* Fotoğraf: Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşaatı. (Rosatom)
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP), dün (20 Şubat) düzenlediği basın açıklamasında Mersin'in deprem riski altındaki kentlerden biri olduğunu hatırlattı.
Platform bileşenleri, deprem felaketinden iki hafta sonra Mersin İnsan Hakları Derneği'nde (İHD) bir araya geldi. Platform sözcüsü Osman Koçak tarafından okunan açıklamada özetle şöyle dendi:
"Bu deprem fırtınası gösterdi ki insanlığın bütün bilimsel ve teknolojik birikimine karşın depremler, hakkında tahminler yapılabilen ama zaman, yer, büyüklük ve şiddet, dolayısıyla etki alanı ve yıkım açısından öngörülemeyen doğa olaylarıdır.
"Nurdağı'ndan başlayıp Kıbrıs'ın kuzeyinden ve güneyinden geçerek Antalya Körfezi'ne kadar uzanan dalma/batma/bindirme fay hatları, Orta Anadolu'da Erciyes bölgesinden başlayarak ve Toros Dağları'nı aşarak Anamur'a kadar devam eden Ecemiş fay sistemi Mersin'in il olarak depremsellikten uzak olduğu iddialarını çürütmektedir.
Tsunami kayıtları
"Akkuyu Nükleer Santralinin üzerinde etki yaratabilecek yakınlıktaki çevresinde tarihsel olarak sürekli yaşanmış deprem ve tsunami kayıtları vardır. Kıbrıs'ta 1953-2023 arasında 6'dan büyük dört deprem gerçekleşti. Ölü Deniz Fay hattı üzerinde ise tarihsel kayıtları bulunan 15 yıkıcı deprem gerçekleşti. Bu depremlerin bir kısmında Mısır ve Libya kıyılarını dahi etkileyen tsunamiler oluştu.
Fotoğraf: Yeşil Gazete.
"Depremin, tsunaminin zamanı, yeri, şiddeti tahmin edilebilir değildir. Bütün bu güncel ve tarihsel gerçekler karşısında Rosatom'un Akkuyu Nükleer Güç Santrali İnşaatında 6 Şubat depreminin olumsuz etkisi olmadığına ilişkin açıklaması ve 9 şiddetindeki bir depremin nükleer santrale bir etkisinin olmayacağına ilişkin iddiası tam anlamıyla temelsizdir. Nükleer santralların sadece varlıkları dahi yaşamsal tehlike taşır.
Akkuyu derhal durdurulsun
"Yaşamın nükleer santral atıklarından korunması, nükleer santralların ömürlerinin sonunda tasfiyeleri, ekonomik yükleri, enerji açısından gereksizlikleri, işletme hatalarından kaynaklanan kazaları nükleer santralların ortadan kaldırılmaları için ayrı ayrı yeterli birer nedendir. Bugün toplum olarak yaşadığımız deprem gerçeği bize gerek doğal gerekse insan kaynaklı felaketlere karşı olduğu gibi bir nükleer felakete karşı da ne kadar hazırlıksız olduğumuzu göstermektedir.
"Akkuyu Nükleer Santral inşaatının derhal durdurulması, Sinop ve İğneada projelerinin derhal iptal edilmesi zorunluluğu konusunda iktidarı, nükleer santrali sürdürme eğilimindeki muhalefeti ve kamuoyunu bir kez daha uyarıyoruz."
* Kaynak: Yeşil Gazete.
(TY)