Ankara Tabip Odası’ndan (ATO) üç hekim, dün (15 Ağustos) açlık grevindeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile tutuklu bulundukları Sincan Cezaevi Kampüsü Hastanesi'nde görüştü.
Görüşme ile ilgili Dr. Aysel Ülker ve Dr. Onur Naci Karahancı Ankara Tabip Odası’nda basın açıklaması yaptı.
Dr. Ülker, Başsavcılıktan gelen yazı uyarınca muayene etmelerine izin verilmediğini, iki eğitimciden koşulları hakkında bilgi alabildiklerini söyledi. Hekimler, muayenelerine belli bir sürekliliği sağlayarak izin verilmesini talep ettiler.
Gülmen ve Özakça'nın açlık grevi 161. gününde.
AİHM kararı
Kanun Hükmünde Kararname ile atıldıkları işlerine iade talebiyle açlık grevinde olan iki eğitimci 23 Mayıs’ta tutuklandı. O güne dek takiplerini yapan Ankara Tabip Odası hekimlerini görme talepleri ve hekimlerin başvuruları kabul edilmedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Gülmen ve Özakça’nın tedbir talepli başvurusunu reddettiği 2 Ağustos tarihli kararında hükümetten, kendi seçtikleri doktorlara muayene edilmeleri konusunda izin vermesini talep etti.
Ankara Tabip Odası’nda yapılan açıklamada bu doğrultuda Gülmen ve Özakça’dan üç isim istendiği ve onların önceden de kendilerini takip etmekte olan Dr. Aysel Ülker, Dr. Benan Koyuncu ve Dr. Onur Naci Karahancı’nın isimlerini bildirdiği belirtildi.
Üç hekim 15 Ağustos’ta Sincan Cezaevi Kampüsü Hastanesi’ne davet edildi.
İkna talebine Malta Bildirgesi hatırlatması
Dr. Aysel Ülker görüşmeye dair şu bilgileri aktardı:
“Sincan Cezaevi Kampüsüne gittiğimizde başsavcılıktan gelen yazının muayene etmeden cezaevi hekim heyetinin muayenesine eşlik etmemiz ve açlık grevcilerini açlık grevinden vazgeçmeleri için ikna etmemiz yönünde olduğunu öğrendik.
“Biz hekimlik meslek etik ilkelerimize bağlı kalacağımızı belirttik ve Malta Bildirgesi’nin ‘Hekim ya da diğer sağlık personeli açlık grevinin kırılması için herhangi bir baskı yapamaz. Tedavi ya da bakım bu amaçla kullanılamaz’ maddesini hatırlatarak hekimlerin görevlerinin bu olmadığını vurgulayarak, başsavcılığın bu isteğini reddettik. Gerek Semih Özakça gerek Nuriye Gülmen, ancak belirttikleri hekimlerin muayenesini kabul ettiklerini belirtmiş, başka türlü her muayeneyi reddettiklerini belirtmişlerdir. Bu durum tarafımızca tutanak altına alınmıştır.
“Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’dan ancak koşulları hakkında bilgi alınabilmiş kendilerine açlık grevindeki sürecin sağlık riskleri bir kez daha hatırlatılmıştır. Kendileri talepleri kabul edilene kadar açlık grevini bırakmayacaklarını, ziyaretlerine giden hekimlere bir kez daha vurgulamışlardır.”
Hastane koğuşundaki koşullar
Gülmen ve Özakça Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonrasında, mahkemenin talebiyle Ankara Numune Hastanesi’nde muayene edilmeleri sonucu hazırlanan 28 Temmuz tarihli raporda “hayatlarını tek başlarına idame ettiremeyecekleri ancak bunun tahliyelerini gerektirmediği” ifadeleri yer aldı. İki eğitimci raporun çıktığı gün, tutuklu bulundukları Sincan Kampus Cezaevinin hastanesine sevk edildiler.
Dr. Ülker, Gülmen ve Özakça’nın hapishane hastanesindeki koşullarını şöyle aktardı:
“18 gün boyunca refakatçilerinin olmaması dolayısıyla temizlik, özbakım, sayı kısıtlaması olan giysilerini yıkayamama, kurutamama gibi birçok konuda ek sorunlar yaşadıklarını belirttiler. Hastanedeki koğuşlarında havalandırma alanlarının olmadığını söylediler.
“Enfeksiyona bu kadar açıkken tuvalet, banyo, içeceklerini hazırlamak için aynı yeri kullanmak zorunda olduklarını vurguladılar.
“Temiz hava ve havalandırma için camı açtıklarında alt katlarındaki yemekhaneden gelen yemek kokularının midelerini bulandırdığını, dışarıdan yüksek sesli uğultuların geldiğini belirttiler.
“Yaklaşık 10 metrekare alanda refakatçileriyle kalmaları gerektiği ve hareket alanlarının olmadığını belirttiler. Bu ve benzeri birçok koşul nedeniyle zorla getirildikleri hastane koğuşundan tekrar cezaevi koğuşuna dönmek istediklerini söylediler.”
Sürekli muayene izni talebi
Dr. Ülker kendilerine eşlik eden cezaevindeki hekim heyetine duyarlılıkları ve süreç içindeki emekleri için teşekkür ettiklerini ifade etti:
“Kendileri de süreci tamamen etik ilkelere bağlı kalarak ve bireylerin özerkliğine ve isteklerine saygı göstererek yürütmeye çalışacaklarını heyetimize belirttiler. Buradan hareketle yetkililere bir kez daha sesleniyoruz, muayenemize belli bir sürekliliği sağlayarak izin verin. Bu hem açlık grevcilerinin sağlığı için yararlı olacaktır hem de hastanede çalışan sağlık çalışanları için kolaylaştırıcı olacaktır. Bu sürece katkı sunabilecek duyarlı kesimlerin sessiz kalmaması da hepimiz için yararlı olacaktır.” (BK)