Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde uzaktan eğitim çalışmaları ve yeni eğitim öğretim yılı hazırlıklarıyla ilgili basın toplantısı düzenliyor.
Basın toplantısında pazartesi günü başlayacak uzaktan eğitimin nasıl yapılacağı hakkında bilgi veren Selçuk, “Canlı sınıfla ilgili imkanlarımızı başlangıca göre bu süreçte asgari 10-12 kat artırıyoruz” dedi.
Bakan Selçuk köy okulları ve mezralarda olup uzaktan erişime ulaşamayan çocuklara 17 kitap verileceğini, bu çocukların ayrıca kurulan 5 bin 200 Eğitim Bilişim Ağı (EBA) merkezinde eğitime alınacaklarını belirtti.
Selçuk özel okul velilerinin indirim talepleriyle ilgili henüz bir gelişme olmadığını ancak bu konuda özel okulların taleplere uygun hareket etmesini beklediklerini söyledi.
"Uzaktan eğitim nasıl olacak?"
Selçuk’un, konuşmasından satır başları şöyle:
Uzaktan eğitim nasıl olacak? Bu önemli bir soru. Bizim bu soruya verdiğimiz cevap aslında çok net. Şu anda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağlık koşulları nedeniyle uzaktan eğitimin ayrı bir yere sahip olduğunu görüyoruz.
Mart’tan beri bazı aşamaları paylaşıyoruz sizlerle. Başlangıçta, biliyorsunuz televizyon kanalları açtık. Bu kanalların içeriğini okul kademelerine göre doldurduk. Hep şunu söyledik, dünyada bunu yapabilen çok az sayıda ülke var. Artık niteliğinde de çok iddialı hale geldik.
“Yapay zeka temelli eğitim içeriği”
3 bin 358 ders çekimi yaptık. Bir dersin toplam yapılma süreci yaklaşık 5 gün sürüyor. Üst üste koyduğunuzda kaç yıl olacağını siz düşünün lütfen. Hâlâ da bu süreç derinleşerek, uzmanlığı artırarak sürüyor. Peki sadece televizyonla yetindik mi? Hayır.Canlı platformlar kurduk, yapay zeka temelli bir eğitim içeriği olması bakımından dünyada yine birkaç ülkede olan bir içerik.
Öğrencinin seviyesini ölçen, durumuna göre bölüm tavsiyesinde bulunan, öğrencinin hızına göre; bu hızla gidersen bölümlerini değiştirdim, azalttım, çoğalttım diyebilen bir zeka.
Ya da bir öğrencinin bilemediği sorunun hangi konu eksikliğinden kaynaklandığını otomatik olarak bilip, ekrana hazır olarak getiren bir sistem. Ve bir milyon öğrencim varsa, bir milyon ayrı deneme sınavı yapabilen bir sistem. Bu konu bizim açımızdan kritik.
“Eksiklerimiz hatalarımız var”
Başka ne yaptık? Canlı sınıflar yaptık. Dünyada canlı sınıf yapabilen ülke sayısı 3-4’ü geçmiyor. Burada eksiklerimiz, hatalarımız vardı. Bunu nereden biliyoruz? Uzaktan eğitimin süreciyle ilgili araştırma yaptık. Öğretmen ve öğrenciler sınıfta olduğu gibi senkron eğitim imkanına buradan sahipler.
Uzaktan eğitimi biz anlık olarak olarak ölçüyoruz. Şu anda hangi sınıf düzeyinde, kaç canlı sınıfta hangi hareket var, kaç öğretmenimiz aktif, orta öğretimdeki öğretmenlerin aktivitesi nedir, hangi şehirdedir, hangi kasabadadır, bütün bunları anlık olarak izliyoruz.
Erişimde fırsat adaleti olsun diye internet paketi olmayan çocuklarımıza destek olmak; bugün yine operatörlerden olumlu haber geldi. İki katına çıkarılıyor çocuklarımızın eğitimle ilgili kotaları. Bu anlamda da daha yeni gelişmeler olacak."
"Açmamak gerekiyorsa açmayız"
Yüz yüze eğitime geçecek sınıfların sorulması üzerine ise Selçuk, şöyle konuştu:
"Bunu Bilim Kurulu'na da Sağlık Bakanlığı'na da bize de sorsanız, salgının seyrine bakıyoruz. Son haftalarda 'Durum ne olacak?' diye izlememiz lazım. Biz bir tek şeyin garantisini veririz. Hiçbir öğretmenimizin ve öğrencimizin riske girmemesi için ne gerekiyorsa yaparız.
Açmamak gerekiyorsa açmayız. Açabiliyorsak da açmayı çok isteriz. Bu dönemle ilgili kararın alınması söz konusu olduğu gün bu karar alınacak. Çok net olarak 'Şu sınıflar.' diyeceğiz. Bunu belirsizlik olarak algılamayın, çocuğu korumak olarak algılayın. Çocukları riske atmak gibi bir lüksümüz olamaz. Derdimiz eğitimi sürdürülebilir kılmak.
21 Eylül'de hangi sınıflar açılacak, bu spekülasyonlar hep yapılıyor. Ricam, sadece resmi kaynaklardan Milli Eğitim Bakanlığının sitesinde ne yazıyorsa odur.
21 Eylül'de belirli sınıflarda yüz yüze eğitimi başlatacağız. Şu anda bir değişiklik bununla ilgili yok. Salgının seyriyle ilgili kurul herhafta toplandığı ve değerlendirme söz konusu olduğu için, bunu takip edip buna uygun olarak durumumuzu net olarak dikkate alacağız."
"Müfredat içeriği seyreltilecek"
"Yüz yüze eğitime geçildiğinde seyreltme olacak mı?" sorusunu ise Selçuk, "Yüz yüze eğitime geçildiğinde de günler seyreltilecek, müfredat içeriği seyreltilecek ki bunlar bitti, yapıldı ve elimizde hazır. Çocukların sorumluluğu da bu seyreltilmiş müfredattan olacak. Yani genel olarak hepsinden sorumlu olacak şeklinde bir bakış açısı söz konusu değil." diye yanıtladı.
Yüz yüze eğitimin tercihe bağlı olup olmayacağının sorulması üzerine Selçuk, şunları kaydetti:
"Bu sadece eğitsel bir problem değil, sosyolojik bir problem aynı zamanda. Bu yüzden de biz velileri zorlayarak 'Herkesin bir mecburiyeti olacaktır.' cümlesini kurmayız.
Bunun hukuksal alt yapısını oluşturuyoruz. Bu sıradan bir durum değil, genel bir afet durumu. Salgın döneminde velilerimiz diyelim ki ailesinde kronik rahatsızlığı olan birisi veya başka bir sorun var. Velinin insiyatifinin dikkate alınması söz konusu."
"Bu süreçte EBA TV'den eğitim devam edecek mi?" sorusuna Selçuk, "Tabii ki. Oradaki eğitimden de kati olarak sorumlu olacak. Yüz yüze eğitimden sorumlu olan, okula giden çocuk nasıl sorumluysa uzaktan eğitimde aynı şekilde bir mesuliyet içerecek." cevabını verdi.
"Okul diğer yerlere göre çok daha güvenli"
Selçuk, okulda herhangi bir vaka tespit edilmesi ihtimaline karşı Sağlık Bakanlığı'nın bir protokol hazırladığını ve bu sürecin yönetilmesine ilişkin aşamaların belirlendiğini belirtti.
Bir okulda veya sınıfta herhangi bir vaka çıkması halinde yüz yüze eğitimden uzatan eğitime geçileceğini belirten Selçuk, protokolün de bu yönde hazırlandığını ifade etti.
Riskin okul dışında her yerde olduğunun altını çizen Selçuk, "Yani bu okulu kapatırsak düzelecek bir şey değil. Okul diğer yerlere göre çok daha güvenli. Niye güvenli? Çünkü ortamı sürekli kontrol ediyoruz. Sürekli dezenfekte ediliyor" diye konuştu..
"Eğitimde asıl yük öğretmen maaşı"
Eğitim giderleri ve öğretmenlerin maaşlarına ilişkin de konuşan Selçuk, asıl yükün öğretmen maaşlarıyla ilgili olduğunu ifade ederek, "Maaşlardan dolayı yatırıma fırsat kalmıyor" dedi ve ekledi: "Eğitimde asıl yük öğretmenin maaşıyla ilgilidir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesine bakarsanız, yatırım bütçesinin çok çok küçük olduğunu görürsünüz.
Neye göre; personel maaşına göre... Bu tüm okullar için böyledir. Yani asıl yük kira varsa kirada ve öğretmen maaşındadır. Geri kalan yük vergi yüküdür ve elektrik su parasıdır. Eğer vergi yükü devam ederse, eğer maaş devam ederse büyük ihtimal bizim masraflarımızda büyük bir azalma olmaz." (RT)