ODATV DAVASI
Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu Tahliye Oldu
OdaTV davasının bugün görülen duruşmasında, mahkeme sanıklardan Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ı tahliye ederken, Yalçın Küçük, Soner Yalçın ve Hanefi Avcı'nın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Savcı Adnan Çimen, "TÜBİTAK'tan gelen raporda çelişkiler var, raporu anlamadık" diyerek TÜBİTAK'tan çelişkileri ortadan kaldıracak bir rapor daha istedi ve yeni rapor gelene kadar sanıkların tutukluluğunun devamını talep etti.
Savcının talebine karşın, mahkeme heyeti Pehlivan ve Terkoğlu'nun tutuklu kaldıkları süreyi göz önünde bulundurarak tutuksuz yargılanmalarını kararlaştırdı.
Mahkeme, TÜBİTAK'a yeni rapor için 20 gün süre tanırken, bir sonraki duruşmayı 16 Kasım'a erteledi.
"Gazetecilere özgürlük"
Beşi tutuklu 13 sanıklı OdaTV davasında, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) raporunun mahkemeye ulaşmasının ardından ilk duruşma görüldü.
Çağlayan’daki İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma öncesi adliye önünde toplanan gazeteciler, “Zindanlar boşalsın, gazetecilere özgürlük” pankartına kalemlerini bırakarak hapisteki gazetecilere özgürlük istedi.
Eyleme, davanın tutuksuz sanıkları Nedim Şener, Ahmet Şık, Doğan Yurdakul, Müyesser Yıldız’ın yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Bülent Tezcan, Oktay Ekşi, Haluk Eyidoğan, Celal Dinçer, gazeteciler Ahmet Hakan, Uğur Dündar, Orhan Bursalı, Ayşenur Arslan ile sanatçılar Tarık Akan ile Orhan Alkaya katıldı.
Hapisteki gazetecilerin fotoğrafları önünde konuşan Arslan, “Umarım bugün arkadaşlarımızın bir bölümünü almak için yine Silivri'de olacağız. Yine hoplayıp zıplayacağız. Sonra içerde kalanları almak için burada buluşacağız. Yine Silivri'ye gideceğiz” dedi.
“Merkezi planlama karar veriyor”
Tutuksuz yargılanan Şener, Şık, Yurdakul, Yıldız ile Sait Çakır, İklim Ayfer Kaleli, Ahmet Mümtaz İdil ile Coşkun Musluk duruşmada hazır bulundu.
Gazeteci ve yazarlar Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı da davada tutuklu yargılanıyor.
Duruşmada ilk olarak Küçük söz aldı.
“Bu iddianameyi Savcı Cihan Kansız değil, polisler yazdı. Bizim hiçbir suçumuz yok sadece bu cumhuriyeti savunuyoruz onun için tutukluyorsunuz, ama memnunuz.”
“TÜBİTAK Raporunu yazanlar utanç duyacak. Rapor mahkeme heyetini de utandıracak nitelikte. Siz Müyesser hanımı çıkarırken raporun böyle geleceğini biliyor muydunuz?”
"Mamak'ta, Silivri'de, DGM'de yargılandım, hapis yattım. Çok şükür yatmadığım cezaevi kalmadı. Sizi tenzih ediyorum. Kimin ne zaman tutuklanıp tahliye edileceğine merkezi bir planlama ile karar verileceğine inanıyorum. Siz ise kendiniz karar vereceğinizi düşünüyorsunuz."
"Artık yeter, söz bitti"
Ardından konuşan gazeteci Barış Pehlivan da "Tutukluluğumun 20. ayında yüzlerce gündür tecritteyim. Terörist değilim, gazeteciyim. Bu davada gazetecilik yargılanıyor" diye söze başladı.
"TÜBİTAK raporu sonucunda kuvvetli suç şüphesinin devam ettiğini söylediniz ama ben size kuvvetli suçsuzluk şüphesini kanıtlayacağım. Raporda dosyaların zararlı yazılımla bilgisayarlara gönderildiği ifadesi yer alıyor. Bizleri gözaltına alanlar bilgisayarlarımızdan neler çıkacağını biliyor diye boşuna dememiştik. O dosyaları zararlı yazılımlarla gönderenler üç bilgisayara da sosyal mühendislik saldırısında bulundu."
"Delilleri topladığınızı söylüyorsunuz ben neden hala tutukluyum?"
Sanık Avcı da dijital delillerin sahteliğini ele aldı, Emniyet'in bu maillerde virüs olduğunu en başından beri bildiğini söyledi.
Gazeteci Barış Terkoğlu da savunmasında şunları söyledi:
"Sizi bir kez daha şu iddianameye açıp bakmaya çağırıyorum. Bu yazıların, haberlerin yargılanacağı yer burası mı? Bunu nasıl yazdın, bu maili neden attın diye sormak bir ağır ceza yargıcının ağırlığına uygun düşüyor mu? Bu mahkemelerin görevinin ciddiyetiyle bağdaşıyor mu?"
"Sayın Başkan sizden lütuf beklemiyorum, hakkımı istiyorum. İki senedir beni neden içerde tutuyorsunuz, bunu açıklayın. Bundan sonra neden tutacaksınız, yazın. Ne suç işledim, bunu söyleyin. Yedi aydır beklediğimiz rapor burada, hangi sayfasında sebebim yazıyor, saklamayın. Artık bu oyunu daha fazla sürdürmeyelim. Hesabımı kesin. Bu iş bitsin. Hepimiz rahat edelim. Artık yeter! Söz bitti!"
Soner Yalçın da "Bunu yıllardır tarih çalışması yapan bir gazeteci olarak söylüyorum. Hükmü her daim tarihin yüce mahkemesi veriyor" dedi. (AS/EKN)