İdare Mahkemesi, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki randevu aralığının beş dakikaya düşürülmesine karşı açılan davada, uygulamanın yürütmesini durdurdu.
"Hukuka aykırılığı açık olan dava konusu" denilen kararda, işlemin uygulanmaya devam edilmesi halinde, kamu sağlığının etkileneceği, dolayısıyla kamu sağlığı açısından maddi ve manevi yönlerden telafisi güç zararlar doğacağının altı çizildi.
Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki randevu aralığının beş dakikaya düşürülmesine karşı Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları, "5 dakikada hekimlik yapılmaz, sağlık 5 dakikaya sığmaz" diyerek birçok ilde basın açıklamaları düzenlemiş, ayrıca düzenlemeyi idare mahkemelerine taşımıştı.
"Düzenlemede bilimsel temel ve kamu yararı yok"
Düzenlemeye ilişkin Eskişehir 1. İdare Mahkemesi, şehir hastanesinde beş dakikada bir hastaya randevu verilmesi işlemine ilişkin Eskişehir Tabip Odası'nın açtığı davada 9 Aralık 2021'de yürütmenin durdurulmasına hükmetti.
Hem düzenlemede herhangi bir bilimsel temel ve kamu yararı olmadığına, hem uygulama sonrası hekimlerle hastalar arasında yaşanan sorunlara, hem de "hasta yoğunluğu"nun bir gerekçe sayılamayacağına dikkat çekilen kararın gerekçesinde şu ifadeler yer alıyor:
"Olayda, her ne kadar davalı idare tarafından MHRS üzerinde 10 dakikada 2 hastaya randevu verilmesi sistemine geçilmiş ise de, bu sisteme geçilmesi öncesinde bir hekimin bir hastayı tedavi etmesi için gerekli olan makul sürenin tespiti yönünde herhangi bir somut araştırmanın yapılmadığı, bu hususta herhangi bir bilimsel rapor alınmadığı, hastanın muayene edilmesi, tedavinin planlanması ve bu planın hastaya aktarılmasını kapsayan sürecin 5 dakikalık bir zamanda yapılmasını öngören dava konusu işleme hasta yoğunluğunun giderilmesinin haklı gerekçe teşkil etmediği, anılan uygulamanın yürürlüğe girmesinden sonra uygulamada hekimler ile hastalar arasında sorunlar yaşandığı, bu sorunların hekimler tarafından davalı idareye yansıtıldığı, yine anılan uygulamaya geçilmesi halinde hekimlerin günlük muayene edeceği hasta sayısının artacağı hususları da göz önüne alındığında, herhangi bir bilimsel veriye dayanmaksızın salt takdir yetkisi kapsamında tesis olunan dava konusu işlemin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
"Öte yandan; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanmaya devam edilmesi halinde, kamu sağlığının etkileneceği, dolayısıyla kamu sağlığı açısından maddi ve manevi yönlerden telafisi güç zararlar doğacağı açıktır."
(AÖ)