Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın.
Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Baskın Oran, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a Akademisyenler Bildirisi hakkında yaptığı dört ayrı konuşmada hakaret ettiği gerekçesiyle 10 bin liralık tazminat davası açtı.
Bugün Cumhuriyet gazetesinde “Erdoğan’a bu davayı niçin açtım?” başlıklı yazı kaleme alan Prof. Dr. Oran, bu davanın Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açılan ilk dava olduğunu söyledi.
Savaş durumuna son verilmesini talep eden bir akademisyenler bildirisine imza attığını ve çözüm sürecine geri dönülmesi talebinde bulunduğunu hatırlatan Prof. Oran, Erdoğan’a neden dava açtığını özetle şu sözlerle açıkladı:
Şahsi sebepler
“Erdoğan’ın, TV’den yayınlanan 4 ayrı konuşmada kullandığı kelime ve terimler, dava dilekçemde alıntı yaptığım cümlelerin açıkça gösterdiği gibi, hakaret ve aşağılama doludur: ‘Alçak’, ‘zalim’, kapkaranlık’, ‘cahil’, tiksinti verici’, ‘vatan haini’, ‘lümpen’, ‘terör örgütünün maşası’, ‘ahlaksız’, ‘mandacı artığı’, ‘ruhu kirlenmiş’.
“Kişilik haklarımı ihlal eden bu ağır hakaretleri ne bir şahıs olarak kaldırabilirim, ne de bir bilim insanı olarak. Bunun için dava açtım.
“Ben, hocalık ve kitap yazma dışında, bu devlete yıllar boyu azınlık ve Kürt sorunlarında bir kuruş ücret almadan hizmet vermiş bir uzmanım.
“(…) Resmî görevler sırasında, devlet yetkililerine hep gerçekleri aktardım, bilim neyi gerektiriyorsa onu söyledim ve yazdım. Çünkü doğru karar verebilmeleri için böyle yapmak lazımdı.
“Şimdi bizzat cumhurbaşkanının Yargı’ya talimat verdiği bu ortamda başgösteren hapis tehdidi, bu gerçekleri söylememe engel olma amacını güdüyor. Buna, özellikle bir cumhurbaşkanının hakkı yok. Bunun için dava açtım.
Mesleki sebep
“İmzacı akademisyen arkadaşların büyük çoğunluğu, yaşları itibariyle, benim öğrencilerimin öğrencileri.
“Bu gençlerin bir kısmını, üniversiteleri işten atarak açlıkla baş başa bıraktı. Bir kısmı, kendi fakültelerinde bazı öğrencilerin odalarını işaretlediği bir tehdit ortamında direniyor.
“Bir kısmı hakkında savcılar yıllarca hapis isteyen davalar açtılar. Bir kısmı hakkında YÖK, sadece hukuk değil, ayrıca yasa dışı disiplin kovuşturmaları başlatmış durumda (yasa dışı olmasaydı, şimdi YÖK’e bu yetkiyi verme amaçlı bir torba kanun hazırlanıyor olmazdı).
“Bir kısmı şu anda tecrit hücrelerinde tutuklu. Kitap bile verilmeyerek, havalandırılmaya çıkarılmayarak.
“Geri kalan tümü de, polisin kendilerini sabaha doğru hangi saatte gözaltına alacağını düşünüyor.
“Bu genç arkadaşlarım cumhurbaşkanının bu hakaretlerine dava açsalar, kendilerine reva görülen yasa ve hukuk dışı baskılar artabilir.
“Fakat ben, üstelik genç asistanken faşist 12 Eylül döneminde önce YÖK sonra da 1402 s. kanun kullanılarak 8 yıl boyunca fakültem Mülkiye’den ve memuriyetten atılmış 70’lik bir hoca olarak, gençlere reva görülen bu hakaretleri ve baskıları görmezden gelemem. Onur diye bir şey var. Bunun için de dava açtım.
Kamusal sebep
“Cumhurbaşkanının kendi ağzına yakıştırabildiği bu hakaret ve aşağılamalardan herhangi birini bir TC vatandaşı bırakınız cumhurbaşkanına, herhangi bir vatandaşa söylese hemen hapis (ceza davası) ve tazminatla (hukuk davası) cezalandırılır.
“Oysa TC yasaları, yönetilenler için olduğu kadar, yönetenlerin de tâbi olduğu hukuk metinleridir. Bu, hukuk devletinin bir numaralı kuralıdır.
“TC Anayasası Md. 2’de ifadesini bulan hukuk devletini korumak için yemin etmiş bir cumhurbaşkanı, kendisine vatana ihanet dışında ‘ceza’ davası açılamayacağını bahane ederek, ettiği hakaretler nedeniyle kendisine açılacak ‘hukuk’ (tazminat) davasından kaçamaz.
“Üstelik bu cumhurbaşkanı, bu mevkie geldiğinden bu yana kendisini eleştiren herkese binlerce dava açmış ve insanları hapse ve/veya tazminata mahkûm ettirmiş biriyse.
“Ben cumhurbaşkanı Erdoğan’a, yaptığı 4 hakaret konuşmasının her biri için 2.500 TL’den toplam 10.000 TL tazminat davası açtım. Bu ülkede yönetenlerin de hukuka tâbi oldukları bilinsin diye.” (EKN)