Danimarka'da loto ve şans oyunlarından elde edilen gelirlerin bir bölümü Kültür Bakanlığı bütçesine verilir ve bu gelirler gerek kültürel, gerek spor amaçlı faaliyetlerin desteklenmesi için değişik kuruluşlara dağıtılır.
Bu ödenekten yararlanmak için yaklaşık 6-7 yıl önce başvuru yapan PEN Yazarlar Derneği'ne de yılda 50 bin kronluk bir destek verilerek, derneğin merkezi bir sekreteryası olması sağlanmıştı.
Ancak hafta sonunda çıkan haberde Kültür Bakanı Brian Mikkelsen'ın, PEN'e verilen bu ödeneğin kesilmesi için konuyu Parlamento Mali Komisyonu'na getirdiği ve Komisyon'un da ödeneğin kesilmesini desteklediği belirtildi.
Bakan'ın "kültür mücadelesi"
Brian Mikkelsen, 2001 Kasım ayı seçimlerinden sonra işbaşına gelen liberal-muhafazakar koalisyonun küçük ortağı Muhafazakar Halk Parti'den Kültür Bakanı olarak göreve başladığından bu yana, çeşitli vesilelerle, Danimarka'nın önde gelen yazarlarının, Yazarlar Sendikası'nın, Edebi Yazarlar Sendikası'nın tepkisini çekti.
Liberal-Muhafazakar koalisyonun ortaya attığı ve "Danimarka'nın uzun yıllar boyunca sol eğilimli bir elit tarafından yönlendirildiği, medyada hakimiyetin onlarda olduğu, muhafazakar ve liberal görüşlerin yıllarca bastırıldığı, bu nedenle şimdi bir 'kültür mücadelesi' başlatıldığı" şeklinde tezlerin savunucularından Brian Mikkelsen.
Kültür mücadelesi "Savaşın Evinde" sürüyor
Mikkelsen'ı PEN'in ödeneğini kesmeye kadar götüren olaylar dizisi ve Danimarka soluna karşı yürüttüğü "kültür mücadelesi" bir süre önce başladı.
Geçtiğimiz sonbaharda Danimarka'da "Savaşın Evinde - İslam'ın batıyı kolonileştirmesi" (I Krigens Hus - Islams kolonialisering af vesten) diye bir kitap yayımlandı.
Tarihçi Lars Hedegaard, Helle Merete Brix ve Torben Hansen'ın hazırladığı "Savaşın Evinde", çok genel hatlarıyla, İslam dünyasının batıyı ve Avrupa'yı üç dönemde kolonileştirmeye çabaladığı - önce Arapların İspanya hakimiyeti, sonra Osmanlı'ların Viyana seferleri, şimdi Müslüman kökenli göçmenler aracılığıyla Avrupa'ya yönelik kolonileştirme- savından yola çıkıyor.
Kitap Danimarka'da çok tartışıldı. Danimarka'ya özellikle Müslüman ülkelerden gelen göçmen ve mülteci akışını durdurmayı hedefleyen Liberal/Muhafazakar koalisyonun "göç ve yabancılar politikası" ile tamamen çakışan kitabın tezlerini, kendisini hükümete ideolojik anlamda yakın hissedenler savundu.
"Savaşın Evinde - İslam'ın batıyı kolonileştirmesi", çok genel hatlarıyla, İslam fundamentalistlerinin göçmen adı altında batılı ülkelerine fundamentalist ihraç ettiği, Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslüman kökenli göçmenlerin nüfus artışı sağlamak için özellikle çok çocuk doğurduğu, nihai amacın batıda kvantitatif bir üstünlükle örgütlenmesi olduğu, Şeriat çıkışlı istemlerini batının demokratik sistemleri içine sokmaya çalıştıkları gibi tezler üzerine yapılandırılmış.
Sonuç bölümünde de günlük aktüel tartışmalara, İslam ülkelerinden gelen göçmen akışının tamamen durdurulması, okullarda başörtüsüne yasaklar getirilmesi ve benzeri birtakım öneriler getiriyor.
Göçmenlerin topluma entegrasyonu konusunun şu veya bu şekilde her gün tartışıldığı Danimarka'da, aynı kitabın yazarları günlük gazetelerin tartışma sayfalarına yorulmaz biçimde yazı göndererek "entegrasyon-göçmen-İslam" tartışmasına katılıyorlar.
Yazarlardan, tarihçi ve gazeteci Lars Hedegaard, bu arada PEN Yazarlar Derneği'ne üye olmak istedi. Yürütme Kurulu kararı ile derneğe alınan PEN aday üyelerin, bir başka üye tarafından önerilmesi gerekiyor. Kitabın diğer yazarı Brix zaten yıllardır PEN üyesi. Lars Hedegaard'u öneren de o.
Nefret uyandırıcı ifadeler
Ancak Danimarka PEN Yürütme Kurulu "Savaşın Evinde - İslam'ın batıyı kolonileştirmesi" kitabında din ve etnik nedenlerle belirli bir gruba yönelik (bu durumda Müslümanlar ve Müslüman kökenli göçmenler) nefret uyandırıcı ifadelerin bulunduğu gerekçesiyle Lars Hedegaard'un üye olmasının PEN Şartı ile çelişip çelişemeyeceğini tartıştı.
Yürütme Kurulu'ndaki tartışmadan bu konuda bir karar çıkmadı. Ancak Yürütme Kurulu, konunun PEN Genel Kurulu'na getirmesine ve Lars Hedegaard'un üye olarak alınması durumunda Uluslararası PEN Şartı'na aykırı hareket edilip edilmediğine Genel Kurul'a katılacak tüm üyelerin karar vermesini istedi.
Bu kararı, ifade ve düşünce özgürlüğünü savunması gereken PEN'in tam tersine kendi ifade ve düşünce özgürlüğünü kısıtladığı şeklinde yorumlayan Lars Hedegaard üyelik talebini geri çekti, diğer yazar/gazeteci Helle Merete Brix de protesto için PEN üyeliğinden istifa etti.
Ocak ve Şubat ayları boyunca gazete sayfalarında, "PEN'in Lars Hedegaard'un üyeliğine soru işareti koyması, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak için kurulmuş bir dernek için ne denli doğru?" tartışması yapıldı.
PEN Yürütme Kurulu, konuyu Genel Kurul gündemine getirme kararıyla son derece demokratik hareket ettiklerini açıkladı. Ayrıca PEN'in Lars Hedegaard da dahil olmak üzere her yazar ve gazetecinin düşünce ve ifade özgürlüğüne kısıtlama getirilmemesi için her türlü çabayı göstermeye hazır olduğu, ancak PEN'in ifade özgürlüğünü savunduğu Uluslararası PEN Şartı'na aykırı görüşleri ifade eden yazarların da derneğe üye olamayacağı vurgulandı.
Kültür Bakanı devrede
İşte bu noktada Kültür Bakanı Brian Mikkelsen devreye girdi. Göçmenlere karşı düşmanca tutumu ile tanınan ve sürekli Danimarka'nın Müslüman göçmen politikasını sertleştirmekten yana olan Danimarka Halk Partisi, Kültür Bakanı'ndan PEN'in ödeneğini kesmesi istendi.
Zaten Bakan Mikkelsen da PEN'in Lars Hedegaard'u üye olarak alma konusunu Genel Kurulu'na bırakmasını eleştirip PEN'den açıklama istedi. Açıklamayı tatmin edici bulmadı ve PEN'in düşünce ve ifade özgürlüğünü savunan bir dernek olarak bu olayda yanlış bir tutum içine girdiğini ifade etti.
50.000 kron'luk kültür mücadelesi
Geçtiğimiz hafta sonu çıkan haberlerde, Parlamento Mali Komisyonu'nun PEN'in 50 bin kronluk yıllık ödeneğini kesme kararı aldığı bildirildi. Mali Komisyon'un Başkanı, hükümeti dışarıdan destekleyen Danimarka Halk Partisi'nden. Komisyonda hükümet partilerinden üyeler de çoğunlukta.
Kültür Bakanı Brian Mikkelsen, PEN'in ödeneğinin kesilmesi ile Lars Hedegaard'un üyeliğe alınmaması arasında ilişki olduğu iddialarını reddetti.
"Özel derneklere kimin üye alınacağı konusunda karar vermek benim görevim olmadığı gibi, derneklere ahlaki kriterler koymak da benim görevim değil" diye yanıtladı Mikkelsen, yöneltilen soruları.
Brian Mikkelsen yanıtıyla demokratik bir ülkede bir Kültür Bakanı'nın "ilkesel" olarak nasıl davranması gerektiğini vurguluyor. Ancak "pratik"te PEN ödeneği/Hedegaard denkleminin nasıl kurulduğunu göremeyen yok.
Mikkelsen'ın "kültür mücadelesi", düşünce ve ifade özgürlüğü anlayışına biçtiği 50 bin kronluk bedel ile devam ediyor. (YS/BB)