1980’lerin başında kurduğumuz ve 1990 yılında 10 küsur yıldır yasaklı olan İsmail Beşikçi’nin yeni kitabı “Devletlerarası Kürdistan” adlı kitabı ile bir deprem yaratan Alan Yayıncılık, çok ilginçtir devlet tarafından kapatılmadı ama bir iç “kriz” sonucu sonlandı. Kitap stoğunu “Demokrat” gazetesinin şirketi olan Bassan’a hibe etti. Yerine bu stoğu pazarlayacak olan “Yeni Alan Yayıncılık” kuruldu.
Ayşe Nur Zarakolu ile birlikte,“Cemmay Dağıtım olanaklarından yararlanılıyor” söylemine zemin yaratmamak için Belge Yayınlarını rölantiye alıp, bütün ağırlığı Alan Yayıncılığa vermiştik. Alan’ın kapanması ile Belge özgürlüğüne kavuştu!
Ama Kürt sorununun tartışılması, kurumsal olarak engellenince, bu zor çabayı Belge Yayınları üstlendi ve bu nedenle sayısız baskı ve mahkemeler ile yüz yüze kaldı.
Kurucu editörü olduğum Alan Yayıncılık alternatif tarihe ve karşı tarihe, milli edebiyat karşısında dünya edebiyatına ve “öteki” edebiyata büyük önem veriyordu. Şimdikine benzer bir akademik temizlik dönemi yaşanırken, Alan Yayıncılık üniversiteden kovulan öğretim üyelerine, üstat Korkut Boratav’ın deyimi ile “sahip çıktı”.
Onu önceleyen Alternatif yayıncılık ise, “Demokrat” gazetesinin şirketi olan Bassan bünyesi içinde yer aldı. Bütün medyayı kontrolü altına alan ve artık yeni gazete ve dergi çıkmasına izin vermeyen 12 Eylül Cuntasına karşı (bu yasağı Özal yönetimi sürdürdü), süreli yayın olarak, hiç olmazsa Maspero Yayınlarının L’etatdu Monde (Dünya Ahvali 1982/83/84) adlı yıllıklarını benim editörlüğümde 3 yıl boyunca çıkardı Alternatif Yayıncılık. Daha sonra Metis Yayınları bu yıllıkları sadece bir yıl çıkarabildi.
Gazete, dergi çıkaramazsan yıllık yayınla!
Alan Yayıncılık, bu çabayı Dünya Sorunları ve Türkiye Sorunları başlıklı iki seçki dizisi ile devam ettirdi. Amaç dünya ve ülke sorunlarını izleme, anlama ve yorumlama olanağından yoksun bırakılan Türkiye solunu aydınlatmaktı. Her ikisinin de alt başlığı “Dünün ve Bugünün Defterleri” idi. Bu çerçevede peş peşe şu seçkiler yayınlandı, dünyanın yeniden şekillenmesi devam ederken: “Kriz, Neo-Liberalizm ve Reagan Dosyası”; “Latin Amerika’da Militarizm, Devlet ve Demokrasi”; “Emperyalizmin Bunalımı Dosyası: Thacherizm, Otoriter Popülizm, İtalya-İspanya ve Yunanistan’da Demokrasiye Geçiş, Nikaragua ve Vietnam”; “Orta Doğu Dosyası: Filistin İntifadası ve İsrail, İran-lrak Savaşı”; “1989 Doğu Avrupa Devrimi Dosyası: Doğu Almanya, Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Kuzey Kore”; “Sovyetler Birliği Dosyası: Glasnost ve Perestroyka”.
Türkiye Sorunlarını devlet kapatmadı!
1983 yılında sözde sivil yönetime geçilmişti ama hükmeden 12 Eylül yasaları idi. Sözde sivil yönetim de yeni süreli yayın çıkarımına izin vermiyordu.
Buna karşı bulunan yöntem, aylık dergileri seçki/kitap olarak sunmak oldu.
12 Eylül Cuntası siyasal İslam geleneğinden gelen Turgut Özal’ın önünü açtı. Devlet içinde konumlanma zaten 1973-74 CHP-MSP koalisyonu ve onu izleyen Türkiye’de siyasal İslamın meşrulaşmasının kapısını aralayan unsurlardan biri de sivil toplumculuk akımı olmuştu.
Turgut Özal’ın ilk uygulaması, birayı alkol olarak tanımlayıp, kafelerde satışını yasaklaması oldu, ikinci uygulaması ise, “muzır yayın kurulu” oluşturarak, erotik edebiyata bir kısıtlama oldu. “Liberal” geçinen Özal yönetimi 12 Eylül’ün yasaklarının oturmasını sağlamaya çalıştı.
Dünya ve Türkiye sorunlarına paralel olarak, Marksist akademisyenlerin oluşturduğu, içinde bizim de yeraldığımız bir grup 1985 yılında “11. TEZ” dergisini “kitap” olarak çıkarmaya başladı. Bu grup, herhangi bir “örgüt” olarak suçlanmamak için Uluslararası Yayıncılık diye bir şirket kurdu, bütün yayın kurulu da bunun “ortağı” oldu.
Çünkü 12 Eylül ve post 12 Eylül rejimin verdiği tek özgürlük “şirket” kurma ve “iş/business” yapma özgürlüğü idi! (Bazı ex-devrimci vatandaşlar iş/business yapmayı gerçekten iyi başardı!)
ll. TEZ’in ikinci kitabının başlığı da “Sağda ve Solda Liberalizm” olacaktı. Diğer sayıların ana temaları ise şöyle olacaktı: “Bunalım, Azgelişmişlik ve Devlet”; “Türkiye’de ve Dünyada Sosyal Demokrasi”; “Kapitalizm, Az Gelişme, Eşit Olmayan Gelişme”; “Sosyalizm, Piyasa, Demokrasi”; “Demokrasi, Devlet, Sınıflar”; “Sosyalizm Nereye?”; “Marksizmde Tartışmalar”; “Marksizm ve Feminizm”; “Türkiye’de Tarım Sorunu”; “işçi Mücadeleleri ve Sendikacılık”; “Küresellik ve Ulusallık”.
Kurumsal olarak Belge Yayınları, Alan Yayıncılık ve Uluslararası yayıncılığı birleştirme projesi ne yazık ki gerçekleşmedi. Alan Yayıncılık, Cemmay gibi okyanusta kendi kaderine bırakıldı. Belge Yayınları, Belge Uluslararası Yayıncılığa dönüştü.
Neyse ki boş şirket, bir işe yaradı. Muhasebecimiz sevgili Nazik, bu boş şirketle, o sırada Kürt arkadaşların kurduğu ve İsmail Beşikçi’nin Savunmalarını Belge Yayınları ile birlikte yayınlayan MELSA yayınlarının şirket yapısına dönüşmesini sağladı.
TCK 141-42. Maddeye karşı yürütülen sivil itaatsizlik mücadelesi 1991’de kısmi sonuç verdi. SSCB’nin çöküşünün de etkisi ile sol yayın mümkün olurken, Kürt sorununa ilişkin yayın yapmak, “terörizm” ile eşleştirildi. (RZ/HK)
* Bu yazı Yeni Yaşam gazetesinde 4 Ağustos 2018 günü yayınlandı.