Asker Hakları İnisiyatifi geçtiğimiz hafta kışlalarda beş gün içinde zorunlu askerlik yapan beş kişinin intihar etmesi üstüne bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada kışlalarda neler yaşandığı soruldu.
Kandıra F Tipi Cezaevinde zorunlu askerlik yapan jandarma er Emre Ersöz'ün 19 Ocak'ta intihar ettiği açıklandı.
Gaziantep Lojistik Destek Komutanlığı'nda piyade er olarak dört aydır zorunlu askerlik yapan 20 yaşındaki İbrahim Acar'ın, 21 Ocak günü komutanlık binası tuvaletinde kendini astığı ileri sürüldü. Baba Yahya Acar, oğlunun intihar edecek birisi olmadığını ifade ederek ölüm nedeninin araştırılmasını istedi.
İzmir Yeni Foça 7. Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı'nda askerlik yapan er Yasin Şimşek'in 22 Ocak'ta ve Manisa Turgutlu İlçe Jandarma Komutanlığı'nda askerlik yapan Selim Kara'nın 23 Ocak'ta tüfekle intihar ettiği iddia edildi.
23 yaşındaki Adem Kocakaya ise 23 Ocak'ta Manisa Sarıgöl İlçe Jandarma Komutanlığı'nda intihar girişiminde bulundu. Beyin kanaması gerçekleşen Kocakaya komada.
"Hakkını arayan pişman ediliyor"
Asker intiharlarının sivil intiharlarından iki buçuk kat fazla olduğuna dikkat çekilen basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Ersöz, Acar, Şimşek, Kara beş günde intihar şüphesiyle hayatını kaybeden zorunlu askerler. Şu an komada olan ve beyin ölümü gerçekleştiği söylenen Kocakaya'dan umutlar kesilmek üzere. Defalarca sorduğumuz soruyu yineliyoruz: Kışlada neler oluyor?
"Askeri faaliyetler sivil denetim altına alınmadığı takdirde ihlaller, intiharlar ve kalıcı hasarlar sürer dedik. Askerde kötü muamele yapısal düzenlemeler gerektiren bir meseledir dedik.
"Biz bunları söylerken Genelkurmay kimi keyfi düzenlemeleri yenilikmiş gibi takdim ederek konuyu kamuoyu nezdinde geçiştirmeye çalıştı. Badilik sisteminin intiharları azaltacağı öne sürüldü. Zaten var olan ve intiharları önleme konusunda işlerliği tartışılan Rehberlik ve Danışma Birimleri ve diğer ruh sağlığı hizmetleri takdim edildi. Asker intiharlarının sebebi yoksulluğa, aile ve kişisel sorunlara havale edildi.
"Olumlu gelişmeler de olmadı değil. DİSKO'nun kaldırılması yeni kanun taslağı ile kesinleşti, her ne kadar fiiliyatta DİSKO cezaları uygulanmaya hala devam ediyor olsa da.
"Genelkurmay kamuoyu baskısı karşısında ilk defa sorunu yok saymayı bırakarak konuya dair açıklama yaptı ve böylece sorunun sistematik boyutunu kabul etmiş oldu. Fakat talep ettiğimiz yapısal değişiklikleri hala bekliyoruz.
"Her gün binlerce sahipsiz asker en üst kademeden en alt rütbeliye katmerli olarak hakaret, dayak, işkence, sözlü taciz, tehdit, keyfi cezalandırma görmeye devam ediyor. Binlerce asker bu yaşadıkları karşısında hakkını arama cesaretini gösteremiyor. Cesaret gösterenler ise devletin kurumları tarafından gözetilmek ve korunmak yerine, benzer başka hak talepleri sökün etmesin diye yüzüstü bırakılıyor, şikayet sahipleri kendilerini döven, hakaret eden komutanlarına geri emanet ediliyorlar. Her gün hakları ihlal edildiği için itiraz eden askerler yaptıklarına pişman ediliyor, bedel ödettiriliyorlar."
Çaresizlik silsilesi çözülmeli
Dertlerine derman bulamayan gençlerin çözümü kendilerini öldürmekte bulduğunu ifade eden Asker Hakları İnisiyatifi "çaresizlik silsilesi"nin çözümlenmesi gerektiğini belirtiyor ve atılması gereken adımları şöyle sıralıyor:
* Asker Hakları olarak öncelikle acilen birliklerde olanlar ile ilgili kamunun aydınlatılmasını talep ediyoruz.
* Bununla birlikte önleyici araçların kullanılarak psikolojik değerlendirmelerin asker alımları sırasında da etkin bir yapılandırma ile geliştirilmesini;
* Tüm acılı ailelerin sorularının resmi makamlarca yanıtlanmasını;
* Adli soruşturmanın şeffaflık içinde yürütülmesini;
* Psikolojik destek birimlerinin intihara neden olan askerlik kaynaklı sebeplerin ciddiyetle verilenmesi için tüm çalışmaların etkin bir şekilde yapmasını;
* DİSKO cezasının kanun beklenmeden bir an evvel uygulamasına son verilmesini,
* Askeri faaliyetlerin kamu denetçiliği kapsamına alınmasını,
* Askeri faaliyetlerin etkin soruşturulması önündeki en temel engel olan askeri yargı sisteminin bir an evvel kaldırılması ve tüm faaliyetlerin sivil yargılar yoluyla denetim altına alınması taleplerimizi yineliyoruz. (EKN)