Antalya, İstanbul, Van, Giresun, Çanakkale, Eskişehir ve İzmir'den kadın derneklerinde kadın hakları mücadelesi veren kadınlara Duygu Asena'yla, görüşleriyle ilk tanışmalarını, nasıl etkilendiklerini sorduk.
Karabudak: Asena farkındalık yarattı
1972 yılında evlenen Karabudak, bianet'e "O tarihlerde kadın hareketinden söz etmek için erkendi. Yine de kocası haksızlık yaptığında "Bak hakkımı biliyorum. Sesimi çıkartmasam da her şeyin farkındayım" dediğini söylüyor.
"Dergileri yırttığında kocama bu sözlerimi anımsattım. Duygunun benim için önemi çok başka. Kim ne derse desin ilk pencereyi açanlardan birisiydi. Başka türlü düşünmemizi sağlayanlardan biriydi. Duygu benim söylemeye çalıştığım şeyleri yerli yerine oturtarak söyleyen, farkındalık yaratan birisiydi."
Akay: Antifeministler saldırdı
Mor çatı gönüllüsü Birgül Akay da "Bir kere feminizmi görünür kılan sembollerinden birisiydi" diyor Asena için.
"Kadın hareketinde çok önemli rolü olduğunu düşünüyorum. Kitaplarıyla, yazılarıyla feminizmi Türkiye gündemine sokmaya çalıştı."
Akay, antifeministlerin Asena'ya "Ekmek kaç para? Sen onu söyle. Bırak kadın mücadelesini" diyerek saldırdıklarını anımsatıyor.
"Duygu çok ciddi bir mücadele verdi. Önce yadırgansa bile onun romanlarıyla feminist olduk. O tarihlerde 'Feminist misin? Duygu Asena gibi mi olacaksın?' diye bir anti kampanya vardı. Duygu hiç korkmadan düşüncelerini dile getirdi. Hep umutlu oldu. Hastalığında bile moralini bozmadı. Bize söylediği, altını çizdiği her şeyi çok seviyoruz."
Özgökçe: Duygu'nun kitaplarıyla aydınlandım
Van Kadın derneği'nden (VAKAD) Zozan Özgökçe "Eğer bugün kadın mücadelesinin içindeysem, kadınlar için çalışıyorsam Duygu nedeniyledir" diyor
"Kadının Adı Yok çıktığında çok küçüktüm ama sonraki yıllarda etkilendim. Aslında uyanmamızın kaynağı Duygu'ydu. Kadın sorunlarının onunla farkına vardım. Onun kitaplarıyla aydınlandım."
Yayla: Kadının insan haklarını yerleştirdi
Giresun Ekspres Gazetesi'nden kadın hakları mücadelesinde yer alan gazeteci Saliha Yayla, Asena'nın yalnız kadın hakları mücadelesinde değil, insan hakları mücadelesinde de çok önemli bir yeri olduğunun altını çiziyor.
"Asena kadın mücadelesinde damgasını vurmuştur. Yanlış anlaşılan, erkek düşmanlığı olarak görülen feminizm sözcüğünün doğrusunu yerleşmiştir. Kadının insan haklarını yerleştirmiştir."
Yayla İstanbul'da bulup Giresun'a davet ettiği Asena'nın dört gün boyunca yerel televizyonlarda konuk olup, okurlarıyla buluştuğunu söylüyor.
"Asena o tarihte Cumhuriyet gazetesinde Giresun'daki buluşmasını yazdı. Sahillerimizi yok eden karayollarını yazdı. Giresun'da kadınlar Asena'nın ölümünden çok çok etkilendiler. Yerel basına açıklamalar yapıyorlar."
ELDER: Asena'ya binlerce teşekkür
Çanakkale Kadın Danışma Merkezinin tüm kadınları da (ELDER) "Duygu Asena İyi ki Vardın" diye sesleniyorlar mesajlarında.
"'Feminizm' dedi, erkek düşmanı ilan edildi. Kendi hemcinsleri bile onu anlamakta zorluk çekti. 'Kadının Adı Yok' dedi ülke gündemine Kadının İnsan Hakları konusunu getirdi. Bugün hız kazanan kadın hareketinin yolunu Duygu Asena cesaretiyle açtı.
"Bugün korkmadan feministim diyebiliyorsak, varolan haklarımızı savunmakla yetinmeyip pozitif ayrımcılık istiyorsak, aile içi şiddeti konuşabiliyorsak, tecavüze, namus adı altında işlenen kadın cinayetlerine, ensest ilişkilere artık bağırarak dur diyebiliyorsak senin cesaretinden cesaret aldığımızdandır. Binlerce teşekkürler Duygu, iyi ki yolun bu dünyadan geçti. Gittiğin yerde huzurlu ol."
ELDER'den Şirin Sıngın Yılmaz ise özelde Asena'dan nasıl etkilendiğini bianet'e anlatıyor: "Ortaokul yıllarındaydım Kadının Adı Yok kitabı yeni çıkmıştı. Teyzemin önerisiyle kitabını okudum. O günden sonra kadın mücadelesi içindeyim. Beni çok etkiledi."
Günay: Kadınlar ve kadın gazeteciler için çok önemliydi
Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nden mezuniyet tezi Duygu Asena olan Ayça Günay önce konuşmakta zorluk çekiyor:
"Kadın mücadelesinin içinde biri olmasının ötesinde, o benim annemdi ablamdı. Tezime danışmanlık yaparken çok yakın dost olduk. Bana kadından önce insan olmayı öğretti. Hayata nasıl bakmam gerektiğini öğretti. Eğitici, öğretici, yol gösterici oldu. Sadece kadınlar adına değil, insan hakları için de mücadele ediyordu. Bu onun için çok önemliydi."
Günay gazetecilik mesleğini Asena'nın kendisine sevdirdiğini düşüncesinde. "Mücadele etmem gerektiğini, yılmamam, pes etmem gerektiğini söyledi hep.O benim için güç simgesiydi" diyor.
"Türkiye çok çok büyük bir ismini kaybetti. Kadın gazeteciler umarım ona layık olabilirler. Kadınlar, kadın gazeteciler adına çok önemli bayrak taşıyordu. Taşıdığı bayrağı devam ettirebilmek çok önemli."
Yıldırım: Kadınların yükselen sesi oldu
İzmir Kadın Dayanışma Derneği'nden Hanife Yıldırım kadınların toplumsal baskı ve erkek egemen bakış nedeniyle hep sessiz konuştuğuna, içinden konuştuğunu söylüyor. O sessiz dilin Asena'yla söze ve yazıya döküldüğü düşüncesinde.
"Kadın sorunlarının tartışıldığı dönem benim çocukluğumda denk gelir. Bilirsiniz kadınların sessiz bir dili vardır. Her şeyi kendi içlerinde konuşurlar. 'Kadının Adı Yok' kitabını ilk okuduğumda gördüm ki bizim düşüncelerimizdi yazılanlar. Onlar artık konuşulabiliyordu. Kitap bize ait bir şeylerin sesli söylenmesiydi. Türkiye'de bunları konuşan, yazan ilk kadınlardan biriydi. Benim için bu anlamda çok önemli."(AD)