Alevi ve Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkan Fevzi Gümüş, hükümetin dün (31 Mart) açıkladığı Alevi Çalıştayları Nihai Raporu'na tepki gösterdiği basın toplantısında, "asimilasyon"a işaret etti.
Hükümetin Alevi açılımı çerçevesinde 2009'dan beri sürdürdüğü Alevi Çalıştayları'na dair Nihai Raporunu sunmasından sonra bugün ABF'nin görüşlerini kamuoyuyla paylaşmak için Mülkiyeliler Birliği'nde bir basın toplantısı düzenlendi.
Basın toplantısına ABF Genel Başkanı Fevzi Gümüş, Genel Sekreter Eyüp Tek, Alevi Araştırmaları Merkezi Başkanı Ali Yıldırım, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri Kemal Bülbül ve Alevi dernekleri yöneticileri katıldılar.
"Alevilik Sünnilik içinde eritilmek isteniyor"
AKP hükümetinin Alevi açılımı çerçevesinde 2009'dan beri sürdürdüğü Alevi Çalıştayları'na dair Nihai Raporunu sunmasından sonra bugün ABF'nin görüşlerini kamuoyuyla paylaşmak için Mülkiyeliler Birliği'nde bir basın toplantısı düzenleyen Gümüş, raporun mezhepçi ve ötekileştirici bir bakış açısının ürünü olduğunu belirtti.
"Aleviler Türkiye'de varolan sahte laiklik sisteminin içine sokulmaya çalışılıyor. Bu, Aleviliğin devletleştirilmesidir, yok edilmesi girişimidir. Buna izin vermeyeceğiz."
Gümüş, Aleviliğin Sünnilik içinde eritilmek istendiğine dikkat çekti; var olan AİHM kararlarına rağmen zorunlu din derslerinin kaldırılmayarak ikili sisteme dönüştürülmesini öngören raporun Alevi çocukları için psikolojik işkence ve asimilasyon aracı haline gelen uygulamayı arttıracağını kaydetti.
"Seçmeli hale gelmesi Anayasa'nın 24. maddesinin değiştirilmesinden geçiyor. Biz bunu söylemiştik. Ancak iki yıl sonra bu gerçeği gördüler."
"Madımak'ı Unutturma Girişimi"
Raporda yer alan Madımak Oteli'nin kütüphaneye dönüştürülmesi kararına ilişkin "Madımak'ın müze olması talebinin reddi unutturmaya yönelik ağır bir girişimdir. Unutmak istemiyoruz. Bir daha o tablonun yaşanmaması için bu ülkenin demokratik belleğine katılmasını, müzeye dönüştürülmesini istiyoruz." diyen Gümüş, bunun devletin o katliamla yüzleşmesinin de bir göstergesi olacağını belirtti.
Raporda Alevi dedelerini "ihya edecek özgün bir düzenleme"den bahsedildiğine ve dedelerin eğitimine vurgu yapıldığını belirten Gümüş, "Bu hükümetin zihniyetinde Alevi dedesi olamaz, devletten maaş alan imamlaşmış bir dede makbuldür. Devlet imamlığı gibi devlet dedeliği statüsüne sokulmak istenmektedir. Bu çabayı reddediyoruz. Devletten maaş almalarını kabul etmiyoruz." dedi.
"Hükümet Vatikan değil; AKP de Cemevlerini tanımlayamaz"
Raporda geçen "Cemevlerinin bir statüye kavuşturulması konusunda herhangi bir görüş ayrılığı olmamıştır. Ancak bu mekanların birer ibadethane olarak tanımlanması konusunda Alevi olmayan katılımcılar da kaygılarını ifade etmişlerdir ibaresinde açık olarak "Alevi olmayanların" fikirlerinin dikkate alındığını söyleyen Gümüş, "Cemevlerinin niteliğine karar verme hakkını kendilerinde bulmaktadırlar. Temel vazgeçilmezlerimizden cemevlerinin ibadethane olduğu kabul edilmiyor, kültür merkezi teranesi sürdürülmek isteniyor." dedi.
"Rapor Türkiye'ye atılmış bir çalımdır"
Alevi Araştırmaları Merkezi Başkanı Ali Yıldırım da Alevi açılımının bir "Alevi çalımı" belgesinden başka bir şey olmadığını söyleyerek, temel sorunun eşit yurttaşlık hakkından kaynaklandığının altını çizdi. "Rapor Aleviler suçlamakta, ne istediklerini bilmediği, kendilerini netleştirmeleri gerektiğinden bahsediyor. Alevilerin kendini tanımlayamadığını, ne istediğini bilmediğini söylemek AKP çalımıdır. Herkese çalım atabilirsiniz ama Alevi toplumunu ele geçiremeyecek, düşüremeyeceksiniz." diye konuştu.
Yıldırım, Cemevlerinin Tekke ve Zaviyelerin kapatılması kanunuyla çelişkili değerlendirmesi hakkındaki bir soruyu ise, "Bu yasayla ilgisi yoktur. Aleviliği bir tarikat, bir mezhep olarak algılarsanız bu yasanın içinde değerlendirebilirsiniz. Biz böyle görmüyoruz. Cemevleri teolojik, hukuki bir tartışma konusu değildir. Alevilik kendine özgü mabedleri, ritüelleri olan bağımsız bir inançtır." şeklinde yanıtladı.
"Utanç Müzesi tabelasını Madımak'ın kapısına çakacağız"
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri Kemal Bülbül ise, "Bu rapor Yavuz Selim'den, Ebu Suud'dan, Topal Osman'dan bu yana Aleviler için söylenip yapılanların daha nazik biçimde ifadesinden başka bir şey değildir." diye konuştu.
Çoğulculuğun, çokkültürlülüğün reddi anlamındaki Nihai rapora dair konuşmak istemediğini söyleyen Bülbül, "'Madımak Utanç Müzesidir' tabelasını götürüp Madımak Oteli'nin kapısına çakacağız, başka yolumuz kalmadı." dedi. (BB/EÖ)