Türkiye Psikiyatri Derneği’nin (TPD) 18. Yıllık Toplantı ve Klinik Eğitim Sempozyumu dün Antalya’da başladı.
Açılış töreninde TPD Bilimsel Toplantı Düzenleme Kurulu Başkanı Murat Demet ve TPD Başkanı Tunç Alkın’ın karşılama konuşmalarının ardından kürsüye çıkan eski TPD başkanlarından Doğan Yeşilbursa geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden psikiyatrist Niyazi Uygur’u andı.
Sempozyumun açılış konuşmalarını Hacettepe Üniversitesi’nden Aksu Bora ve Çankaya Üniversitesi’nden Doç. Dr. H. Bahadır Türk yaptı.
Modernleşme projesinin “yeni kadın”ları
Aksu Bora “Politik Bir Problem Olarak Anneyi Unutmak” başlıklı konuşmada “Modernleşme projesi içinde kadınlara verilen rol ve yüklenen anlamlar birden fazladı: Kurtarılması gereken kurbanlar, cezalandırılması gereken fettan kadınlar, gurur duyulacak kız evlatlar. ‘Yeni kadın’ın eş ya da kız kardeş değil de kız evlat oluşu, bu kadının tanımı gereği modern erkeğin eseri olmasındandı,” dedi.
Bora sözlü tarih çalışmalarına atıfta bulunarak modernleşme tarihi anlatılarında ‘yeni kadın’ların hikayelerinin annelerinkinin yerine geçtiğini, bu kadınların varoluşlarını babaları üzerinden tanımladığını anlattı. Osmanlı’da feminist dergilerde yayınlanan yazılara regini veren ‘hak’ kavramı, 1930’lardan itibaren görünmez olduğunu, bunun yerini ‘aydınlatma’ dilinin aldığını ifade etti.
“Yeni cinsiyet rejiminin kurulmasında bu unutuşun stratejik bir araç haline geldiğine tanıklık ediyoruz.
“Bir ulusun tarihinin yazılmasında bazı stratejik seçimler yapılır, dışarıda bırakılacaklar ve içeri alınacaklar, hatırlanacaklar ve unutulucaklar, anlatılacaklar ve susulacaklar.
''Geçmişle yüzleşme yalnızca savaş, göç, soykırım gibi olayları değil, bu seçimleri de içermelidir. Çünkü kadınlar çok iyi bilir ki tarih, erkeklerin görmeyi tercih ettiği türen kahramanlık anlarından ibaret değildir. Tersine gündelik olanın içinde sıradan insanlar tarafından dokunup durur.”
“Türk sağı kadına küçümsemeyle yaklaşıyor”
H. Bahadır Türk ise “Türk Sağ Siyasetinde Erkeklik” başlıklı konuşmasında Erbakan’dan Demirel’e, Özal’dan Erdoğan’a siyasetçilerin eril söylemlerini ele aldı.
“Büyük Türk sağının eril söylemi; agresif, meydan okuyucu, cinsel imalara ve küfre meyyal, erkekliği başlı başına bir mücadele alanı ve fazilet deposu olarak tasavvur eden, kadına ve kadınsı olana şüpheyle ve küçümsemeyle yaklaşan bir bakışa yaslanır” diye konuşan Türk, 1980’lerden bu yana siyasetçilerin cinsiyetçi konuşmalarından örnekler verdi.
Başbakan Erdoğan’ın “Kasımpaşalılık” kimliğine yapılan vurgu, “Bu kardeşiniz” ve “Sizden öğrenecek değiliz” gibi çıkışları, sigara/içki içenlere yönelik müdahaleleri gibi karakteristiklerine değindi.
“Erdoğan’ın bu meydan okuyucu, lafını sakınmayan, ‘millet’ine samimi, hasımlarına sert ve her şeyi bilen kuşatıcı eril tavrı, AKP medyasında onun kültleştirilmesinin temel dayanaklarından biri olmuştur. Erdoğan’ın üzerine yürüdüğü şey sadece Türk sağının değil, Türk erkeklerinin bereketli topraklarıdır.”
Sempozyum 26 Nisan’a kadar sürecek. (ÇT)