29'uncu Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri düzenlenen törenle sahiplerini buldu.
Konuklar
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, Yeni Yaşam gazetesi tarafından düzenlenen ödül töreni, Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi'nde yapıldı. Törene, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Halkların Demokratik Kongresi (DTK) Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, Esengül Demir, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eşgenel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Disk Basın – İş, Barış Vakfı üyeleri, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüsü Perihan Koca, Barış Anneleri, katledilen gazeteci Mazlum Erenci'nin annsei Remziye Erenci'nin yanı sıra çok sayıda Sivil Toplum Örgütü (STÖ) temsilcileri katıldı.
Salona Musa Anter ve Gurbetelli Ersöz ile özgür basın mücadelesinde yaşamını yitiren gazetecilerin resimleri asıldı. Nezahat ile Mazlum Akpolat'ın, sunuculuğunu yaptığı tören saygı duruşu ile başladı.
Saygı duruşunun ardından açılış konuşması yapıldı. Kürtçe ve Türkçe yapılan konuşmalarda Apê Musa'nın katledilmesiyle bir halkın susturulması ve kalemsiz kalmasının amaçlandığı belirtildi. Konuşmanın devamında "Kürt basınının çınarı katledilirse bu halk susar' diye düşünüldü. Evet, Apê Musa bir sokakta katledildi ve kalemi kanlar içinde kaldı. Ama ardılları o kalemi alarak gerçekleri yazmaya devam etti. Cengiz Altun'lar, Gurbetelli'ler, Ferhat Tepe'ler, Deniz Fırat'lar, Nujiyan Erhan'lar Metin Göktepe'ler o kalemi devraldı ve bizlere bıraktı" basın şehitlerimizi bir kez daha anıyoruz" denildi.
'Anısını yok etmeye gücünüz yetmeyecek'
Gecede ilk olarak konuşan HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, zamanaşımına uğratılan Musa Anter duruşmasına dikkat çekerek "alçakça bir duruşmaydı" dedi. Her şeyin önceden bilindiğini ve bu cinayetin tezgahlandığını aktaran Turan, sis perdesinin arkasına saklananların bu duruşmayı zamanaşımına uğrattığını söyledi. "Her ne yaparsanız yapın anısını yok etmeye gücünüz yetmeyecek" diyen Turan, "Sizler bu davaya zaman aşımı biçmiş olsanız da bu dava asla ve asla divana kalmayacak," dedi
'Kalemi yere düşmeyecek'
Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan "Özgür basın emekçileri Ape Musa'nın bıraktığı kalemi hiçbir zaman yere düşürmediler. Musa amcanın kelemi her zaman hakikati halka ulaştırmak için yazıldı. [...] Bizler Ape Musa'nın yoldaşları onun failleri yargılanana kadar onun hesabını sormaya devam edeceğiz." dedi.
"Bu yüzden Ape Musa dosyası biz bitti demeden kapanmaz. Bize verdiği mücadele aşkı asla bu dosyanın kapamasına izin vermeyecek. Ape Musa'nın söylediği gibi Kürtler öldürüldükçe tükenmeyecek."
'Davanın peşini bırakmayacağız'
Yeni Yaşam Editörü Reyhan Hacıoğlu, "Bizler hakikat ortaya çıkarmak için bedel ödeyen ve bedel ödeten bir gelenekten geliyoruz. Onların anısını yaşatamaya devam edeceğiz. Bizler yıllarca iktidarın baskı ve saldırılarına maruz kaldık. Yıllardır arkadaşlarımız tutuklandı gazetemiz bombalandı ama biz hiçbir zaman mücadelemizden vazgeçmedik. Bizler Gürleteli Ersöz ün Musa Anter'in öğrencileriyiz. Biz bu katilleri tanıyoruz. Bizler onu öğrencileri olarak bu davanın peşini bırakmıyoruz. Değil 30 yıl üç yüz yıl geçse de biz bu davanın peşini bırakmayacağız," dedi.
'Mücadelemiz sürüyor'
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu da yaptığı konuşmada, "Bu gece hem heyecan ve hem de duygulu bir akşam. Çünkü bu gece hem Musa Anter'i anıyoruz hem de kaybettiğimiz arkadaşlarımızın anısını yaşatıyoruz. İki gün önce Ape Musa'yı mezarı başında andık ve yoklama aldık. Küt basını yıllardır bombalamalara, baskılara tutuklamalara rağmen yılmada yoluna devam ediyor. Bunun en yakın örneği geçenlerde arkadaşlarmış gözaltına alındı. 16 arkadaşımız gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklandı. Yargılandıkları davalarında onlara sorula neden Abdullah Öcalan ile haber yapıyorsunuz diye sorulabiliyor. Türkiye'de basın özgürlüğü kalmasa da bizler arkadaşımız Ape Musa'nın ardıllarıyız onlardan devraldığımız kalemi mücadelemizi sürdürüyoruz" dedi.
Dicle Anter: 'Kararı tanımıyoruz'
Musa Anter'in oğlu Dicle Anter ise mahkemenin verdiği kararı tanımadıklarını söyledi. Kararın insanlık dışı olduğunu vurgulayan Anter, "İnsanlık dışı bir kararla Musa Anter davası düştü. Ama Musa Anter asla düşmez çünkü Musa Anter'in küçük generalleri var. Onların elinde kurşun bizim elimizde kalemimiz var aradaki fark bu. Biz bu zamanaşımını asla kabul etmiyoruz. Türkiye hukuk artık bizim hukukumuz değil biz bu hukuku artık bu tanıyoruz" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından özgür basın mücadelesini konu alan ve Musa Anter'in yaşamını anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı. Ardından sanatçı Feryal Öney sahne aldı.
Ödüller
Türkçe Haber Dalı Jüri Özel Ödülü MA muhabirleri Semra Turan - Tolga Güney'e Barış Akademisyenleri, Aslı Aydemir - Onur Hamzaoğlu tarafından verildi.
Aldığı ödülü cezaevindekilere atfeden SemraTuran, "Bu ülkede ciddi hak ihaleleri yaşanıyor. Bu hak ihlallerine bu yüzden ödülümü hasta tutuklulara ödülümü damak istiyorum. Ama onlar bilmediler ki biz Ape Musa'nın Gurbetelli Ersöz'ün izinde olacağız. Bizi hakikat haberciliğini öğrettiği için Mezopotamya Ajansına teşekkür ederim" dedi.
'Ödülümü Mahsa Amini'ye ithaf ediyorum'
Kürtçe haber dalında jüri özel ödülü alan Medya Üren, son yıllarda Kürt illerinde yaşanan hak ihlalleri ve baskılara işaret ederek "Bütün Kürdistan'da çok önemli gelişmeler yaşanıyor. İktidar 30 yıldır yaptığı kirli politikaları üstünü örtmek için özgür basına saldırıyor. Başta kadın gazetecilere ve kadın ajansına saldırdı. Ape Musa'dan korkuyorlardı bugün de bizden korkuyorlar. Şimdi de bizden korkuyorlar. Bize yönelik gelişen bu saldırılara rağmen mücadelemiz devam edecek. Yin son zamanlarda İran molla rejimi tarafından katledilen Mahsa Amini katledilmesine yönelik tepkiler sürüyor. Bu katliamlar aslında kadın kendi kimliği ve yaşam mücadelesi ve özgür iradesine yöneliktir. Bu yüzden ödülümü katledilen Mahsa Amini'ye atfediyorum, herkese çok teşekkür ederim."
Akdağ fotoğraf ödülünü Aslan'ın babası
ve değer ailelerine ithaf etti
Fotoğraf Dalı'nda birinciliğe Eylem Akdağ layık görüldü. Sur'da yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren Hakan Aslan'ın cenazesinin bir torba içinde babasına verilmesine ilişkin çekilen fotoğraf karesine dair Akdağ, "Ödülü halen kemikleri bulunmamış özgürlük savaşçıları ve o kemiklerin mücadelesini veren değerli ailelerimize ithaf ediyorum" dedi. Jüri Özel Ödülü'nü ise Evrensel Gazetesi'nden Eylem Nazlıer aldı.
Annelere yapılanları özgür basın ortaya çıkarttı
Barış Annesi Güler Buğday, son zamanlarda cezaevlerinden yaşanan baskılara dikkat çekti. Baskılar karşısında birçok yerde adalet nöbetlerine giden annelerin de baskıya maruz kaldığını dile getiren Buğday, "Yapılan eylemlerde polisin, devletin annelere yaptığı baskıları özgür basın gelen gazeteciler ortaya çıkardı. Her eylemede yanımızda oldular. Eskiden olduğu gibi hiçbir zaman bizi yalnız bırakmadılar. Bizde bu her zaman Musa Anter ve basın şehitlerinin yanında olacağız bu davamızdan asla vazgeçemeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
'Kalemimiz yerde kalmayacak'
Gürleteli Ersöz kadın haberciliği dalında Jinnews'ten Safiye Alagaş ödül aldı. Şu an Diyarbakır'da gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklu bulunan Alagaş gönderdiği mesajda, "Nasıl ki arkadaşlarım kalemi yerde kalmadıysa bizim de kalemimiz yerde kalmayacak. Ban bu ödülü layık gören herkese çok teşekkür ediyorum. Bu Ödülü tutsak yakınları ve tutsaklar atfediyorum" dedi.
Ödülü veren Mazlum Doğan'ın ablası Serap Mutlu konuşmasında,"Kürtlerin görmediği, yaşamadığı a acı kalmadı. Tekrar yaşamak farklı bir şey. Musa amcayı çok iyi tanıyorum. Bütün Kürtlerin ve hepimizin amcası. Asla unutulmayacak. Hepimiz verdiği mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Ne onu ne de diğer basın şehitlerini asla unutmayacağız. Hepsini saygıyla anıyorum" dedi.
'Kürtlere uygulanan zulüm değişmiyor'
Bu seneki Onur Ödülü ise hasta tutuklular için adalet nöbeti başlatan tutuklu yakınlarına verildi. Ödülü HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan verdi. Ödülü tutuklu yakınları adına Zeynep Çalıhan aldı. Çalıhan'a ödülü veren Buldan, Kürtlerin yaşadığı zulme dikkat çekerek, "Kürtler yıllardır kimi zaman köyleri yakılarak sürgüne gönderildi kimi zaman faili meçhul cinayetlerle öldürüldü. Yıl 2022 Kürtlerin kemikleri torbalarda ailelerine veriliyor. Yıllar geçse de Kürtlere yapılan baskılar zulüm değişmiyor" dedi.
(AEK)