Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) emniyet güçlerinin “sarı basın kartı olmadığı” gerekçesiyle gazetecilerin görevlerini yapmasını engellemesi ve saldırıya maruz kalmalarıyla ilgili açıklama yaptı.
“Sarı basın kartı taşımanın giderek gazetecilik faaliyetlerinin önkoşulu halime getirildiğini” söyleyen GÖP, bu resmi temayülün de basın özgürlüğünü engellediğini vurguladı.
“Gazeteci kamuoyuna karşı sorumlu”
IMC TV Editörü Gökhan Biçici ve Kızılbayrak Muhabiri Mehmet Ali Karabulut 15 Eylül'de Kadıköy'deki polis şiddetini görüntülerken, polislerce engellenip, darp edildiler ve gözaltına alındılar. Biçici, polislere çalıştığı kurumun verdiği basın kartını gösterdiğini ancak polislerin bunu kabul etmediğini ve Başbakanlık onaylı Sarı Basın Kartı’nı istediğini belirtti.
Gazetecilerin benzer gerekçeyle yaşadıkları engellemelerin son günlerde arttığını ve Biçici’nin son örnek olduğunu belirten GÖP, hükümet yetkililerine ve kamuoyuna şu noktaları hatırlattı.
* Gazetecilere mesleklerini icra edebilmeleri için sarı basın kartı sahibi olma ön koşulunu dayatmanın hiçbir yasal zemini yoktur. Bu, tamamen keyfi bir uygulamadır.
* Gazetecilerin gazetecilik yapabilmek için gazeteci olduklarını resmi makamlara tescil ettirmek zorunda bırakılmaları, otoriter bir uygulamadır.
* Gazeteci mesleğini icra ederken devlete değil, adına çalıştığı kuruma ve okurlarına ve genel olarak kamuoyuna karşı sorumludur.
* Sarı basın kartı rejimi gözden geçirilmeli ve gazetecinin özel bir kimlik belgesiyle tescil edilmesi hususu meslek örgütlerinin uhdesine bırakılmalıdır.
TGS: Sarı basın kartı kaldırılmalı
Biçici’nin gözaltına alınması üzerine Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Yöneticisi Mustafa Kuleli de, GÖP’e bir çağrı yaparak bu sorunun çözümü için adım attıklarını anlatmıştı:
“Sarı Basın Kartı’nın kaldırılması, yerine kurum kartlarının veya meslek örgütlerinin verdiği kartların geçerli olması için girişimde bulunduk. Basın meslek örgütleri bir araya gelip bir komisyon oluşturabilir, başvuruları değerlendirip basın kartı verebilirler.”
“Gazeteciliği değerlendirecek kurum Başbakanlık değil, biz gazeteciler kamu adına görev yapıyoruz, okurlarımıza karşı sorumluyuz." (BK)