Haberin İngilizcesi için tıklayın
“İşimizden, yerimizden-yurdumuzdan edildik; bizlere hiç yakışmayan şekillerde suçlandık, ee şimdi ne oldu! Lafı uzatıp dolandırmayacağım: Bütün bunlara bizi maruz bırakanlar, bunlara göz yumanlar, bizim gönlümüzde beraat etmedi, etmeyecek! Gönül teli bir kez kırıldı, gayrı hükmü kim verecek göreceğiz.”
Barış bildirisine imza attığından beri hakkında açılan üç ayrı ceza davanın tamamından beraat alan Mersin Üniversitesi’nden Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Yrd. Doç. Hakan Mertcan kendi sürecini böyle özetliyor.
Mertcan, Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) üniversite rektörünün suç duyurusu üzerine “sosyal medya paylaşımları” nedeniyle; İstanbul 14. Ağır Ceza Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attığı için yargılandı.
İlk önce idari bir davadan, 10 Kasım 2018’de Mersin’deki davadan, dün itibariyle de İstanbul’daki davadan beraat etti.
“Bir beraat haberi daha” diyerek duygularını ve yaşadığı süreci bianet ile paylaşan Mertcan, şunları söyledi:
“Bu karara vicdanen ihtiyacım yoktu”
“Dün, sevgili dostum ve avukatım Sezgin Kesim’den öğrendim. Bizlere onca tehdit, hakaret, küfür, soruşturma ve dava gerekçesi yapılan ‘Barış Bildirisi’nden ben de beraat etmişim!
“Hiç sevinmedim dersem; bağımsız olmayan bir yargının böyle bir kararına vicdanen ihtiyacım yoktu dersem, yalan değil, inanın...
“Demek suçlu değilmişim diye sevinecek miyim”
“Adli ve idari soruşturmalarla birlikte ÜÇ (3) ceza davası açıldı hakkımda. Cumhurbaşkanına hakaret, terör propagandası, ‘bölücülük’ gibi bildik hikâyeler! Şu 3 yıl içinde ikisinden beraat etmiştim, şimdi üçüncüsünden de beraat etmişim. Vay be, demek suçlu değilmişim, diye sevinecek miyim!
“Bizi suçlayanlar utansın, diyeceğim lakin utanma duygusu onlarda hiç var mıydı, yoksa bazı nedenlerden dolayı sonradan yitirdiler mi, diye bile düşünmüyorum artık...
“Bu ‘karanlık’ ve taraftarlarında utanma duygusu aramak nafile; bunu yeni öğrenmiyorum; kişisel tarih bunu bana çoktan öğretti.
“Ne diyeyim sağ olsunlar mı”
“Sadece bir şey var ki bu sürecin başında da buna ‘gülmüştüm’, şimdi de yine bu beni güldürdü. İlk adli soruşturmamda fark etmiştik, Hakan Mertcan isimli başka bir facebook kullanıcısını polis takibe almış ve dosyaya koymuştu.
“Yani suçlu yaratmaya çalışan polis aslında bir skandal yaratmış ama bunu dosyadan çıkarmayı ‘unutmuştu’! Biz mahkemede bu hukuk skandalını ifşa ettik. Şimdi de beraat kararımı veren mahkeme, gerekçesinde beni, hiç içine bile girmediğim Boğaziçi Üniversitesi’nde hoca yapmış. :)
“Ne diyeyim, sağ olsunlar mı! Traji-komik hallere devam velhasıl...”
Mersin'deki davaMersin Üniversitesi’nde Yrd. Doç. Hakan Mertcan, Ar. Gör. Esin Gülsen, Yrd. Doç. Dr. Selim Çakmaklı ve Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şener’in Barış Bildirisi’ne imzacı olmaları nedeniyle üniversitedeki görevlerine son verildi. Mersin Üniversitesi Rektörlüğü imzacı tüm akademisyenler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. İmzacılardan Mertcan, Gülsen, Çakmaklı ve Şener hakkında sosyal medya paylaşımları nedeniyle Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Davanın 7 Mart’ta görülen dördüncü duruşmasından sonra akademisyenler 29 Nisan’da çıkan 689 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edildi. Davanın 10 Kasım'da Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasında Mustafa Şener, Hakan Mertcan ve Esin Gülsen tüm suçlamalardan beraat etti. Selim Çakmaklı ise bir facebook paylaşımında "terör örgütü propagandası yaptığı" gerekçesiyle 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hükmün açıklanması geri bırakıldı. |
(TP)