İstanbul Tabip Odası Pratisyen Hekimlik Komisyonu Aile Hekimliği sisteminin İstanbul'da yedinci yılını doldurması nedeniyle bir durum değerlendirmesi yaptı.
Komisyon aile hekimliği uygulamasının “birinci basamak sağlık sistemi” olduğunu vurguladığı açıklamasında, sistemi yürürlüğe koyarken Sağlık Bakanlığı’nın dört vaatte bulunduğunu ancak bu vaatlerin yerine getirilmediğini ve sorunları çözemediğini hatırlattı.
Eşitlikçi, yaygın ve nitelikli sağlık hizmeti için
Komisyon en değerli sağlık yaklaşımının “Hastalığı oluşmadan önlemek, oluşan hastalığı ilerlemeden bertaraf etmek ve olası komplikasyonları engellemek” olduğunu belirterek eşitlikçi, yaygın ve nitelikli bir birinci basamak sağlık hizmeti sunumunun sağlık eşitsizliklerini azaltarak bireyin ve toplumun sağlığını koruyacağını, geliştireceğini ve sağlıklı toplum olmayı sağlaması yanında maddi kaynakların kullanımında da tasarruf sağlayacağını vurguluyor.
Bilindiği gibi sağlık sisteminde değişiklikler getiren Sağlıkta Dönüşüm Programı 2003 yılında yürürlüğe konuldu ve bu programın birinci basamak sağlık hizmetlerini kapsayan Aile Hekimliği sistemine tamamen geçeli 7 yıl oldu.
Aile hekimliği sisteminin dört vaadi vardı
Programın birinci basamak ayağı olan Aile Hekimliği Sistemi ile vaat edilen dört ana unsur şöyleydi:
1. İkinci basamağa giden hasta sayısı düşecek, hastane yığılmaları azalacak,
2. Birinci Basamak hekimi hak ettiği hekimlik itibarına kavuşacak,
3. Sistem Aile Hekimi Uzmanı yetiştirilmesini teşvik edecek,
4. Birinci Basamak sağlık hizmetlerine olan güven artacak.
Dört vaat yerine getirildi mi?
Komisyon bu soruya şöyle yanıt veriyor:
“Yayınlanan Sağlık İstatistiklerine bakıldığında ikinci basamağa giden hasta sayısı oranının daha da arttığı görülmektedir. Birinci basamak hekimleri mevcut sistem içinde hak ettiği itibara kavuşamamıştır. Hizmet alan halkın bu alana olan güveni arttırılamamıştır. Yeni mezun hekimlerin neredeyse tamamının amacı 2. Basamak uzmanlığıdır.”
Komisyon bu durumun sağlık sistemi açısında acilen çözülmesi gereken bir sorun olduğunu vurguluyor.
"İstanbul'da aile hekimi başına 4 bin kişi düşüyor"
Türk Tabipleri Birliği bünyesinde pratisyen hekim hareketinin bu eksen üzerinde ortaya çıktığını vurgulayan komisyona göre hekim sayıları durumu gözler önüne seriyor:
“Bugüne kadar Aile Hekimi Uzmanlığı belgesine sahip 3 bin 500 kadar hekimin sadece 1500 kadarı Aile Hekimliği yapıyor.
“Aile hekimi olarak çalışan 23 bin hekimin yüzde 94 ü pratisyen hekim.
“Toplum Sağlığı Merkezlerinde ve Sağlık Müdürlüklerinde çalışan hekimlerin neredeyse tamamı pratisyen hekim. Dolayısıyla pratisyen hekimler Türkiye birinci basamak sağlık sisteminin tam merkezinde ve ana unsurları.
“İstanbul’da bugün aile hekimi başına düşen nüfus 4 bin kişi kadardır. Bu nüfusun azaltılması için yeni birimler açılmak üzere planlama yapılmıştır. Ancak 1 yıldır çok sayıda yerleştirme ilanlarına rağmen 4 bin 366 birimin 472’si boş durumdadır. Yüzlerce birimin ebe-hemşiresi yoktur.
“2016 yılında Toplum Sağlığı Merkezlerine 1038 yeni mezun hekim ataması yapılmıştır. Bu hekimlerin sadece 181’i aile hekimliğinde çalışmayı tercih etmiştir. Büyük çoğunluğu bugün 2. Basamakta çalışmaya devam etmektedir. Belli ki hekimler binası, alt yapısı ve nüfusu olmayan bu birimleri tercih etmemektedir.”
Yanıt aranan sorular
Komisyon hekimlerin 1. Basamak sağlık hizmetinde neden çalışmak istemediklerini şu soruları sorarak yanıtlıyor:
1- Hekimler, tüm kuruluş masrafları kendilerine yüklenen ve mevcudiyetinin sürmesi için belirli bir nüfusa ulaşma şartı nedeniyle geleceği meçhul olan bu birimler de neden çalışmak istensin ki?
2- Hekimler, birinci basamak hekimliği bu kadar değersizleştirilmişken hekimlik mesleğini buralarda yapmayı neden istesinler ki?
3- Halkın sağlık hizmetinden beklentisi farklılaştırılmaktadır: Uygulanan piyasacı politikalar halkın sağlık talebini kışkırtmakta ve bu talebi daha çok ilaca, teknoloji kullanımına, bunun sağlandığı 2.ve 3. basamak ve özel sağlık kurumlarına yöneltmektedir. Sistem halkı böyle yönlendirirken birinci basamak kurumlarını neden tercih edilsin ki?
4- Halkın gerçek birinci basamak sağlık hizmetinin ne olduğu konusunda bilgisi çok yetersizdir, basit günlük ihtiyaçlarının karşılanmasını yeterli görmektedir. Neredeyse reçete tekrarı yaptırmaya indirgenmekte olan bu alanın değersizleştirilmesi karşısında halk, her türlü sağlık sorunu için ilk başvuru yeri olarak neden tercih etsin ki?”
Komisyonun önerisi
Pratisyen Hekimlik Komisyonu sorunun çözümü için şu öneri de bulunuyor:
“Toplumsal eşitsizliklerin fazlasıyla yaşandığı ülkemizde; iyi bir birinci basamak sunumu için tüketimi teşvik eden piyasacı bir sağlık sistemi ve edilgen bırakılmış bir Birinci Basamak yerine; Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinin ilk başvuru yeri, kapsayıcılık, süreklilik, eşgüdüm ve toplum yönelimli gibi temel özelliklerinin tümüyle hayata geçirildiği, çalışanlarının birinci basamakta ve birinci basamağa uygun içerikte eğitim almış olduğu, çok disiplinli ekip çalışmasının yapıldığı, bölge tabanlı ve etkin olarak sunulan kamusal bir hizmetin gerçekleştirilmesidir.” (HK)