Almanya’da antikapitalist bir mücadele veren ve Filistin halkı için de mücadele eden Zora, İsrail’in Filistinli tutuklulara yönelik cinsel işkence uygulamalarına dikkat çekerek uluslararası kamuoyuna çağrısı yaptı.
Zora, Ekim 2025’te düzenlenen Özgürlük Filosu (Freedom Flotilla) kapsamında İsrail güçlerinin aktivistleri alıkoyduğunu ve cinsel şiddet uyguladığını açıkladı.
Zora’nın açıklamasına göre, filoya Almanya’dan katılan bir kadın aktivist de İsrail hapishanelerinde uygulanan cinsel işkencenin mağduru oldu. Örgüt, bu saldırıların münferit olmadığını, Filistinli tutuklulara yönelik sistematik bir baskı politikasının parçası olduğunu vurguladı.
“Filistin halkının acılarına kayıtsız kalamazdık”
Zora, Filistin’e yönelik işgal ve baskının neredeyse bir asırdır sürdüğünü belirterek, 7 Ekim 2023 sonrası şiddetin küresel ölçekte daha görünür hale geldiğini ifade etti.
Açıklamada, dünya genelinde milyonlarca insanın İsrail’in saldırılarına karşı sokağa çıktığı, buna rağmen emperyalist güçlerin Filistin direnişini bastırmaya yönelik politikalarının devam ettiği belirtildi.
Zora, Özgürlük Filosu’na katılım gerekçesini şu sözlerle anlattı:
“Ezilen bir ulusun, özellikle de kadınlarının yaşadığı acılara kayıtsız kalamazdık. Gazze’de yaşanan soykırımı durdurmak ve siyonist-emperyalist kuşatmayı kırmak için enternasyonalist sorumluluğumuzla bu filoya katıldık.”
Uluslararası sularda gözaltı, hapishanelerde cinsel şiddet
Açıklamada, İsrail güçlerinin filoya uluslararası sularda müdahale ettiği, aktivistlerin önce Ktzi’ot Hapishanesine, ardından Givon Gözaltı Merkezine götürüldüğü aktarıldı. Burada tutulan aktivistlerin sürekli cinsiyetçi küfürlere, tehditlere ve aşağılamalara maruz kaldığı ifade edildi.
Zora’nın sözcüsü Anna’nın yaşadıkları, 21 Aralık’ta Paris’te düzenlenen Siyasi Tutsaklarla Uluslararası Dayanışma Konferansında kamuoyuyla paylaşıldı. Zora aktivisti ve gazeteci Anna çıplak aramaya direndiği sırada kadın gardiyanların kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu açıkladı.
“Cinsel işkence İsrail hapishanelerinde sistematik”
Zora, İsrail hapishanelerinde cinsel şiddetin tekil vakalarla sınırlı olmadığını, insan hakları örgütlerinin raporları ve tutuklu ifadelerinin bu uygulamaların sistematik niteliğini ortaya koyduğunu belirtti. Açıklamada, Filistinli kadınların, erkeklerin ve çocukların insanlık onurunu hedef alan bu uygulamaların İsrail’in sömürgeci ve ataerkil yapısının bir parçası olduğu vurgulandı.
Örgüt, cinsel şiddetin Filistin halkını sindirme ve insanlıktan çıkarma aracı olarak kullanıldığını belirterek, 7 Ekim’den sonra bu saldırıların daha da arttığını kaydetti.
“Sessiz kalmayacağız, mücadeleyi büyüteceğiz”
Zora, Rachel Corrie ve Ayşenur Eygi gibi kadınların direniş mirasına atıf yaparak, cinsiyetçi şiddete karşı mücadelenin süreceğini açıkladı. Açıklamada, Filistinli tutsakların sesi olmanın devrimci bir sorumluluk olduğu ifade edildi.
Zora açıklamasını şu çağrıyla sonlandırdı:
“Filistinli tutsaklara özgürlük. Cinsiyetçi siyonizm cezasız kalmayacak. Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı tanınana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.”
(EMK)

