Çizim: Ercan Altuntaş
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kobanî davasının 25. duruşma periyodunun 1. oturumu Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
TIKLAYIN-Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianamede 108 siyasetçi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
TIKLAYIN - “Kobanî davasında mahkeme, kendi yarattığı hukuku uyguluyor”
Kışanak: Oyumu Kılıçdaroğlu'na vereceğim
İlk olarak siyasetçi Gültan Kışanak söz aldı. Kışanak, 14 Mayıs seçimlerine işaret ederek, şunları söyledi:
“Bu yargılama bizleri tutukladıkları günden bugüne siyasi hesaplarla açılmış dava, emir kulu haline gelmiş hakimlerin, yargıçların yürüttüğü yargılamalardır. Bu koşullarda seçime gidiyoruz. Bütün seçim meydanlarında bizi konuşuyorlar.
Biz de meydanlara cevap vermek istiyoruz. Tüm Türkiye halklarına bu seçimlerin hayırlı olmasını, demokrasinin yolunu açan bir seçim olmasını diliyorum. Halklarımızın bu konudaki vicdanına güveniyorum. Bu kumpasçı, yolsuzluk yapan iktidarı tarihin çöp sepetine atacaklar. Demokratik sonuçların ortaya çıkmasını umut ediyorum.
Biliyorsunuz, cezaevlerinde biz tutuklu olanlar da oy kullanıyoruz ama burada maalesef oylar gizli olmuyor. Bizden sonra nasıl sayıyorlar bilmiyoruz. Kamuoyuna açık bir sayım yapılmıyor. Her seçimde cezaevinde birinci parti oluyoruz. İnşallah dışarıda da Yeşil Sol Parti olarak birinci parti olacağız.
Bu iktidarın gitmesi için Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyumu Sayın Kılıçdaroğlu'na vereceğim. Milletvekili seçimlerinde de oyumu Yeşil Sol Parti’ye vereceğim. Eminim ki 14 Mayıs’ta demokratik siyaset sandıktan çıkacak. 14 Mayıs'ta halkın iradesi, bu otoriter rejimi çöp sepetine atacak.
“Yeşil Sol Parti, HDP fikriyatı ile meclise girecek”
Ben eminim ki kadınlar, 14 Mayısta Kürt haklı oylarını demokrasi, barış, çözümü kurmak için kullanacak. Bizler bu davada siyasetçiler olarak, HDP’de vücut bulmuş ortak gelecek arayışında demokratik bir geleceği kurma inşasının temsili için yürüdük. Bunun için esir alındık. Bizleri bu kumpas dosyalarında yargılamaya çalışıyorlar.
Türkiye'deki bütün inançların, kimliklerin ortak bir gelecek için buluşacaklara, birbirlerini sevmeyi tercih edeceklerini ve oylarıyla bunu göstereceklerine eminim.
14 Mayıs’ta Yeşil Sol Parti, HDP fikriyatı ile meclise girecektir. 14 Mayıs demokrasinin bayramı olacak, demokratik bir geleceğin kapısının aralandığı bir gün olacak. Olası tüm provokasyon girişimlerine karşı halkımızın oylarına sahip çıkacağına da yürekten inanıyorum.”
Yüksekdağ: AKP bu dava hakkında karar açıkladı
Daha sonra söz alan eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, şunları söyledi:
“Davanın tutuk incelenmesi aşamasındayız. Tutukluluğun incelenmesi şartları da normal bir zeminde seyretmedi. Düğmeye basmak suretiyle hazırlanmış esas hakkında bir mütalaa atıldı önümüze. Bu memlekette hukuk varmış gibi davranmak zorundasınız.
İşiniz kolay değildi bundan sonra da olmayacak. Bu tutukluluk incelemesi de bir ‘mış’ gibi yapma eyleminin parçasıdır. Hukuken yok hükmündedir. Siyaseten de yakın zamanda yok hükmünde sayılacaktır. Bilmem kaç sayfalık bir mütalaa hazırlanmış. Yine yalanlardan kumpaslardan oluşturulmuş bir kağıt yığınından söz ediyoruz.
İktidar bu mütalaa üzerinden seçim kampanyası yürütüyor. Erdoğan kısa süre önce Demirtaş hakkında ‘daha karar verilmedi ama o katildir, onun gibiler de katildir. Bazı cezalar verildi ama daha verilecek. Hakkında verilecek kararlar var’ dedi ve kararınızı açık etti. Kim bilir kaçıncı defa. Bu zamana kadar AKP defaatle bu mahkeme hakkında karar açıkladı. Hala bu yargılamayı varmış gibi sürdürmeye çalışıyorsunuz.
“14 Mayıs’tan sonra güzel şeyler olacak”
Burası bir mücadele sahası olduğu için burada hala sizinle yüz yüzeyiz. Yoksa yargının yüzüne bakılacak hali kalmadı. Bizden nefret ede ede nefrete, zulüm ede ede zulme doymamış bir zihniyet, kişilik, kişilikler toplamı olabilir mi? Şu anda gidecek olması duygusuyla yalana daha çok sarılıyorlar.
Sağduyulu, soğukkanlılıkla, inanç ve dirençle bu seçimlerden özgürlüklerin galip çıkması için mücadele ediyoruz. Ama siyasetçiler, bunun olmaması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu iktidar bir kez daha seçilirse AKP’nin yargıcı olan bir yargı kurumundan bile söz etmek mümkün olmayacak.
HDP var olduğu günden bu yana bu köhnemiş iktidara çok geldik ama onlara fazla geliyoruz diye kendimizi eksiltecek, sinecek, kendimizi geri çekecek halimiz yok. O yüzden Yeşil Sol Parti ne güzel söylemiş: ‘Çok olacağız’. Ben inanıyorum ki, çoğalanlar bu memleketi değiştirecektir. Bu gücü taşıyanlar bizleriz. Senlik benlik bilincinin ötesinde yine bizlik bilinci ile değiştirecek olan bizleriz. 14 Mayıs’tan sonra güzel şeyler olacak.”
Tuncel: Erdoğan Kürtler sayesinde gidecek
MA’nın haberine göre, aranın ardından söz alan Sebahat Tuncel, mütalaanın Yargıtay Başsavcılığı ve saray avukatları ile birlikte hazırlandığını belirtti:
“Bu dosyada Kürtler bir taraf devlet bir taraf. Devletin bütün kurumları burada müştekidir. Bunları topladığımızda ortaya bu çıkıyor. Türkiye'nin en temel meselesi Kürt meselesidir, turnusol kağıdıdır. Nasıl yaklaşırsanız öyle. AKP 20 yıldır iktidarda ise bunun sebebi Kürtlerdir. Çünkü çözüm sürecidir derken Kürtler çok şans verdi ama bugün de Erdoğan Kürtler sayesinde gidecektir.
Masumiyet karinesi diye bir şey var. Bunu ihlal eden bir noktada Kürt düşmanlığı yapılıyor. Reklamlarını bile Kürtleri nasıl öldürürüz diye yapıyor. İHA’larla SİHA’larla bunu yapıyorlar. Bunu kimler üzerine kullanacak, Kürtler üzerine kullanacak. O yüzden kaybediyor.
Bugün ekonomik krizin nedeni de bu. Neden Rojava ile barış sürecini yürütmüyor. 2015’teki çözüm sürecinde tahtını kaybettiğini gördü. Meclis konuşmalarınız önümüzde var. Türkiye'de 30 milyona yakın Kürt yurttaş var. Bu yurttaşların anadilde eğitim, örgütlenme talebi görülmüyor.
Kürtler bağımsızlık da isteyebilir. Hiçbir talep terörizm ile bağdaştırılamaz. Savcı bey bunları yazmış mütalaada. Peki savcı bey bunu yazdı diye Kürtler bu taleplerden vaz mı geçecek? Akıl yoksunu bir yaklaşım ile karşı karşıyayız. Tayyip Erdoğan’ın geldiği noktada kendisine karşı olan bütün Kürtler terörist.
Bu ülkede her şey olabilirsin ama Kürt olamazsın. Kürt olduğun an terörist oluyorsun. Irkçılığı bizzat geliştiren AKP iktidarının kendisidir. Suç işliyorlar. Bu topluma karşı suç işliyor, toplumu birbirine karşı kışkırtıyorlar. Bu tehlikeli bir durum. birilerinin buna dur demesi lazım. 14 Mayıs bu açıdan çok önemli bir tarih.”
“Halkımız Kılıçdaroğlu'na oy vermeli”
Değişimin sadece sandıkla olmayacağına dikkat çeken Tuncel, sözlerine şöyle devam etti:
“14 Mayıs seçimleri önemli çünkü Tayyip Erdoğan tek adam rejimini kurumsallaştırmak istiyor. Buna dur demek için önemli bir tarihtir. O yüzden halkımızın gidip demokrasi ve özgürlükler için yol açacağına inanıyorum.
Kürt düşmanlığına, kadın düşmanlığına karşı gidip Kılıçdaroğlu'na oy vermeliler. Bu sorunların çözümü için de gidip Yeşil Sol Parti’ye oy vermeliler. Yasama, yürütme ve yargı erkinin tek elde birikmesi çürümenin esas nedeni.
Ben size de davette bulunuyorum. Kılıçdaroğlu'na oy verin. Bu halk Türkiye'de demokrasi ve özgürlükler açısından yeni bir süreç getirebilir. 14 Mayıs seçimleri Kürt sorunun çözümü, barışçıl bir dış politika, ekonomik sorunlar için çözüm olabilir. Ekonomik sorunların nedeni de Kürt sorunudur. Bu 14 Mayıs seçimlerinin bir son değil, bir başlangıç olduğunu ifade ediyorum. Belki o zaman cübbenize yaraşır kararlar verirsiniz.
Çünkü şimdi siyasi iktidarın isteklerine göre karar veriyorsunuz. Tutuk incelemelerini formalite olarak yapıyorsunuz. Bunu yapacaksanız bu formalite işleri yapmayın. Hukuk bir bütündür. Beğenmediğimiz darbe anayasasına uyun diyoruz ama biz Yeşil Sol’un bunu değiştireceğine de inanıyoruz.
Türkiye'nin krizi, yapısaldır. Cumhuriyet Kuruluşunda bir İslamcılar yer almadı bir de Kürtler yer almadı. İslamcılar başa gelince daha beterini yaptı. Kürtler gelince herkese yaşam alanı tanıyacak. Yeşil Sol eminim Türkiye’de kurucu bir meclis olacak. Demokratik bir Anayasa bu çoğulculukla yapılacak. AKP Kürt meselesine adım atarak iktidarını aldı şimdi düşman politikasını yürüterek iktidarını kaybedecek.”
Demirtaş: Biz tahliyemizi halktan talep ettik
Ardından söz alan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, şunları söyledi:
“Tutuk inceleme duruşması yapıyorsunuz. Davanın hakimi savcısı Recep Tayyip Erdoğan Batman’da konuşuyormuş. Dolayısıyla siz neyi inceleyecek, neyi kararlaştıracaksınız bilmiyoruz ama Erdoğan, bizim tahliyemizin nasıl olacağını söylüyor. ‘Ben görevde olduğum müddetçe çıkamazlar’ diyor. Dolayısıyla seni görevden alacağız.
Sizden bizi tahliye etmenizi istemiyorum. Siz şehvetle, heyecanla, zevkle bu işi yaptınız. Ben baskı altında olan hakimleri gördüm. Karar vermeye çalışıyorlar, adaleti uygulamak için direniyorlardı. dosyada hukuk işlesin diye ellerinden gelenleri yapıyorlardı. Bizi, Erdoğan görevde olduğu sürece çıkamayacaksınız.
Biz tahliyemizi halktan talep ettik. Halk isterse çıkarız. Cezaevinde de mücadelemizi sürdürüyoruz ama durdurulması imkansız bir değişimin başladığını herkes kabul edecektir. Değişim tabandadır. Z kuşağı kitlesi açısından insanların kimliği, inancı, cinsel yönelimi bir ayrımcılık meselesi değil.
“Kılıçdaroğlu'ndan da tahliyemizi talep etmedik”
İnsanların kimliklerinden dolayı ayrımcılığa uğramalarını Kürt genci de Türk genci de yadırgıyor. Artık toplum, tabandan bir değişim rüzgarı ile sarsılıyor. Bahçeli ve Erdoğan’ın göremedikleri buydu.
Biz Kılıçdaroğlu'ndan da tahliyemizi talep etmedik, söz de almadık. Gerçekten yargılayacaksak adil, tarafsız bir yargı tarafından yargılanmak istiyoruz. Toplumdaki değişim rüzgarını kimse yönetemez. Yönetecekler olanlar Türkiye'nin demokratlarıdır. Bu değişimi görenler, inananlar ve bu değişime kendinden başlayacak olanlardır. Yeşil Sol Parti buna en açık partidir.
O yüzden partimize güveniyoruz. İlkelere, ahlaka, etik değerlere güveniyoruz. Seçim sonuçları ne olur Pazar günü göreceğiz. Ne olursa olsun bu değişim isteği bitmeyecek. Yeni iktidar bu değişim talebini karşılamaya aday olsa da bunu değiştirebilecek düzeyde değil. Hala muhafazakar, değişime kapalıdırlar. Şu anda Türkiye’de siyaset geriyi, arkaik olanı temsil ediyor. Buna göre herkes bu seçime yüklenmiş durumda. Sizin mahkemenize verilen rol her ne idiyse başaramadınız. Bu değişime engel olamadınız.
Türkiye Cumhuriyeti değişiyor, değişmek zorundadır. Kemalistler, Kürtler, milliyetçiler değişiyor. 100'üncü yılına giren bir Cumhuriyet yoluna değişmeden devam edemez.
“Kararınızın ne olduğu umurumda değil”
Duruşmalar benim umurumda olmadı. Biz siyasetçiyiz. Buradan halka ulaşmaya çalıştık. Ayın 15’ine ilişkin hesabın kitabım yok. Buradan halkımız, arkadaşlarımız için bir şeyler yapmaya çalıştım. Biz eş Başkanız ama hepimiz yoldaşız. Sizin kararınızın ne olduğu umurumda değil. Zevkle yaptınız her şeyi.
Düşmanın merti makbuldur. Onu görmedik sizde. Belki de bugün son savunmamız. Sonuç ne olursa olsun siz beni göremeyeceksiniz ben de sizi göremeyeceğim. Yargılanmanız için hukukçu olarak elimden geleni yapacağım. Ne suç işlediğinizi delilleri ile anlatacağım.
Diktatörlük yıkılırsa, kendimiz için de sizin için de adil yargılama talep edeceğim. Siz cezaevinde insan muamelesi görün diye çabalayacağız. Yedi yıldır bizi burada tuttunuz ama biz burayı direniş kalesine çevirdik. Seyit rıza ile bitireyim. ‘Biz sizin oyunlarınızı çözemedik, bu bize dert oldu ama siz de bize diz çöktüremediniz bu da size dert olsun’.
Dört gün sonra seçimler var. Bu dava bitmiştir. Bize, ailelerimize zulüm etmeye kalktınız. Hepimizin ailesi bu süreçte çok yıprandı. Yine de direniyorlar. Eşim Başak Demirtaş yola çıktı Adana, Mersin mitingine gidiyor. Boyun eğmiyor, Kürt kadınları direniyor. Binlerce genç siyasetçi alanlarda direniyor. Aralarında Figen’ler, Gülten’ler var. Seçimler hayırlı olsun. Benim için savunma da yargılama da bitmiştir. Bu siyasi bir süreçtir ve bu süreç 14 Mayıs’ta bitiyor.” (AS)