Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiği Roma ziyareti sırasında kentteki tarihi dokunun ihtişamına ithafen “Binaları, meydanları, sokakları öyle korunmuş ki ne bir gökdelen ne de bir Alışveriş Merkezi (AVM) var” yorumunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül’ün yorumu değerlendirildiğinde; yoğun bir AVM’leşme süreci içerisinde olan ve Alışveriş Yatırımcıları Derneği’nden (AYD) aldığımız bilgilere göre bu tip 333 merkeze ev sahipliği yapan Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durum pek de iç açıcı değil. İşte herkese bir ucundan dokunan alışveriş merkezleri gerçeği üzerine 10 kişiden 10 değerlendirme.
Farklı meslek gruplarına dahil olan kişilerle yaptığımız görüşmelerde gördük ki; her mesleğin AVM’lere dair bir görüşü var. AVM’ler kimisine göre esnafların işlerini olumsuz etkilerken; kimisine göre de kentin yapısını bozuyor. Fakat bu yapılar hakkında olumlu düşünenler de yok değil.
Yücel: Tarihsel kimlik göz ardı ediliyor
İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel: “Tarihsel açıdan baktığımızda bu tip alışveriş merkezlerinin çok daha farklı yapılarda olduğunu görüyoruz; İstanbul’da bulunan Kapalıçarşı örneği gibi. Fakat son yıllarda hizmete giren AVM’lerde görülüyor ki bu tarihsel kimliğin yansımaları göz ardı edilmiş. Kültürel miras açısından, önemli eserler bırakamadığımız bu dönemde AVM’ler de çıkar gruplarına hizmet etmekten başka bir rol üstlenmiyor.”
Palandöken: Esnaf işini kaybediyor
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken: “AVM’ler şehir içlerinde gelişigüzel, yan yana açılınca bölgedeki esnaf ve sanatkarların sosyo-ekonomik yapısı da bozuldu. Bu nedenlerle ekonominin kılcal damarları dediğimiz yaklaşık 60 çeşit işkolunda işletim süreci zarara uğrayarak kepenklerin bir bir kapandığını görüyoruz. Anadolu’da açılmış olan AVM’ler de malları bulundukları illerden karşılamadıkları için, kazandıkları nakit parayı da il dışına çıkarıyor. Bu durum küçük olan piyasanın daha da daralmasına ve ayakta kalmaya çalışan esnafın işini kaybetmesine neden oluyor.”
Demirdizen: AVM’lerin Kent dışında yapılmasına izin veriliyor
Şehir plancısı Erhan Demirdizen: “AVM’ler otopark alanlarına, ısıtma ve soğutma sistemlerinden genel yapılarına kadar çeşitli olumlu etmenleri içerisinde barındırıyor. Bu yüzden tarihi kent merkezleri, AVM'lerin bu özellikleri karşısında direnemiyor. Fakat eski merkezini koruyabilen kentlerde insanlar günlük hayatlarında açık ve yeşil alanları daha yoğun kullanabiliyor. Oysa AVM'lerde bu aktiviteler minimuma iniyor. Bu nedenle Avrupa'nın pek çok kentinde AVM'lerin kent dışında yapılmasına izin veriliyor.”
Ertem: Pazarların da kişilerin de ekonomisini bozuyor
Ekonomist Dr. Cemil Ertem: “Çok yönlü ekonomik sorunlar doğuran AVM’ler, gelir dağılımlarında bozulmalara neden oluyor. İhtiyaç dışında tüketime teşvik eden bu merkezler, kredi kartıyla yapılan harcamalar ile kişilerin yüksek faizli borçlanmalarına neden oluyor. Aynı zamanda kentteki geleneksel pazarlar da ekonomik gerilemeden dolayı bozuluyor. AVM çevresindeki bölgede oluşan kent yapısında da değişimler yaşanıyor. Dükkan kiraları zamlanıyor ve konut fiyatları artıyor.”
Çakar: AVM’ler yanlış tüketim mabedi, gidilmemeli
Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar: “AVM’ler içerilerinde bulundurdukları mağaza zincirleriyle birlikte uluslararası sermayenin yansıması durumuna geliyor. Yoğun olarak ithal ürünlerin satışa sunulduğu bu merkezleri, gereksiz tüketimin pompalandığı yerler olarak değerlendiriyorum. İnsanların yanlış tüketime yönlendirilerek tuzağa düşürüldüğü bu mekanlar, tüketimin mabedidir. Tüketiciler; ekonomi, sağlık ve gelecek yönünden aykırı ve zararlı olan AVM’lere gitmeyerek tepkisini göstermeli.”
Köksal: Kapalıçarşı gibi değil, tasarımları satış odaklı
Zirve Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turan Köksal: “AVM'ler, yapıları itibariyle toplu ticari ünitelerin yer aldığı, içeriye dönük ve kent içerisinde büyük yer kaplayan kapalı yapılı merkezler olarak tanımlanabilir. Cepheleri kapalı olan AVM’ler, bir de kötü tasarlanmışsa şehrin tarihi ya da kültürel dokusuna zarar getirirler. İstanbul'daki Kapalıçarşı gibi değil, kendi için sadece satış odaklı bir iç mekan tasarımı sunarlar. Engelliler için az asansör koyarlar. Yürüyen merdivenleri de müşterinin en fazla yol alması gerektiği şekilde koyarlar ki zorla dükkanların önünden geçilsin. Yemek katını en yukarı koyalar ki, uzun zaman o bina içinde geçirecekse müşteri, acıksın ve oraya ulaşırken de alışveriş yapsın.”
Erdoğan: AVM’lerin hiçbir turistik değeri yok
Medeniyet Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan: “AVM’lerin, bulundukları kentlerin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtmadığını görüyoruz. İstanbul’a ya da Antalya’ya baktığımızda, burada bulunan merkezlerin tek tip ve sıradan olması turizm açısından da olumsuz etkiler bırakıyor. AVM’lerin kesinlikle turistik değerleri de bulunmuyor. Estetik değeri olmayan bu yapıların, kentlerin mutfak kültürüne de zarar verdiğini düşünüyorum. Turistin kente has bir lezzeti AVM’deki bir restoranda yemesiyle, nezih bir tarihi mekanda tatması arasında önemli farklar var. Bu yüzden kente gelen turist de yöresel lezzetleri çarşı-pazarda, yani yerinde tüketmeli.”
Kumrular: Tek eğlence, kalitesiz kitle filmleri
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Kumrular: “Eski Yunan'daki ‘agora’ ve Arap kültüründeki ‘soğuk’ gibi açık hava pazarı geleneğinin aksine havasız ortamlarda gün geçirilmesi doğal olarak sağlığa zararlıdır. Bu nedenden dolayı Avrupa'da AVM'ler şehrin kilometrelerce uzağındadır. Özellikle İtalya'da hiçbir şekilde görüş alanında bile değildir. Hatta Starbucks'ın ülkeye girmesini dahi yasaklayan İtalya, yerel üretime saygısıyla enfes bir örnek teşkil eder. Türkiye’de ise AVM’ler alışveriş yerleri olmaktan çıkıp, eğlence merkezlerine dönüşmüşlerdir. Kalitesiz kitle filmlerinin gösterildiği sinemalar ise tek eğlence şeklidir.”
Kaya: Yalnızlık psikolojisi, insanları AVM’lere yöneltiyor
Psikolog Hasan Kaya: “İnsanlar, AVM’leri genellikle yalnızlıklarından kurtulmak, sosyalleşmek için tercih eder. Bu merkezlerdeki kalabalık insan toplulukları, yalnız başına dolaşan insanların da kendisini onların arasında hissetmesini sağlar. Yani yalnızlık psikolojisinin, insanları AVM’lere yönelttiğini söyleyebiliriz. Oysa ki bu, tamamen yanlış bir tutumdur. Oradaki kapalı, havasız ortam, zaten yalnızlıktan bunalmış olan bireylerin daha da daralmasına sebep olur.”
AVM yatırımcıları ne diyor?
Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Dernek Başkanı Hulusi Belgü: “AVM’lere karşı yapılan eylemlerin ekonomik ve çevreci yaklaşımlarla yapıldığını görüyoruz. 550 yıl öncesinden Kapalıçarşı’ya dayanan AVM kültürü, geride bıraktığımız 10 yıl içerisinde modernleşerek önemli bir ticaret kolu oldu. Bugün oluşturduğu istihdam, 385 bin kişi olarak hesaplanmakta. İnsanlar bu açık veya kapalı alanlarda tüketim ihtiyaçlarını karşılayabildikleri gibi sosyalleşiyor yani birlikte olmaktan hoşlandıkları insanlar ile buluşuyorlar, eğleniyorlar ve keyif paylaşıyorlar. Bunun yanı sıra cadde ve sokaklarımızda yer alan AVM’ler, ihtiyaç olan bölgelerde açılmalıdır. Çünkü AVM’ler şehirlerimizde, giderek meydanların yerine geçmeye başladı.” (DG/HK)
* Bu haber Acaba Gazetesi'nde yayınlandı.