniyle ilgili değerlendirme yapmıyorum. Bu yemin metni, iyidir, güzeldir, en iyisi budur da demiyorum. Kaldı ki, yemin metni değiştirilebilir. Gerekirse yemin daha düzgün yazılabilir. Çünkü çok parlak bir yemin metni değil. Dili, grameri, içeriği iyi değil. Bu, anayasada ele alınacak konulardan birisidir. İnanıyorum ki, o yemin metninden rahatsız olan birçok milletvekili bulunuyor. Herkes bunu bildiği halde ülkemizde siyaset yapmanın, parlamentoda görev yapmanın gereği olarak, beğenmeseler de herkes o metne sadık kalarak yeminini ediyor.”
Ne olmuştu?
Zana, yemin töreninde konuşmasına "Bi Hevîya Aşîtî Kî Bi Rûmet Û Mayînde..." (Onurlu ve Kalıcı Bir Barış Umuduyla) diyerek başlamış, ardından yemin metnine geçmişti.
Zana yeminde yer alan “Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim” cümlesinde, “Türk milleti” yerine “Türkiye milleti” ifadesini kullanmış, geçici Meclis Başkanı Baykal "Metni tekrar usulüne uygun ve aynen okumadığı takdirde yemin tamamlanmış sayılmayacaktır" demişti. (ÇT)