Eva Aksoy'un evinin bahçesine bırakılan "Ermeni yalanına sessiz kalma" yazılı şapkayla ilgili savcılığın takipsizlik kararı vermesine yapılan itiraz da reddedildi.
Aksoy, Hocalı mitinginin ertesi günü, 27 Şubat'ta Eva Aksoy'un bahçesine şapka atılmasıyla ilgili suç duyurusunda bulunmuş, savcılık gerekçe sunmadan reddetmişti.
Aksoy'un avukatı Ahmet Taner, Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi yine gerekçe belirtmeden takipsizlik kararının uygun olduğuna karar verdiği söyledi. Anayasaya göre savcının da mahkemenin de vardıkları kararın tartışılabilmesi için gerekçe sunması gerektiğini belirtti.
Parmak izi tespiti yapılmadığı gibi, kamera kayıtlarının da dikkate alınmadığını belirten, failin Aksoy'un komşuları tarafından tanınmasının ciddiye alınmadığını söyleyen Tamer, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracaklarını açıkladı.
"Adalet mekanizmamız sürekli haksızlık üretiyor"
"Son derece öfkeliyim" diye sözlerine başlayan Aksoy, "Bunu yapan kişi belli, ben teşhis ediyorum. Diyelim ki o değil, o zaman bunu kimin yaptığını bulmaları lazım" diye konuştu.
Yıllardır kendisine yönelen tehditlerle yaşadığını belirten Aksoy, "Bir tek ben değil, tehdit edilen, saldırıya uğrayan birçok kişi var. Ama kimse dillendirmiyor, korkuyorlar" dedi.
Avukat Tamer ise, süreci şöyle değerlendirdi:
"Azınlıklara yönelik saldırı ve tehditler, devlet tarafından dışlanan bireylere yönelik fiiller önemsenmiyor ve geçiştiriliyor. Bu olay, devletin benimsediği bir kesime dönük olsaydı farklı sonuçlar alınırdı. Örneğin böyle bir tehdit, AKP'li bir bakana yöneltilseydi takipsizlik verilmezdi.
"Adalet ayrımcı bir tarzda işliyor. Vatandaşın güvenliği ya da gerçeğe ulaşılması değil, devletin hakim ideolojisi çerçevesinde yürüyen, sürekli haksızlık üreten bir adalet mekanizmamız var." (ÇT)