Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğrencisi 18 yaşındaki Deniz Bahçeci, 9 Ekim gecesi, kaldığı Hüseyin Gazi Öğrenci Yurdu’na giderken polis olduğunu iddia eden iki kişi tarafından gözaltına alındı.
Sosyalist Gençlik Dernekleri Fedrasyonu (SGDF) üyesi Bahçeci’nin bindirildiği sivil aracın önü yaklaşık 25 dakika sonra siyah bir minibüs tarafından kesildi. Kendilerini ‘Kamu Güvenliği Timi’ olarak tanıtan bir grup Bahçeci’yi minibüse bindirdi.
Silahlı ve maskeli bu grubun kendisini çamurlu toprak bir araziye götürdüğünü belirten Bahçeci, burada bir veya bir buçuk saat boyunca işkenceye maruz kaldı ve Ankara’yı terk etmesi yönünde tehdit edildi.
12 Ekim günü ‘Sana verdiğimiz süre doldu’ diyerek Bahçeci’ye açık bir numarayla telefon edildi. Milletvekillerinin soru önergeleriyle meclise de taşıdığı olayı bianet’e anlatan Bahçeci, iki olay hakkında da suç duyurusunda bulundu.
TIKLAYIN - HRW: Ankara’daki Kaçırma Vakaları Soruşturulmalı
Bahçeci: Yakalama kararı düzmeceydi
Bahçeci’nin söylediğine göre, polis olduğunu söyleyen kişiler kendisine hakkında yakalama kararı olduğunu söyledikten sonra kişisel eşyalarına el koydular ve ters kelepçe yaparak sivil araca bindirdiler.
Araç hareket edince içlerinden biri “Biz aldık, geliyoruz” diye telefonda konuştu ve yaklaşık 25 dakika süren yolun ardından aracın önü siyah bir minibüs tarafından kesildi.
"Yakalama kararını gördüm ama düzmece olduğu çok belliydi; ne suç işlediğime nerede işlediğime dair hiçbir şey yazmıyordu. Bunu belirtip ailemi ve avukatımı aramak istediğimi söyledim ama izin vermediler. Yol boyunca kim olduğumu, ne yaptığımı sordular. Bir yerden sağa döndük, önümüze siyah bir minübüs araba çıktı. ”
“Arabada hakaret ve küfür ettiler”
Bahçeci minibüsten sivil giyimli, maskeli ve silahlı en az dört kişilik bir grubun indiğini görebilmiş. Bahçeci’nin kafasına üzerinde hiçbir delik olmayan bir maske geçiren bu grup onu siyah minibüse bindirerek götürdükleri arazide işkenceye başlamış.
“Polis olduğunu söyleyen kişiler şaşırmış gibi 'Ne oluyor' diye indi arabadan. İçlerinden biri siyah minibüsten inenlere silah çekti ama bir şey yapmadı. Beni arabaya alınca bu sefer onlar 'Sen kimsin, neden buradasın, ne yapmaya geldin' gibi sorular sordu. Sadece öğrenci olduğumu söyledim.
“O gün Ankara katliamıyla ilgili bir anmaya katılmıştım. Nerede olduğunu zaten biliyorlardı. Oraya kimlerin katıldığını, benim oradan kimlerle çıktığımı sordular. Hakaret ve küfür ettiler, 'Bugün başından geleceklerden sen sorumlusun' dediler.”
“Enseme silah dayadılar, gitmezsem tecavüz edeceklerini söylediler”
Minibüsle yaklaşık 40 dakika ilerledikten sonra Bahçeci’yi çamurlu toprak bir araziye götürüp taşın üstüne oturttular. Burada Bahçeci’nin ensesine silah dayayan kişiler “DAİŞ gibi kafanı keseriz, biz KGT’yiz, seni devletin elinden alacak kadar güçlüyüz” gibi sözlerle Bahçeci’yi Ankara’dan gitmesi için tehdit ettiler.
“Enseme silah dayayıp ‘Bu neyin sesi’ diye sordu biri. Silah olduğunu söyleyince ‘Öldürebilirim seni’ dedi. Verdiğim cevaplara göre dövüyorlardı. Kulağıma vurunca biraz sersemledim. Arada bir kendime gelmem için su döktüler.
“Şehri terk etmemi istediler. Gitmezsem üç gün içinde tekrar alacaklarını ve bu defa farklı yöntemler uygulayacaklarını söyleyip ‘Böyle tecavüz ederiz’ diye taciz ettiler.”
“Telefonu polis almıştı, maskeli grup verdi”
“Yaklaşık bir buçuk saat boyunca işkence ettiler. ‘300 Spartalı filmini izledin mi’ diye sordular. Filmde ‘Burası Sparta’ deyip uçurumdan aşağı atıyorlardı birini. Sahneyi bildiğim için izlemediğimi söyledim.
“Tekrar arabaya bindirip yarım saat içinde Fatih metro durağına, Sincan taraflarına bıraktılar. Telefonumu polis olduğunu söyleyenler almıştı ama bunlar verdiler. Cüzdanımı ve çantamı bırakmadılar.”
İşkence ve “KGT” mecliste soruldu
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Şenal Sarıhan ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir Deniz Bahçeci’ye yapılan işkenceyi ve kendilerini “KGT” olarak tanıtan silahlı grubu mecliste sordu.
Milletvekilleri tarafından Başbakan Binali Yıldırım’a, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e, Bahçeci’nin gözaltına alındığı gece, o bölgede hangi polis ekibinin görevli olduğu soruldu.
Ankara’da kaybetme/kaçırma olaylarının arttığını belirten vekiller bakanlıkların veya başbakanlığın konuya ilişkin soruşturma açıp açmadığı sorusuna da önergelerde yer verdi.
İstanbul ve Samsun’da da oldu
7 Eylül’de, Ankara'da SGDF üyesi Ozancan Sarı da kendilerini “Kamu Güvenliği Timi” olarak tanıtan grup tarafından kaçırılmıştı. Sarı, silahlı grubun kendisine üç saat işkence ettiğini söylemişti.
Samsun’da yine SGDF üyesi G.S. telefonla aranarak tehdit edildi.
İstanbul, Bağcılar'da Ferhat Harun Pehlivan kimliğini bilmediği kişiler tarafından kaçırılmaya çalışıldı.
15 Aralık 2016’da ise aynı örgütten Helin Yılmaz sivil bir araca bindirilerek götürüldü, dört gün sonra gözaltında olduğu bildirildi. (TP/EKN)