TTB Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu'nun da aralarında olduğu tıp alanında faaliyet yürüten 22 kurum, Yeni Şafak'ın 11 tıp akademisyenini hedef göstermesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
"Bilimsel ve mesleki sorumluluklarını yerine getiren hekimleri hedef göstermek suçtur" başlıklı açıklamada, bilimsel bir yayındaki içerik gerekçe gösterilerek bilim dışı iddialar ile hekimlerin hedef haline getirildiği belirtildi.
Açıklamada, "Bireyin ve toplumun sağlığı için görev yapan meslektaşlarımızın maruz kaldığı bu saldırı kabul edilemez" denildi.
TIKLAYIN - 11 tıp akademisyenini hedef gösteren Yeni Şafak'a tepki
Sağlığa erişim hakkının engellenmesi
Cinsiyet ve cinsiyet kimliğine ilişkin içeriklere "bilimsel kılıf oluşturma çabası"nın sağlığa erişim hakkını engelleyecek birçok tehlike barındırdığına dikkat çekilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
"Cinsiyet kimliği, kişilerin kendi bedeni ve benliğini nasıl algıladığı ile ilgili olup, her zaman kişilerin doğumdaki cinsiyeti ile örtüşmez. Bu kişiler kendilerini 'trans' olarak tanımlamaktadırlar.
Bu örtüşmenin gerçekleşmediği durumlarda, hele de toplumsal baskılar nedeniyle bireylerin bunu belirtmesinin yasaklandığı toplumlarda kişi çocukluk, ergenlik ve erişkinlik dönemlerinde önemli ruhsal ve sosyal sorunlar yaşamaktadır.
Cinsiyet kimliğinde çeşitliliğin toplumda yaygınlığıyla ilgili farklı bulgular vardır. Ancak farklı bulguların olmadığı en net konu, bu bireylerin damgalanma ve dışlanmaları nedeniyle sağlık sistemine ulaşmalarındaki zorluklardır."
"En güncel bilimsel öneri, cinsiyet uyum süreci"
"Cinsiyet Uyuşmazlığı" ve "Cinsiyetinden Hoşnutsuzluk" adlarıyla tanımlanan durumun, sağlık hizmeti sunucularının hizmet vermesi gereken durumlardan biri olduğu belirtilerek, "Herhangi bir cinsiyet kimliği tedavi gerektiren ruhsal bir hastalık değildir; ancak cinsiyet uyuşmazlığı bireylerin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için ek tıbbi gereksinimlerinin olduğu bir durumdur" denildi.
Açıklamada, kişinin hoşnutsuzluğunun, ruhsal zorlanmalarının, toplumsal yaşamda aile, eğitim ve çalışma alanlarında maruz kaldığı hak ihlallerinin giderilebilmesi için en güncel bilimsel önerinin "cinsiyet uyum süreci" olduğu vurgulandı.
"Cinsiyet uyum süreci"nin, uluslararası tıbbi kılavuzlar doğrultusunda sürdürülen kapsamlı değerlendirme, takip, kişiye özgü, gelişimsel dönemine uygun tıbbi müdahaleleri de içeren bir sıra işlem olduğu belirtilerek şöyle denildi:
"Cinsiyet uyum süreci her yaşam döneminde ruh sağlığı uzmanı desteği, hormon tedavileri ve 18 yaş sonrası cerrahi işlemler gibi tıbbi müdahaleleri de içermektedir. Bu müdahaleler, kişinin cinsiyet kimliğine uygun yaşamasını sağlayarak intihara kadar gidebilen ruhsal sıkıntının önüne geçebilen geri dönüşlü ve geri dönüşlü olmayan işlemleri içerir.
Bu işlemlerin nasıl yürütüleceği bilimsel çalışmalar temel alınarak hazırlanmış uluslararası rehberlerce düzenlenmiştir. Kişiye göre bu yöntemlerin seçimi için hekimler kanaat oluşturarak bireylere bu önerilerini aktarırlar ve detaylandırılmış bir onam süreci sonrasında bu tedavilerin gerçekleşmesini sağlarlar."
Türkiye'de bu sürecin yönetiminin başta kamu kurumları olmak üzere sağlık hizmet sunucuları tarafından tıbbi bilgi ve etik ilkelerle gerçekleştirildiği belirtilerek, yasal kayıtlarda cinsiyet ile ilişkili değişikliğin işleyişi ve bununla ilgili tıbbi işlemlerin Türk Medeni Kanunu'nun 40. Maddesi ile belirlendiği kaydedildi.
Yetkililere çağrı
Son günlerde basına yansıyan, "aslı olmayan ve bilimsel kabulden uzak" haberlerin hekimleri doğrudan hedef gösterdiğini ve ayrımcılığı artırarak başta cinsiyetinden hoşnutsuzluk yaşayan ergen ve erişkinler ile onların aileleri olmak üzere, toplum ruh sağlığını ve toplumsal barışı olumsuz etkilediği belirtilerek yetkililere çağrı yapıldı:
"Bilimsel etkinlikleri ve mesleki görevlerinden dolayı meslektaşlarımıza yönelik saldırılar ve hedef göstermeler kabul edilemez. Başta sağlık ve güvenlik otoriteleri olmak üzere tüm kurumları bu saldırgan tutumların engellenmesi, sorumluların hak ettikleri cezayı alması ve meslektaşlarımızın güvenliğinin sağlanması için göreve davet ediyoruz."
22 imzacı kurumTTB UDEK Yürütme Kurulu, Acil El Cerrahisi ve Mikrocerrahi Derneği, Adli Tıp Uzmanları Derneği, Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Derneği, Çocuk Nefroloji Derneği, Çocuk Romatoloji Derneği, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, İşyeri Hekimleri Derneği, Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği, Türk Algoloji Derneği ,Türk Biyokimya Derneği, Türk Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği,Türk Pediatri Kurumu, Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği ,Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği, Türk Toraks Derneği, Türkiye Acil Tıp Derneği, Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği, Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği, Türkiye Milli Pediatri Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği |
Ne olmuştu?
Yeni Şafak Gazetesi, "Biri bu doktorları durdursun: 15-16 yaşlarındaki çocukların cinsiyetini değiştiriyorlar" başlıklı haberiyle, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi akademik kadrosunda yer alan 11 tıp akademisyenini "Journal of Clinical Research in Pediatric Endocrinology" adlı uluslararası hakemli dergide yayımladıkları makale üzerinden hedef gösterdi.
Tıp akademisyenlerinin fotoğraflarını da yayımlayan Yeni Şafak, "Endocrinological Approach to Adolescents with Gender Dysphoria: Experience of a Pediatric Endocrinology Department in a Tertiary Center in Turkey" (Cinsiyet Hoşnutsuzluğu Olan Adölesan Bireylere Endokrinolojik Yaklaşıma Bir Örnek: Türkiye'deki Üçüncü Basamak Merkezde Çocuk Endokrinoloji Bölümü'nün Deneyimi) başlıklı makaleye ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Henüz reşit olmamış 22 çocuğa hormon tedavisi uygulanarak ve ameliyat ile desteklenerek cinsiyetlerinin nasıl değiştirildiği anlatıldı."
İstanbul Tabip Odası ve İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek yaptıkları açıklamalarla Yeni Şafak'a tepki gösterdi.
(VC)