Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği ve Lepsius Evi'ne bağlı delegasyon, Almanya'nın 1915'teki Ermeni tehcirinde sorumluluğu ve o dönemde misyoner Dr. Johannes Lepsius'un rolüyle ilgili bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi.
Lepsius Evi'nin, 1925 yılında Johannes Lepsius'un kurduğu Alman-Ermeni Akademisi'nin yeniden inşa edilmesi, Alman-Ermeni İlişkilerinin derinleşmesi ve siyaset, kültür, bilim ve iktisat alanındaki Alman-Ermeni diyalogun desteklenmesi gibi amaçları var.
Prof. Huber: Her insanın onuru aynıdır
Delegasyonun başında bulunan Alman Protestan Kilisesi'nin eski başkanı ve eski başpiskoposu Prof. Dr. Wolfgang Huber "Protestan Kilisesi olarak bu konuyu tartışmanın kendi atalarımıza bir borç olarak görüyoruz. Bizim de kendi tarihimizi hazmetmemiz lazım. Her insanın onuru aynıdır" dedi.
Köker: Bedeli ağır oldu ama tartıştık
Osman Köker de, hazırladığı Sireli Yeğpayrıs (Sevgili Kardeşim) kart postal sergisinin büyük ilgiyle karşılandığını, Osmanlı Ermenileri konferansı ve "Özür" kampanyalarına tepki gösterilmesine karşın gerçekleştirilebildiğini ifade etti; süreci özetleyerek, "Tepkiler ne kadar olumsuz olursa olsun konu yine de tartışılabildi" dedi.
Beyoğlu Larespark Oteli'nde dün (25 Mayıs) gerçekleşen toplantıya gelemeyen Ahmet İnsel yerine düşüncelerini açıklayan Köker, bu süreçte Hrant Dink'in öldürüldüğünü anımsatarak, "Bir Ermeni'ye bu kadar dokunulmasına ihtimal vermiyordum" dedi.
Tuksal: Müslümanlar Ermeniler için uğraşmalı
Ankara Kadın Platformu temsilcisi Hidayet Tuksal da, "Ermeni Sorunu'nun bir insan hakları meselesi olarak Müslüman çevrelerinin de gündeminde. Onlar da artık insan hakları kodlarıyla duruma bakıyorlar. Bence de bu zemin herkes için yeterli. Özür dilemek Türkiye için kolay bir aşama değil ama bunu tarihe gömemeyiz. Müslümanlar Ermeniler için uğraşmalı" şeklinde konuştu.
Hür: Lepsius tepki uyandıran bir kavram
Taraf gazetesi yazarı ve tarihçi Ayşe Hür de, Protestanlık misyonerliğini ifade ettiğinden Lepsius'un Türkiye'deki milliyetçilerce çok rahat tepki gösterilebilen bir kavram olduğunu belirtti.
Zarakolu: Misyonerlik milli güvenliğinde hedefinde
Yayıncı Ragıp Zarakolu ise, tarihsel gerçekleri ve Lepsius'un allanıp kullanmasının gerekmediğini, bu kişinin temsilcisi olduğu misyonerliğin zaten Türkiye Milli Güvenlik konseptinin hedefinde olduğunu kaydetti.
Prof. Elden: Abartıyoruz, beyin yıkıyoruz...
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi ve Tarihçi Prof. Dr. Edhem Elden de, Türkiye'de Çanakkale Zaferi'nde Almanya'nın payının olmadığını düşünenlerin 1915'te Alman Genelkurmay başkanının rolünü de abartabildiklerini kaydetti.
Elden, "90 yıl sonra olup bitenlerin üzerinde andoktrinasyon (beyin yıkama) ve paranoyalar var" dedi. Toplantı da, Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Belge, iş insanı Osman Kavala ve Lepsius Evi'nden Hans-Ulrich Schulz da söz aldı. (EÖ)