Mimar Sinan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Firdevs Gümüşoğlu'nun, "İlköğretim Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Algıları" konulu araştırması sonucunda, çocukların, toplumsal cinsiyetle ilgili algılarının, geleneksel kadın-erkek rollerine paralel olduğu saptandı.
Kadınların çalışma yaşamında yer alması gerektiğini düşünen ve bu alanda başarılı olmasını isteyen öğrenciler, buna karşın annelerin evdeki rollerini eksiksiz yerine getirmesini istiyorlar.
Anneler ne yapmalı?
Biri özel, diğeri devlet olmak üzere İstanbul'daki iki okulda gerçekleştirilen çalışmada, ilköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin toplumsal cinsiyet algılarının belirlenmesi amaçlandı.
"Anneler evde ne iş yapmalılar" sorusunu, yüzde 81.4 oranında öğrenci, "Ev kadınının yaptığı işler" biçiminde yanıtladılar. Bununla birlikte öğrenciler, yüzde 76.3 oranında annelerinin bir işte çalışmaları gerektiğini de belirttiler. Çocuklar, annelerinin hem çalışan kadın olmasını istiyor hem de ev kadını olmasını bekliyorlar.
Dr. Firdevs Gümüşoğlu, "Bu durum; toplumda kadına uygun görülen, iyi anne, iyi eş ve çalışan kadın imgesinin, hem özel okul hem de devlet okulu öğrencileri tarafından benimsendiğini ortaya koymaktadır. Kadınlara yönelik ayrımcı zihniyet henüz ilkokul çağlarında belirgin olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi.
"Anneler evde ne iş yapmalıdır" sorusunu bir kız öğrenci "Tüm ev işleri" diye yanıtlarken babalar için aynı soru yöneltildiğinde "Yan gelip yatmalıdır" yanıtını vermiş.
Bir erkek öğrenci de aynı soruya, "Anneler ev işlerini yapmalıdır" derken, babanın ise "yan gelip yatıp kitap okuması" gerektiğini belirtmiş.
Aynı öğrenci, "kızlar narin ve bilgili oldukları için" kızlara öğretmenliği, erkeklere "güçlü oldukları" için polis olmayı yakıştırmış.
Kızlara "sekreterlik", erkeklere ise "genel müdürlük" yakıştıran bir erkek öğrenci, neden bu mesleği erkeklere uygun gördüğü sorulduğunda, "Erkekler kendilerini padişah gibi görürler" yanıtını vermiş.
Kadının engelleri büyük
Dr. Gümüşoğlu, araştırmanın sonuçlarını şöyle yorumladı:
* Ailedeki toplumsallaşmanın ardından geldikleri eğitim ortamında öğrenciler, ders kitaplarında cinsiyetlerine yönelik kalıp rolleri yineleyen örneklerle karşılaşmakta, yazılı ve görsel basında izledikleri 'kahraman'lar aracılığıyla mesleki gelecekleri ve toplumsal rolleri konusunda kesin kanaatler edinmektedirler.
* Henüz 11-12 yaşlarında olan bu öğrenciler, bir yandan içinde yaşadıkları modern dünyanın bir öznesi olarak sıklıkla kadın erkek eşitliğinden söz etmektedir.Diğer yandan da kadınlar için "özne" olmanın, kadınlara dayatılan sınırları zorlayan güçlüklerle dolu olduğunun farkındadırlar.
* Ankete verilen yanıtlarda görüldüğü gibi, kadınlar başarmak için büyük engeller aşmak zorundadırlar. Fakat bu başarı koşulludur:
* Kadınlar çalışma yaşamında onay görmenin yollarını bulacak, evini ihmal etmeyecek, aynı başarıyı evinde de gösterecektir. Bu durum, gelecek kuşakların aile kurumuna yaklaşımlarında eşitlikçi adımlar atmalarını engelleyecek potansiyeli içermektedir. (FA/BB)