bütün çocukların gözleri güzeldir
zeytin gözlüm derdi annem
diken battığında ellerime
dökülürdü inciler gözlerimden
keskin bıçakları ve sivri aletleri toplardı etraftan
ne tüfekten bahsetti, ne ne tabancadan
mercan miyavlardı ayaklarına sürtünerek annemin
mercan derdi, uslu dur
tavukları ve kazları toplar da etrafına
hadi bakalım, bugün de kısmetiniz buymuş derdi
ne bizi dövdü ne hayvanları
şiddet insan işi değildir derdi
küslüğü bilmezdi
konuşmak lazım
derdin ne ise...
şimdi tarlalarda
niye kurdun kuzunun hakkı için buğday savrulduğunu anladım sanıyorum
toprağı eşelerken gösterdiği özen
kardeşimin bezini değiştirirken gösterdiği özene benzerdi
okşar gibi...
haki renkli giysileriyle adamlar gelmişti evimizin önüne
ellerinde uzun namlulu tüfekler vardı
ayşe annemin sırtındaydı
ben şalvarına tutundum annemin
korkmuştum.
tarlamızı istediler
bol para da vereceklermiş
annem devlet dedi
hangi devlettir?
benim devletim var mıdır bu işte?
vardır dediler
yuh olsun dedi annem
"thank you"deyip gittiler
ali dedi annem,
dağ taş karışacak oğlum
yuvamız talan edilecek
gözü göz değil bunların
savaş çıkacak...
muhtar sessizdi
köy odasında
savaş çıkacak dedi
oğulları askerde analar
ağlıyordu...
arazilerin kiralanması konuşulacaktı
savaş konuşuldu
iş bağımsızlıkta düğümlendi sonunda
devletin büyükleri bizden büyük değildir kararına vardılar...
herkes tarlasına bir levha asacaktı:
kiralık ya da satılık değildir!"
ertesi gün
tankların yürüyüşünü izledik
geçip gittiler köyün yamacını aşarak
biz çocuklar el salladık korkarak
ve,
gidiyorlar diye
sevinerek...
meğer komşu köylüler de
kiralık ya da satılık arazi yok demişler
hatta savaşa hayır demişler,
hem de bizimkilerin yanında demişler
biz çocuklar
çelik çomak oynadık
şişelere yoğurt koyup salladık
ayran yaptık
içtik.
musa dayı topladı hepimizi
yahya paşa mezarlığındaki çayırda
güreş tuttuk.
akşam tarladan mısırları kopardık
çalı çırpı toplayıp tarla kenarında
ateş yaktık
pişirdik
cırcır böceklerini duymalıydınız.
köylüler barışı kazanmıştı
biz
köyde
barış zamanı
çocukluğumuzu
işte
böyle
yaşadık. (HÖ/NM)