Daha yaşarken unutturulmak istendiğini biliyorum. Söylerdi de pek inanmazdım, abartıyor sanırdım. Türkiye'ye geldikten sonra dinlediğim tanıklıklar ve yaşadığım olaylar ne kadar haklı olduğunu gösterdi.
Vicdanları sürekli rahatsız eden biriydi sonuç olarak, neden anılsın ki! Başkalarının, sadece yapamadıklarını değil, yapmadıklarını da yapan, sadece bilmediklerini değil, bilip de söyleyemediklerini söyleyen, önünde kendimizi suçlu hissettiğimiz, yüzümüze karşı gerçekleri söyleyen, hatta söylemeden bile gerçekleri bize duyuran biriydi.
Acımasız bir aynaydı. Neden unutulmasın ki!
Öldüğü gün o kadar seveni olduğunu görüp şaşırmıştım. Hüngür hüngür ağlıyordu insanlar. Sanki benim değil onların bir yakını ölmüş gibi, kendi acımı bastırıp onları teselli etmiştim!
Sahi, o seller gibi gözyaşı dökenler neredeler şimdi?
Bunun böyle olacağını da söylemişti bana yaşarken, buna da inanmamıştım.
Dokuz yıl önce onun en yaşayan eserlerinden birinin sorumluluğunu üstlendim. Yaşarken kendisine söz verdiğim gibi...
Çok büyük bir sorumluluktu. Başaramasaydım, "babası kurdu oğlu batırdı" damgasını yiyecektim tarihin önünde. Ne yapıp edip başarmalıydım, oysa faturayla makbuz arasındaki ayrımı bilmeyecek kadar deneyimsizdim.
"Saf matematikçi" diye kazıklamak isteyenler, kendi çıkarlarını "iyilik" ambalajına saranlar, bir koyup bin almak isteyenler, kabaran ayranlarını rakıya boğanlar, yerine getiremeyecekleri sorumlulukları üstlenenler, olmayan akıllarından cömertçe sunanlar, "Nesin Vakfı sonsuza dek yaşayacaktır" üfürüp bir daha yüzlerini göstermeyenler, en büyük alçaklıkları bin bir özre sığınarak ve en yakınlarından bile gizleyerek yapanlar...
Neler yaşadım, neler gördüm, kimleri tanıdım... Güncel sorunlarla boğuşmaktan zamanım olmadı ki bunları bir yere yazayım. Oysa ne ilginç olurdu.
Şansım yaver gitti bugüne dek. Kazıklanmadım bildiğim kadarıyla. Üç buçuk liramızı akıllı kullandım, doğru yatırımlar yaptım.
Nesin Vakfı yaşıyor. Hatta gelişerek yaşıyor. Ama bilin ki kolay olmuyor. Bu toz pembe ve eğlenceli mektuplara aldanmayın. İşin zor yanını saklıyorum. Davul uzakta.
Benden sonra gelenlere böyle ağır bir yük bırakmayacağım. Sanata, kültüre ve bağışa güvenilmemesi gerektiğini erken anladım. Gayrimenkula güveniyoruz!
3 Temmuz Cumartesi günü Vakıfta bir piknikle Aziz Nesin'i anacağız. Saat 11.00'de AKM'nin önünden servis kalkacak. Sizi ve yakınlarınızı bekleriz. (BA)