Kısa süre önce Biology dergisinde yayımlanan çalışmamızda, Doğu Akdeniz bölgesinde çok hızlı artan yabancı istilacı türlerden zehirli balon balıkları ile insanlar arasındaki etkileşim kayıtlarını, ilk defa kapsamlı bir şekilde derledik.
Dr. Aylin Ulman önderliğinde ve bölge ülkelerinden araştırmacılarla ortaklaşa hazırlanan araştırma, son 19 yılda en az 171 kişinin balon balığını besin olarak tüketerek zehirlendiğini ve zehirlenenlerden 27’sinin hayatını kaybettiğini ortaya koydu.
Son yıllarda balon balığı saldırılarında yaşanan artışı da gözler önüne seren çalışmaya göre, 2017’den bu yana artan saldırılardan en az 28 kişi etkilendi, bu kişilerin üçü ampute edildi. Saldırıların sekizi, Türkiye denizlerinde gerçekleşti.
Balon balıkları, halk sağlığının yanı sıra biyolojik çeşitliliği ve balıkçılığı da tehdit ediyor.
Kıyılarımızdaki balon balıkları artışı
Akdeniz kıyılarında son 10 yıldır yaşanan en büyük sorun, yayılımı ve bolluğu büyük hızla artan, zehirli balon balığı (Lagocephalus sceleratus) ve cüce balon balığı (Torquigener hipselogeneion) adlı istilacı yabancı türler. Bu türler, hem balıkçılığa doğrudan zarar vererek ekonomik kayıplara neden oluyor hem de halk sağlığını tehdit ediyor. Her iki türün de vücudunda bulunan ve ‘‘TTX’’ olarak bilinen toksinin besin olarak tüketilmesi, ölümcül olabiliyor.
Dünya çapında 200’e yakın farklı türü olan balon balığının 13 türüne Akdeniz’de rastlanıyor ve bunların altısı, Akdeniz’e Süveyş Kanalı yoluyla girmiş türler. Zehirli balon balığı, Türkiye kıyılarında ilk defa 2003 yılında tespit edilmesinin ardından, bugün Akdeniz Havzası’nın tamamına yayılmış durumda. Cüce balon balığı ise Akdeniz’de ilk kez 1987 yılında İsrail sularında görülmüş, ardından 2002 yılında Fethiye’de rapor edilmiş. Ancak son yıllardaki hızlı artışına kadar oldukça ender gözlenmiş bir tür.
Zehirli balon balığı, adaptasyon ve yayılım hızı sayesinde yüksek bir bolluğa ulaşmayı başardı. Ancak çevreye, ekonomiye ve insan sağlığına yönelik tehditleri nedeniyle Akdeniz’deki en zararlı istilacı türlerden biri olarak kabul ediliyor.
Fiziksel saldırılar artabilir
Bu iki zehirli balık türü, yalnızca en yüksek toksisite düzeyine sahip olmaları dolayısıyla değil, benzersiz ağız-diş yapıları nedeniyle de ciddi zararlar verebiliyorlar. Nitekim balon balıklarının parçası olduğu taksonomik ailenin ismi de Yunanca’da ‘‘dört dişli’’ anlamındaki ‘’tetra-odontas’’ kelimesinden geliyor.
Balon balıklarında üstte ve altta bulunan ikişer adet diş, adeta bir papağan gagasına benzer şekilde kaynaşmıştır.
Bu gelişkin diş yapısı, balon balıklarının Akdeniz’deki yerel balık türlerine ve balıkçılığa verdiği zararın da temel sebebi. Bu sayede zehirli balon balıkları, yengeçten denizkestanesine, midyeden kalamara ve dip balıklarına kadar, oldukça geniş bir ekolojik alanda dağılım gösteren denizel organizmaları avlayabiliyor.
Ne yazık ki iklim değişikliği nedeniyle Akdeniz’in genelinden de fazla ısınan Doğu Akdeniz, balon balıklarının popülasyonlarını artırması için giderek daha uygun şartlara sahip bir bölge haline geliyor. Yakın gelecekte, özellikle turizm sezonunda, balon balıklarının fiziksel saldırılarının artabileceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Denizel ekosistemler ve biyoçeşitliliğin korunması ile ekosistem yaklaşımlı balıkçılık yönetimi konularında uzmanlaşmış deniz bilimci Prof.Dr. Nazlı Demirel tarafından hazırlanan bu haber, kısaltılarak İklim Masası ve bianet işbirliği ile yayımlanmıştır.
İklim Masası, iklim kriziyle ilgili güvenilir bilgileri kamuoyunda yaygınlaştırmayı hedefleyen bir haber servisidir. Yazarları, haberleştirdikleri konularda uzmanlığı bulunan bilim insanlarından oluşur. (TY)