Arjantin'de hassas davalara bakmasıyla tanınan, ünlü yargıç Norberto Oyarbide, 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelendirdi. Herhangi bir cezai müeyyideyi beraberinde getirmeyen karar, benzer davalar için emsal teşkil edebilecek.
Sorumlulara "evrensel yargı yetkisi"
1915'de 50 civarı akrabasını kaybeden ve Anadolu'dan göç eden bir Ermeni'nin torunu olan Luisa Hayrabedyan'ın bundan 11 yıl önce Türkiye aleyhine açtığı dava sonuçlandı.
Mahkeme kararında, "Türk devleti 1915-1923 yılları arasında bir buçuk milyon Ermeni'yi sistemli bir şekilde yok ederek soykırım suçu işledi" ifadeleri yer aldı.
Hayrabedyan'ın Sivas ve Harput'ta yaşayan aile fertlerinin akıbetlerinin Türkiye'ye sorulması isteğiyle başlayan yargı sürecinin sonunda ilk kez Ermeni soykırımı sorumlularına "evrensel yargı yetkisi" tanındı.
Taraf gazetesine göre Hayrabediyan'ın avukatı, kararın, Şili diktatörü Augusto Pinochet hakkında İspanyol yargıç Baltazar Garzon'un verdiği "insanlığa karşı işlenen suçların evrensel yargılanması" hükmüne dayandırıldığını söyledi.
Evrensel yargı yetkisi, "belli bir ülkede işlenmiş olmasına karşın aslında bütün insanlığa karşı işlenmiş sayılan suçların cezasız kalmasını önlemek için, bütün ulusal mahkemelerin yetkisinde bulunan suçların faillerinin, suçun yerine, fail ya da mağdurun vatandaşlığına bakılmaksızın yargılanabilir olması" anlamına geliyor.
Kanıt olarak Alman belgeleri gösterildi
2002 yılında yargıç Oyarbide, Türkiye'ye resmi başvuruda bulunarak, Hayrabediyan ailesinin "akıbeti" hakkında kendisinin bilgilendirilmesini ve kurbanlarla ilgili tüm arşivlerin Arjantin yargısına teslim edilmesini talep etti.
Aynı zamanda İngiltere, Almanya, ABD ve Vatikan'a 1915-1923 yılları arasında Türkiye'de yaşanan olaylarla ilgili ellerindeki bilgilerin gönderilmesi istendi. Mahkemenin karar metninde Almanya'dan gönderilen belgelerde, dönemin konsolos ve diplomatlarının yazdığı kriptolarda, "Sadece Ermenilere karşı işlenen suçlar değil aynı zamanda Türkiye'nin Ermeni halkını ortadan kaldırmak için sistematik bir plan yürüttüğü" yönündeki yorumlar, Almanya'nın Osmanlı Devleti'nin en büyük müttefiki olmasından dolayı birinci derecede delil olarak kabul edildiği ibaresi yer alıyor. (EKN/EÖ)