"Görüntüler ortaya çıktığında aslında bir gerçekle karşı karşıya kaldık; Ortada büyük bir kandırmaca vardı."
Gezi direnişi sırasında Kabataş’ta başörtülü bir kadının saldırıya uğradığına dair iddialarla ilgili tartışma tekrar gündeme geldi.
Dün Elif Çakır’ın başka bir davada avukatlığını yapan Fidel Okan, Facebook hesabından Kabataş iddialarının nasıl ortaya çıktığına dair bir paylaşımda bulundu.
Geçtiğimiz hafta, CNN Türk’te Şirin Payzın'ın sunduğu "Ne Oluyor?" programında katılan gazeteci İsmail Saymaz ile Elif Çakır, MOBESE görüntülerinin yayınlanmasıyla yalan olduğu ortaya çıkan Kabataş iddiaları konusunda tartışmıştı.
Bu hafta ise Balçiçek İlter'in sunduğu Karşıt Görüş'te, Enver Aysever Kabataş olayını sorunca yazarlar Halime Kökçe ve Kemal Öztürk programı terk etti.
Fidel Okan: Olay 3 kez abartılarak gazeteye çıktı
“Görüntüler ortaya çıktığında aslında bir gerçekle karşı karşıya kaldık; Ortada büyük bir kandırmaca vardı” diyen Okan, olayın şöyle yaşandığını iddia etti:
“Genç kadın Kabataş İskelesi'nde bebeği ile birlikte eşini bekliyordu. O sırada Gezi'ye destek veren bir grup, genç kadının yanından geçerken aralarında bir kaç saniyelik sözlü sataşma olur… Kadın ürker... Bu arada beklediği kocası gecikir. Geldiğinde de kadın, kendisini bekleten sorumsuz kocasına, öfkesini kusarken yaşadığı olayı da bire bin katarak anlatır. Kadının belki de amacı kocasına sorumluluğunu hatırlatmaktır. Olayı duyan koca panik ve tabii ki suçluluk duygusu ile konuyu İlçe Belediye Başkanı olan babasına hikayeyi daha da abartarak anlatır.
''Ak Partili Belediye Başkanı, kendisine anlatılan ve iki kez abartılmış olan hikayeyi daha da abartarak durumu parti yöneticilerine bildirir. Gezinin sıkıntılı döneminde parti yöneticilerine gerçekmiş gibi aktarılan hikaye basına bildirilir. Hemen kadınla röportaj yapılır. Birbirinden bağımsız olarak üç kez abartılmış bu olay gazete manşetine daha da vurucu cümlelerle geçirilir. Şu gerçek ki ;O ana kadar olaya herkes inanmıştır. Olayın gerçek olmadığını sadece gelin bilmektedir. Olayı ilk abartan yalanlarla süsleyen gelindir. Diğerleri ise yalanlara ekleme yapmıştır.
“Kabataş’ta, Gezicilerle gelin arasında ki sözlü tartışma, tacize, darba, aşağılamaya, insanlık dışı muameleye dönüşmüştür. Hiç kuşku yok ki; Sn. Başbakan da olayın gerçekten bu haliyle yaşandığına inandırılmıştır. Sonradan görüntüler ortaya çıkınca bu olaya inanan herkes dile getirmeseler de büyük bir şaşkınlık yaşamıştır. Bu olaya inandırılan ve tepkisini ortaya koyan dindar muhafazakar kesim toplumun bir bölümü tarafından yalancılıkla hala da suçlanmaktadır.
''İslami değerler bu olay yüzünden tartışma konusu olmuştur. Öyle ki son zamanlarda görüldüğü gibi bu olay tartışma programlarında muhafazakar kesime karşı kullanılan bir silah haline dönüşmüş, özde mağdur ama yalancı olan bir gelin yüzünden İslamiyet, dindarlık, muhafazakarlık, islami değerler aralarında kötü niyetlilerin de olduğu insanların bile ağzına pelesenk olmuştur. Bundan toplum olarak gördüğümüz zararın haddi hesabı yoktur... Ve Maalesef halende görmeye devam ediyoruz...”
Elif Çakır: Görüntülerini sorgulamamak akıl tutulması
Fidel Okan’ın Facebook paylaşımının medyaya “Elif Çakır’ın Gezi sürecinde avukatlığını yapan Okan’ın açıklaması” olarak yansıdı.
Elif Çakır ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Okan’ın avukatı olmadığını, sadece Mehmet Baransu hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve ardından başka bir avukatla çalışmaya devam ettiğini söyledi.
Katıldığı televizyon programlarında Kabataş’ta saldırı iddialarının gerçek olduğunu savunan Çakır, Twitter’dan da şöyle dedi: “Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır! O dönem MOBESE hizmeti veren Sürat AŞ'yi niye sorgulamıyorsunuz? Cesaretiniz mi yok işinize mi gelmiyor?”
Ne olmuştu?
1 Haziran 2013’te, başörtülü bir kadının Kabataş’ta Gezi direnişçileri tarafından saldırıya uğradığı iddia edilmişti.
Bu iddiaya karşı, 7 Haziran’da Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar’ın çağrısıyla feminist ve sosyalist kadınlar Kabataş Vapur İskelesi’nde bir araya gelmiş, böyle bir olayın olabilme ihtimaline karşı dayanışma içinde olduklarını söyleyerek hep beraber Gezi Parkı’na yürümüşlerdi.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Haziran’da bu iddiaları “Bu olaylarda, çok önemli bir yakınımın gelinini, Başbakanlık Ofisi'nin yakınında, yanında 6 aylık çocuğu, yerlerde süründürdüler. Kendisini taciz ettiler, çocuğunu taciz ettiler” diyerek kamuoyuyla paylaşmıştı.
Erdoğan bu iddiaları sık sık gündeme getirirken, Elif Çakır da kadınla röportaj yapmış ve kadının belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 80-100 kişilik grup tarafından saldırıya uğradığını hatta üstüne çiş yapıldığını öne sürmüştü.
Andulkadir Selvi, Yeni Şafak’taki köşesinde kadının başörtüsünün başka kadınlar tarafından çekildiğini, bebek arabasını parçaladıklarını, saldırganların “devrim yapıyoruz, Tayyip’i asacağız’ diyerek öfke nöbetine tutulduklarını” iddia etmişti.
Gazeteci İsmet Berkan, görüntüleri izlediğini söylemiş, “Çok ama çok acı bir öykü… Maalesef gerçek” demişti.
Gazeteci Balçiçek İlter de kadınla bir söyleşi yapmıştı.
13 Şubat 2014’te olayla ilgili MOBESE görüntüleri Kanal D Haber’de yayınlandı. Görüntülerde, iddiaların tamamen asılsız olduğu ortaya çıktı. (ÇT)