Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusunda, Kılıçdaroğlu’nun dünkü "Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması"nda kendisine hakaret ettiğini ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu hakkında daha önce de, Erdoğan'ın ailesinin para trafiği dekontlarını açıkladığı için de soruşturma başlatılmıştı.
Kılıçdaroğlu ne demişti?
Konuşmasında Türkiye’deki vergi adaletsizliğinden söz eden Kılıçdaroğlu, geçen hafta kamuoyuna duyurduğu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakınlarının Türkiye’de vergi ödememek için Man Adası’na para transferi yaptığı” iddialarına ve ABD’de Rıza Sarraf’ın tanık olduğu davadan bahsetti:
“1 Sterlinlik şirkete 15 milyon dolarlık para niçin gelir? Efendim ‘adil vergileme’ getirdik diyorlar. Bu bir şirket ticaretiymiş… Bu hangi şirket? Cevap yok. Ortakları kim? Cevap yok. Transferler niye yapıldı? Cevap yok. Şirketin sermayesi ne? Cevap yok. Sıtkı Ayan kimdir? Cevap yok. Kazım Öztaş kimdir? Cevap yok.
“Sevgili Erdoğan, gözlerinden öpüyorum seni, sen bilmiyorsan ben sana söyleyeyim. Oğluna sor, damadına sor, dünürüne sor. Onlar gayet iyi bilirler. Hepsini biliyorum bunların.
“Sevgili Erdoğan doktoru yanına al. Enişten Ziya İlgen’in Man Adası’nda şirketi var mı? Enişte, Man Adası’nda niye şirket kursun? Bunları bileceğiz. Ve bu şirketin sermayesi nedir?
“Kimse ona söyleyemez ben söyleyeyim. Millet Tayyip Erdoğan için ‘Faizci Tayyip’ diyor. En çok parayı faizcilere ödedi, tefecilere ödedi.
“Örnek, 15 yılda sadece yurtdışındaki gruba ödediği faiz 145 milyar dolar. IMF’den borç almadınız, doğrudur ama tefeciden borç aldın kardeşim.
“Oturdular bakanlar getirdiler, Rıza Sarraf’ın önünde diz çöktü bakanlar, plaketler verdiler. İtiraz edildi, rüşvet çarkı çıktı ortaya. Meclis’te komisyon kuruldu. AKP milletvekilleri rüşvet alan bakanları akladılar. Rüşvet alan bakanların yüce divana gitmesini engellediler.
“Amerika’da gözaltına alındı. Bizimkilerde bir telaş. En çok da gözünden öptüğüm adam telaşlanıyor. Sonra şeref madalyası takılacak kişiyi Amerika hapse attı. Nota verdik, iki sefer. Bir sahtekar için, rüşvetçi için iki kez nota veren hükümet, Kuzey Irak’ta askerlerin başına çuval geçirdiğinde bir nota bile vermedi.
“Korku neydi biliyor musunuz? Ya Rıza Sarraf konuşursa. Adam sonunda bülbül kesildi konuşmaya başladı. Rıza Sarraf, sahtekardır ama devletin sırlarını da parayla alan birisidir. Bakanlara rüşvet veren birisidir. Önünde diz çöktüren biridir.
“18 Nisan 2013’te MİT dönemin Başbakanı Erdoğan’ın önüne Rıza Sarraf hakkında üç sayfalık bilgi notu bırakır. Yapılan tüm sahtekarlıklar anlatılır.
“Raporda ‘İran’a yönelik ambargoya rağmen, İranlı şahısların para transferini gerçekleştirmesi bağlamında, Sarraf’ın yakın gelecekte ABD tarafından yasaklı kişiler listesine dahil edilebileceği, Türkiye – ABD ilişkilerinde sorun yaşanabileceği, Ebru Gündeş evliliği nedeniyle kamuoyunun dikkatlerini üzerine çeken, Ekonomi bakanı Çağlayan ve Bakan Güler ile ilişkisinin ortaya çıkması halinde hükümet aleyhine kullanabileceği değerlendirilmektedir’ deniliyor.
“Ne zaman bu tarih? 17 – 25 Aralık’tan dokuz ay önce... Şimdi casusmuş efendim, e zaten casus, zaten sahtekar. Bu bilgileri kim verdi? Bu bilgilerin tamamını senin bakanların, yani senin hükümetin verdi. Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ihanet etti. Bütün sırlarını götürüp Sarraf’a teslim ettiler.” (AS)