Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CNN Türk canlı yayınında gazeteci Taha Akyol'un sorularını yanıtladı.
1 Kasım seçimlerinden sonra ilk kez konuşan Arınç, Dolmabahçe mutabakatı, çözüm süreci, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanması, öldürülen Tahir Elçi'ye açılan dava da dahil olmak üzere gündeme ilişkin konuştu.
Dolmabahçe mutabakatından Cumhurbaşkanı'nın haberi vardı
Arınç'ın açıklamalarından satırbaşları:
* Oturma düzeni dahil, kimin nasıl konuşacağı, taraflar o konuda anlaştılar. Cumhurbaşkanı'nın haberinin olduğunu biliyorum, tahmin ediyorum. Bana söylendiği kadarıyla sayın Başkanımız da sayın Yalçın Akdoğan da gelişmelerden anında kendisini bilgi sahibi kıldıklarını ifade ettiler. Kaldı ki sanıyorum Mart ya da Nisan ayıydı, sayın Cumhurbaşkanı'nı bu görüntüyü eleştiren bazı sözleri oldu. Bu sözlere ben hükümet sözcüsü olarak karşılık vermek durumunda kaldım. Oradaki bir cümlem "Sayın Cumhurbaşkanı bu gelişmelerden haberdardır" cümlesidir.
* Ben kendisiyle konuşmadım, sayın Başbakanımızın, sayın Yalçın Akdoğan'ın verdiği bilgilerden sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda haberdar edildiğini ben onlara atfen söylüyorum. Herhalde onlar da yalan söyleyecek değiller. Dolayısıyla ben sayın Cumhurbaşkanımız, bu işi başlatan, süreci takip eden birisidir. Belki kendisini yeterince bilgi verilmemiş olabilir ama bu konuda, akil insanlar heyetini kuran oydu, görevlendiren oydu. Bu işlerde de ben anı anına kendisine bilgi verilmeden bir şey yapılacağını zannetmiyorum. Böyle bir görüntüye girmeden önce, birkaç gün öncesinden 'biz şunu yapacağız' diye haberdar ettiklerini onlar söylediler.
Çözüm süreci başlatılmalı
* Şu anda çözüm sürecine benzer bir işe ihtiyacımız var. Birinci sebep şudur: Türkiye iç ve dış tehditlerle karşı karşıyadır ve şu anda dış tehditler, iç tehditlerin önüne geçmiştir. Bundan çıkmamızın tek yolu içi sağlam tutmaktır. Türkiye’nin kendi içinde toplumsal barışı sağlaması ve terörü mutlaka sonlardırması gerekiyor. Bunun silahla olmayacağını bilerek de söylüyorum. Bu da ancak çözüm sürecine benzer bir şeyin yarından itibaren olacak şekilde gerçekleşmesi gerekiyor.
"Başka bir siyasi aktörü onun yerine kullanamayacaksak, HDP’yi de güçlendirmemiz lazım. Dağa kaç bin kişinin çıktığından haberi var mı milletin? Bu iş böyle bitmez, böyle de bitmeyecek. Bu işin bitmesi için çok önceden düşündüğümüz ve her türlü tehlikeyi göz alarak bugünlere getirdiğimiz sürecin aldığımız derslerle yenilenmesi lazım. Çözüm süreci adı da bayatladıysa, bu bir komisyon marifetiyle de olabilir.
Tahir Elçi'ye dava açılması ayıp
* Tahir Elçi hakkında bu dava açılamaz. Çünkü 2013 yılında Terörle Mücadele Kanunu'nun 7'nci maddesinin 2'nci fıkrasını değiştirdik, propaganda maddesidir. Şimdi orada, mesela 'Sayın Öcalan' dendiği zaman davalar açılmış, mahkumiyetler olmuş. Şiddete, teröre çağrı olmadıkça propaganda unsuru olmaz denildi. Kanun böyle düzenlenmişken Tahir Elçi hakkında dava açılmasının, mutlaka mahkeme beraat verecekti ama bir ayıp olduğunu düşünüyorum.
Cübbeyi üstüme geçirmek istiyorum
* MİT TIR'ları konusunda, çok ağır suçlamalar var. Böyle bir suçtan dolayı ne tutuklanması, ne dava açılması ne de mahkemenin bir ceza kararı vermesi mümkün değil. İddianame kabul edildi, olabilir. Şimdi yargının en ağır yaralarından birisi, savcılara böyle çok iddialı davalar açtırmak. Yargının içine düştüğü acı bir durumdur, bundan yargının kurturulması gerekir. Hukuk herkese lazım. Sadece Can Dündar ve Erdem Gül hakkında açılan davalar da değil, bugün paralelle mücadele kapsamında açılan o kadar davalar var ki üstüme cübbeyi yeniden geçirmeyi arzu ediyorum. (NV)