Fotoğraf: Anadolu Ajansı/ Edirne
Makalenin İngilizcesi için tıklayın
Daha ne kadar süreceğini bilmediğimiz zor günler yaşıyoruz. Ekonomik, sosyal, psikolojik sonuçları olacak hiç şüphesiz. Ama öncelikle bugünleri en az zararla atlatmamız gerek. Bunun için bireysel korunma önlemlerini almalıyız öncelikle. Buna ek olarak bir diğerinin yaşamda kalmasına da destek sunabilir, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma ile günlük yaşamın zorluklarını azaltabiliriz.
Tabii ki sağlık, korunma, bakım, beslenme ihtiyaçlarının karşılanması esas olarak kamu tarafından, kamu kaynakları ile sağlanmalı. Ama o kadar geniş çaplı önlemler gerekiyor ki, hem de uzun zaman… Bu nedenle bütün büyük felaketlerde olduğu gibi, bugün de kamu-sivil işbirliği büyük önem kazanıyor.
Ne yapabiliriz? Kiminle güçlerimizi birleştirebiliriz? Bunları düşünüp, planlayıp, her birimiz kendi bulunduğumuz yerlerde sivil insiyatifler oluşturamaz mıyız? Özellikle 65 yaş üzerine sokağa çıkma yasağının getirildiği bu günlerde en temel ihtiyaçların karşılanması için küçük yardımlaşma grupları kurup, yerel yönetimlerle işbirliğine girebiliriz.
Belediye görevlilerinden gerekli iletişim-ilişki kurma bilgi ve belgelerini ( hangi hanelere nasıl yardımcı olunacağı, hizmetlerin kapsamı, sağlıkçı gibi davranılmayacağı, desteklerin kesinlikle evlere girilmeden verileceği, vb. bilgilerle; sokağa çıkma yasağının herkesi kapsaması halinde bu kişilerin görevli olduğunu gösteren izin belgesi vb. ) ve gerekli koruyucu sağlık desteklerini alarak kontrollü destek birimleri oluşturabiliriz.
Öncelikle yaşlıların gıda, temizlik, ilaç ihtiyaçlarının karşılayabilir, hayvanlarını gezdirebiliriz. Hatta yalnızlıklarını gidermek için telefonla hatırlarını sorabiliriz. Böylelikle hem bu kişilerin, hem de uzakta yaşayan yakınlarının endişelerini biraz olsa azaltabiliriz. Belki bunları zaman içinde genişleterek kent yoksullarına, göçmenlere gıda, temizlik malzemesi vb. ulaştıracak ağlar da örebiliriz.
Kültürhane örneği
Bazılarımızın teknoloji ile arası çok iyi. Benim yakın arkadaşlarım arasında da teknolojiyi amaca yönelik kullanma becerisi yüksek olanlar var.
Kültürhane’nin iletişim adreslerini kullanarak bir küçük ağ oluşturmayı düşünürken, bir harita üzerinde hizmet gereksinimi olanlarla hizmet desteği sunabilecekleri gösterecek ve böylece en yakındakileri eşleştirebilecek bir sistem kurdular. Yaklaşık 400 kayıtlı izleyicimize mesaj göndererek bu ağda yer alıp alamayacaklarını sorduk. Bu çabamızı yerel yönetimlerle koordineli olacak şekilde iletişime geçtik.
Yaşlı/yoksul insanların hepsinin akıllı telefonu ve interneti olamayabileceğini düşündüğümüz için bir sonraki aşamada daha basit haberleşme araçları üzerine düşünmeye başladık. Hani Fransa’da hizmet desteğine gereksinimi olanların pencerelerine kırmızı bir şey asarak dikkat çekmeleri gibi. Bizimki sadece bir örnek. Düşünürsek hem yapılması gereken daha pek çok şeyi, hem de bunları gerçekleştirebilmenin araçlarını bulabiliriz.
Tehlikeyi yok saymakla aşırı kötümserlik arasında yapılabilecek şeyler var. Ararsak buluruz hep birlikte… (AGY/DB)