100 Sene 100 Nesne Projesi, Cumhuriyet’in 100 yıllık tarihini, 100 nesneyle anlatmak için yola çıkmış alternatif bir tarih ansiklopedisi. Bu, Mersin’de KHK ile atılan bazı Barış imzacılarının üç yıldır bir kültür merkezi gibi işlettiği Kültürhane adlı kafe-kütüphanenin projesi aslında.
Ancak birçok imzacının kolektif katkısı ve tıpkı eski ansiklopedilerdeki gibi çok sayıda yazarı bulunuyor. Proje koordinatörü Bediz Yılmaz, "Bu projede, klasik ansiklopedilerden farklı olarak maddeler, yani nesneler ve yazarlar baştan belirlenmedi. Hem nesneleri hem de yazarları kolektif bir çalışmanın sonucunda belirlemeyi hedefledik" diyor.
100 Sene 100 Nesne Projesi nasıl ortaya çıktı?
Projenin temel fikri 80 darbesi sonrası, özellikle 1984 yılındaki Aydınlar Dilekçesi’nden sonra üniversiteden uzaklaştırılan sol görüşlü akademisyenlerin çıkardıkları çok kıymetli ansiklopedilere dayanıyor. 2016 Ocak’ında, sokağa çıkma yasakları ile insan hakları ihlallerine karşı devleti kalıcı barış sağlamaya çağıran “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalayan 2.218 akademisyen, vatan hainliğiyle suçlandı. Tutuklama-karalama-hedef göstermeyi de içeren bir süreç sonrasında önce birer ikişer, sonra da OHAL’in verdiği KHK imkanıyla topluca işten çıkarıldılar. Bu sürecin Aydınlar Dilekçesi’ni imzalayan 1402’liklerle olan benzerliği, Mersin Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyen Ulaş Bayraktar’a, imzacıların kolektif bir ansiklopedi çalışmasına imza atmalarına dair ilham verdi. Geçen üç yılı aşkın sürede bu fikir olgunlaşarak iki yıllık bir projeye evrildi. 2023’te biteceğinden, Türkiye’nin 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin bir anlatısı olması hedeflendi. Kronolojik veya tematik bir dizim yerine, 100 nesne belirlenerek onların etrafında toplumsal bir tarih anlatısı yapılacak.
"Egemenin tarih yazımından çıkıyoruz"
Neden 100 yıllık tarihi, toplumsal meseleleri nesnelerle anlatmayı seçtiniz?
Biz farkında olmasak da nesneler tarihin tanığı ve faili; bazı olaylarda ve anlarda başrol de oynuyorlar. Bazen bir sembol, bazen de bütün toplumsal dokuyu dönüştüren, milyonlarca insanın hayatını değiştiren bir özne rolü üstleniyorlar. Arzularımızı, hayallerimizi, eksik kalan yanlarımızı simgeleyebiliyor ya da sınıfımızın, dilimizin, dini görüşümüzün, milliyetimizin bir göstergesi olabiliyorlar. Bazıları için yaşamı simgeleyen bir nesne, başkası için ölümle, yıkımlarla özdeşleşebiliyor. Odağı olaylardan alıp nesnelere kaydırdığımızda, egemenin tarih yazımından da çıkabiliyoruz. Azınlıklar, dışlanmışlar, sözü önemsenmemiş olanlar, çeperde kalanlar, makbul sayılmayanlar... Bu hikayeler hep itildiği gölgeden çıkıp aydınlıkta yerini alabiliyor böylece.
Nesneler, çok somut görünse de kişiden kişiye farklı tariflemeleri, kullanımları, hikayeleri olabilecek de anlatım araçları.
Evet, nesneler üzerinden tarih yazımıyla, kolektif hafızanın yanı sıra kişisel hafızayı da eklemleme imkânı doğuyor. Kara lastik ayakkabılarla gecekondu mahallesinin çamurunda yürüyen bir çocuk, hatıralarını ekleyebiliyor kentin tarihine. Nesnelerin Türkiye tarihi boyunca dönüşümüne, hem de toplumsal dönüşümlerde oynadıkları role bakmayı da hedefliyoruz. Örneğin, telefonu ele alırsak, “Bir Tanı(dı)k Nesne” serimizde onu anlatan yazar-araştırmacı Taçlı Yazıcıoğlu’nun çok güzel aktardığı gibi, herhangi bir eşya olmanın çok ötesinde, ilk ortaya çıktığı andan itibaren hayatın giderek daha büyük bir alanını işgal eden, çağının tanığı olduğu kadar toplumsal yapıdaki devasa dönüşümlerin faili konumunda olan bir nesne. Günümüzde ise artık hayatlarımızın tam merkezinde yer alıyor. (Bu sohbetin kaydı için:
Çalışmayı bir tür ağ haritası gibi tahayyül ettiğimizde, bir nesnenin birden fazla dönemi ve temayı birbirine bağlama gibi becerileri olduğu da fark ediliyor. Örneğin, “çuval” gibi siyasi-toplumsal tarih ansiklopedisinde asla yer almayacak bir başlık düşünelim: Bu nesne etrafında hem erzak çuvalları vasıtasıyla köyden kente göçü, hem oy çuvalları üzerinden seçimleri, moloz çuvallarının imlediği kentsel dönüşümü, zorunlu göçle bağlanan midye çuvallarını ve daha pek çok olayı anlatmak mümkün.
Kolektif çalışmayla belirlenecek
Peki nesneleri ve yazarları neye göre, nasıl seçiyorsunuz?
Bu projede, klasik ansiklopedilerden farklı olarak maddeler, yani nesneler ve yazarlar baştan belirlenmedi. Hem nesneleri hem de yazarları kolektif bir çalışmanın sonucunda seçmeyi hedefledik. Bunun için öncelikle bir sosyal medya çalışması başlattık. Burada hem farklı nesneleri ortaya çıkarmak için sorular soruyoruz hem de kişisel ve toplumsal hikayelere uzanan bazı nesneleri hatırlatıyoruz. Tek bir nesne üzerinden, onun dönüşümünü, hikayesini, toplumsal, siyasal ve kültürel hayatımızla bağını bir konukla ele aldığımız “Bir Tanı(dı)k Nesne” başlığı altında video serisi hazırlıyoruz. Ayrıca yakın zamanda belirli temalar ve nesneler üzerinden katılımcılarla sohbet ettiğimiz bir atölyeler serisine de başladık. Bu atölyelerde gündelik hayatımızın tam ortasında olan nesnelerin bilmediğimiz, fark etmediğimiz hikayelerini açığa çıkarmayı, yeni kuşakların belki de hiç karşılaşmadığı, adını bile duymadığı nesneleri hatırlamayı, dönüşümleri üzerine düşünmeyi hedefliyoruz. Ansiklopedinin nihai 100 nesnesi ve bunların yazarları farklı kollardan ilerleyen bu çalışmalarla, kolektif bir sürecin sonunda belirlenecek. Son olarak Barış Akademisyenlerini, konuyla ilgili STK’ları ve kişileri yazmaya davet ettiğimiz Media-Wiki altyapısını kullanan başka bir ortak çalışma platformumuz daha var. Şu an bu platform derleme amacıyla kullanılıyor; hazır olduğunda kamuoyuyla paylaşacağız.
Nesnelere de toplumsal cinsiyet rolleri atfediliyor
Proje toplumsal cinsiyet bağlamında da birçok olaya yani nesneye değiniyor. Sizler bu bağlamda nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?
Nesnelere de insanlar gibi toplumsal cinsiyet rolleri atfediliyor. Türkçe’de objeler cinsiyetsiz olsa da gündelik hayatta pek çok nesne, farkında olmadan benimsediğimiz toplumsal cinsiyet rolleriyle yüklü olarak karşımıza çıkıyor. Dikiş makinesinden tornavidaya, çoraptan ayakkabıya, tespihten arabaya, sütyenden peruğa kadar pek çok nesne kadının, erkeğin, LGBTİ+’ların nasıl davranması gerektiğine, hangi işleri yapabileceğine, hangi sınırlar içinde hareket edebileceğine dair kültürel-toplumsal kalıplar sunuyor. Biz de bu projede toplumsal cinsiyet rolleri ve anlamlarıyla yüklü nesnelerin gündelik hayatta nasıl karşımıza çıktığını ortaya koymaya çalışıyoruz.
Bu kolektif ansiklopediye katkı vermek isteyenler neler yapabilir?
En büyük katkı sosyal medya hesaplarımızı takip ederek paylaşımlarımıza yorumlar yazmak ve sorularımızı cevaplamak olur. Böylelikle çok sayıda insanın deneyimi, hatıraları, uzmanlığı ve ilgi alanları dahil edilebilir. Gönderilerimizin haricinde katkı vermek isteyenler bize [email protected] adresinden ulaşabilir. Gönderilecek her anlatı, belge, bilgi, tanıklık bizim için çok değerli.
(FB/SO)