Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Komutanı Orgeneral John Abizaid'in İncirlik üssünün kullanımıyla ilgili dün (Salı) Ankara görüşmelerinde dile getirdiği taleplere ilişkin Doç. Dr. Haluk Gerger'in yorumu böyle.
Abizaid'in talepleri arasında, İncirlik'in ABD ve Türkiye arasında 1980'de imzalanan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması (SEİA) kapsamında kullanımının ötesinde; daha operasyonel amaçlı, uluslararası terörizm bağlantılı kullanılması, uçak sayısının arttırılması, en önemlisi TBMM'nin kullanıma onay vermesi koşulunun kaldırılması bulunuyor.
"Esnek 'kurallar' dahi yük oldu"
Taleplere ilişkin değerlendirmesinde Gerger bianet'e, "ABD artık 'Türk otoritelerinin izni' meselesinin, bu esnek haliyle bile bir engel oluşturduğunu düşünüyor" diyor ve ekliyor:
* 'Türk otoritelerinin izni' meselesini iki egemen devletin ilişkisi biçiminde almamak gerekir. Yani İncirlik bir Türk üssüdür; ama bu ancak görüntüyü kurtaran bir durumdur. Ancak öyle anlaşılıyor ki, Amerika son derece pervasızca bunu bile yük görüyor.
* Türkiye'de 60'ların ikinci yarısında ve 70'lerde büyük bir anti-amerikancı hareket gelişti. Bunun üzerine Süleyman Demirel 1980'de SEİA anlaşmasını imzaladı. Anlaşmayı imzalamanın en önemli nedeni Türkiye'deki anti-amerikan muhalefeti pasifize etmekti.
* ABD üslerinin esas işleyişini düzenleyen SEİA'dır ve İncirlik'in ABD'ye tahsisini de düzenler. Anlaşmayla hiç olmazsa görüntüde olsun bir Türk devletinin kontrolü mekanizması getirildi. Anlaşılan, o bile ABD'ye fazla geliyor ve ABD tam bir özgürlük istiyor.
Kağıt üzerinde kurallar
Doç. Dr. Gerger, zaman içinde ABD üslerinin kullanılmasının giderek belirli kurallara bağlandığını, örneğin üssün kullanımının NATO amaçlı olabileceğini, ancak bu kuralların da engel teşkil etmediğini söylüyor:
* Bu kurallar ABD'nin İncirlik'i kendi ulusal emperyalist çıkarları doğrultusunda kullanmasına engel değildi. Üssün NATO amaçlı olması gibi kurallar da her zaman kitabına uydurulan şeylerdi. Ama, yine de kağıt üzerinde 'kurallar' diyebiliriz. Anlaşılan bunlar da ABD'ye fazla geliyor.
* Anayasaya göre, uluslararası anlaşmalar tabii ki meclis tarafından onaylanır. Ancak Türkiye'de hükümetler her zaman "uygulama anlaşmaları" diye bir kaçamak yasa yaparak meclisten geçirmeden anlaşmanın uygulanmasına ilişkin kaçamak yol buldular.
İncirlikte nükleer silah
Doç. Dr. Gerger, "Türkiye esas olarak üssün dış güvenliği ile ilgili. İçeride egemen olan ABD silahlı kuvvetleri" diyor ve İncirlik'teki nükleer silahlara ilişkin şu bilgiyi veriyor:
"Eskiden üslere nükleer silahlar ve füzeler yerleştirildi; sonra geri çekildi. Ancak üsler nükleer bombaların stoklandığı yerlerdi. İncirlikte de nükleer bomba stoklandığı her zaman söylenir. Nükleer silahları kullanma yetkisi de tabii ki ABD başkanındadır."
Küreselleşmenin askeri boyutu
Doç. Dr. Haluk Gerger'in ABD'nin talebine ilişkin bir diğer yorumu şöyle:
* Amerika'nın şimdi getirdiği talepler son Amerikan unilateralizmi dediğimiz tek yönlülük politikasının bir parçası. Yani Amerika 'biz istediğimizi, kafamızın estiği an yaparız' diyor.
* Bu tavır küreselleşmeye çok uyuyor. Küreselleşme, sermayenin herhangi bir kontrolü olmadan uluslararası dolaşımı demekse, küreselleşmenin askeri boyutu da hiçbir ulusal kısıtlama olmaksızın 'sermayenin askerlerinin' kontrolsüz dolaşımı oluyor.
Hükümetin tutumu
Hükümetin talepler karşısında takınacağı tutum konusunda Doç. Dr. Gerger, üç olasılık üzerinde duruyor:
* Birincisi ABD isteklerini ve hükümetin kabul ettiğini ilan ederler; bürokrasi bunu imzalar ve bu bir "uygulama anlaşması"dır derler. Veya başka bir hukuki kaçamak bulabilirler.
* İkinci olasılık, ki bu zayıf bir ihtimal; konunun meclise getirilmesidir. Ancak bu toplumsal muhalefeti kaşımak olur ve bunu yapmak istemezler.
* Üçüncü olasılık gizli biçimde ABD talepleri kabul edilir ve ABD üsleri kullanır. AKP'nin Özal'dan miras iş bitirici zihniyetine uygun şekilde, konuyu bir kontrata bağlamadan el sıkışıp izin verirler. (YS/BB)