Haberin İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır’da 16 Haziran’da tutuklanan 16 gazetecinin ikinci tutukluluk incelemesi bugün yapıldı. Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hâkimliği yaptığı değerlendirmede, gazetecilerin tutukluluğunun devamına karar verdi.
Gazetecilerin avukatı Resul Temur tutuk incelemesinde müvekkillerinin tutuksuz yargılanmasını talep etti.
Temur gözaltı sırasında dosyada kısıtlılık kararının bulunmadığı halde dosyaya erişimlerinin kısıtlandığını, yaptıkları itirazlardan sonuç alamadıklarını belirterek, hiçbir delilin savunmanın denetimine açılmamasının “silahların eşitliği ilkesine” aykırı olduğunu söyledi.
“Tutuklama evrakı ifade öncesinde hazırlandı”
Kısıtlamayla birlikte dosyadaki deliller ve bu delillerin hukuka uygunluğunu inceleme imkânlarının olmadığını, bunun da suçlamaya karşı delil sunma, lehte delil toplanması talep hakkını ortadan kaldırdığını dile getiren Temur, bunun Anayasanın 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6’ncı maddesinde düzenlenen “adil yargılama hakkına” aykırı olduğunu kaydetti.
Temur, müvekkillerinin soruşturma savcısına ifade vermesinden 3-4 dakika sonra 6 sayfalık tutuklanma sevk talebini içeren evrakın hazırlanmasının, evrakın önceden hazırlandığını ve sadece ifadenin kopyalanıp eklenmesiyle işlem yapıldığını ortaya çıkardığını ifade etti.
“Tutuklama kararı bir cezaya dönüşecek”
Tutuklama kararının “Suçun işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunmasına” dayandırıldığını belirten Temur, kararının CMK’ya ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatlarına aykırı olduğunu söyledi.
Temur, “CMK ‘nın 100’üncü maddesine göre, ancak kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delilerin ve bir tutuklama nedeninin varlığı halinde tutuklama kararı verilebilir. Aksi bir durumda verilen tutuklama kararı, tedbir amacını aşacak, tutuklamayı bir tedbirden çıkaracak adeta bir cezalandırma yöntemine dönüşmesine yol açacak ve hem ulusal hem de uluslararası çerçevede korunan hakların ihlal edilmesi durumunu doğuracaktır” dedi.
“Orantılılık ilkesine aykırı”
AİHM ve Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay’ın haksız tutuklamalarda verdiği ihlal kararlarını dosyaya sunan Temur, müvekkillerinin basın faaliyetleri çerçevesinde soruşturulmasına karşılık şekli olarak “örgüt üyesi” iddiasıyla tutuklanmalarının soruşturmanın ve müvekkillerinin faaliyetlerinin manipüle edildiği sonucunu ortaya koyduğunu belirtti.
Bu müdahalenin aynı zamanda basın özgürlüğüne yönelik olduğunu, bunun da Anayasa’nın 13. ve AİHS’in 18. maddesi kapsamında ihlale yol açacağını söyledi.
Müvekkillerinin meşru ve hukuki olmayan sebeplerden kaynaklı tutuklandığının açık olduğunu, bu nedenle adli kontrol tedbirleri kapsamında tahliye edilmesini istedi.
Tutukluluğa devam kararı
Mahkeme ise tutuklu gazetecilerin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren deliller olduğunu, delil durumunda şüpheli gazeteciler lehine herhangi bir değişikliğin olmadığı, üzerlerine atılı suçun Ceza Muhakemesi Kanununda belirtilen katalog suçlardan olması, verilmesi beklenen cezaya göre tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu öne sürerek, tutukluluklarının devamın karar verdi.
(HA)