Fotoğraf: Aytuğ Can Sencar - Van/AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Van, Muş, Hakkari ve Bitlis il sağlık müdürleri, saha koordinatörleri ve hastane başhekimlerinin katılımıyla düzenlenen toplantının ardından yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Koca, Türkiye genelinde yatak doluluk oranının yüzde 52, yoğun bakım doluluk oranının yüzde 67, solunum cihazı doluluk oranının ise yüzde 32 olduğunu belirterek “Yani bu anlamda herhangi bir sorun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.
Koca’nın açıklamaları özetle şöyle:
“Kontrollü olmayan sosyal hayatın sonuçları…”
“Türkiye'de haziran ayında ‘Kontrollü Sosyal Hayat’ diyerek toplumsal ve çalışma hayatının sürdürülmesine izin veren bir tedbir dönemi başlatıldı.
"Ancak alışkanlıklarımız, geleneklerimiz ve sosyokültürel yapımız, toplumsal ilişki ve sorumluluklarımızın bizleri 'kontrollü olmayan' bir sosyal hayatla yüz yüze getirdi. Bunun yansımalarını da hemen gördük.
“Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz, sıkı aile bağları ve sosyal ilişkileriyle öne çıkarken, tedbirlerin göz ardı edildiği ve dolayısıyla vaka artışının yüksek seyretmeye başladığı bölgeler olarak öne çıktı.
Van, Muş, Hakkari, Bitlis’te son durum
“Hasta artışının yaşandığı illerimiz arasında Van, Muş, Bitlis ve Hakkari illeri de vardı. Bazı illerimizde yer yer hızlı hasta artışından kaynaklanan sorunlar gördük.
"Son ay Van'da vaka sayımızda yüzde 100’e varan, son hafta ise yüzde 17 oranında artış yaşandı.
“Muş'ta son bir ayda yüzde 15 olan artış, son haftada ise yüzde 8 azalma görüldü.
“Hakkari'de son bir ayda yüzde 38 olan vaka artışı, son haftada sabit kaldı.
“Bitlis'te ise son bir aya baktığımızda yüzde 9 düşen vaka sayımız, son hafta sabit kaldı.
“Bu dört ilimizde 65 yaş üstü vatandaşlarımızda görülen vaka oranının, bu yaş grubunun nüfusa göre oranına baktığımızda Van'da dört kat, Bitlis, Hakkari ve Muş'ta ise yaklaşık üç kat olduğunu gördük.
“Yani büyüklerimizi koruma konusunda çok daha fazla çaba göstermeliyiz. Onların virüse daha fazla maruz kalmasına izin vermemeliyiz.
“Türkiye’de yoğun bakım doluluk oranı yüzde 67”
"Van'da 128 olan erişkin yoğun bakım yatak sayımıza 93 yatak ilave ederek 221'e çıkarıyoruz. Van'da yatak doluluk oranı yüzde 53, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 74, solunum cihazı doluluk oranı ise yüzde 25.
“Bitlis'te 55 olan erişkin yoğun bakım yatak sayımızı 25 ilaveyle 80'e çıkarıyoruz. Bitlis'te yatak doluluk oranımız 43, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 51, solunum cihazı doluluk oranı yüzde 47.
“Muş'ta yoğun bakım yatak sayımızı 38'den 10 yatak ilavesi ile 48 yatağa çıkarmış olacağız. Muş'ta yatak doluluk oranımız yüzde 35, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 59, solunum cihazı doluluk oranımız yüzde 37.
“Hakkari'de yoğun bakım yatak sayımız mart ayında 25 idi. Bu süreçte 19 ilaveyle yoğun bakım kapasitemizi 44'e çıkarmış olacağız. Hakkari'de yatak doluluk oranımız yüzde 51, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 47, solunum cihazı doluluk oranı yüzde 25.
“Türkiye geneline baktığımızda yatak doluluk oranımız yüzde 52, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 67, solunum cihazı doluluk oranımız ise yüzde 32. Yani bu anlamda herhangi bir sorun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz."
“En fazla riske sağlık çalışanları maruz kaldı”
“Salgının başından beri en fazla riske maruz kalanlar sağlık personeli oldu. Bu büyük riske karşı ön cephede mücadele esnasında çok sayıda hastalananımız oldu, kayıplarımız oldu.
“Sağlıkçılarımız fedakardır. Ancak bu fedakarlığın dikkatsizliklere, sorumsuzluklara feda edilmesini onlardan bekleyemeyiz.
“Vatandaşlarımızın tedbirlere uymadaki ihmalleri, bizleri çok üzüyor. Lütfen tedbirler noktasında çok daha dikkatli olalım. Asıl görev vatandaşlarımıza düşmektedir. Temizlik, maske, mesafe tedbirlerine uyduğumuz ölçüde virüs o ölçüde etkisiz kalacak, o kadar çabuk tehdit olmaktan çıkacaktır.
“Sanatoryumu diyanet değerlendirmezse…”
“(Heybeliada Sanatoryumu’nun Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesiyle ilgili) Burası 2005'e kadar hastane olarak kullanılan bir yerdi. 2005'ten sonra tüberküloz hastalarının oraya gönderilmesiyle ilgili bir ihtiyaç ortadan kalkmıştı ve o dönemde hastane olarak kullanımının devam etmemesine karar verildiğini biliyoruz.
“2005 yılından bu yana yani 15 yıllık zaman diliminde bu binalar kullanılmıyor. Dolayısıyla kullanılabilir durumda da değil.
“Bu dönemde pandemi hastanesi için gündeme geldi. İstanbul'da toplam 2 bin 16 yatak kapasitesi olan iki tane pandemi hastanesini açmış olduk bu süreçte. Dolayısıyla bu hastanelerden sonra İstanbul'da şu an ilave pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söyleyebilirim.
“Bu arsanın yeri, mülkiyeti Sağlık Bakanlığı'na ait değil. Milli Emlak'ta. İki yıldan fazla zaman önce Milli Emlak tarafından Diyanet İşleri Başkanlığımıza tahsis edildiğini biliyoruz.
“Bizim şu dönemde pandemi hastanesine ihtiyacımız yok. İki yıl zaman diliminde Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu yere herhangi bir yatırım yapmadığını ve bir inşaat faaliyetinin olmadığını biliyoruz.
“Eğer bu süreçte tahsis edilen amaç doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı değerlendirmeme noktasına bir irade beyanında bulunursa biz de bu süreçte pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söylüyoruz ama buna rağmen böyle bir irade ortaya konulursa sağlık amaçlı değerlendirmeyi gündemimize alabileceğimizi söylemek istiyorum.
TIKLAYIN - Adalılar Heybeliada Sanatoryumu'nda sağlık hizmeti istiyor
“Milletvekili de, bürokrat da olabilir...”
“(AKP milletvekili Cemil Yaman’ın, oğlu için düzenlediği 1500 kişilik nikah töreniyle ilgili…) Hiç kimsenin salgınla mücadelede dışarıda kalmaya hakkı olamaz. Özellikle sorumluluk sahibi olan kişilerin, bu milletvekili de olabilir, bürokrat da olabilir, yönetici de olabilir, sorumluluk sahibi olan kişilerin daha ciddi anlamda sorumluluğun gereğini yapabiliyor olması gerektiğini düşünüyorum.
“İnsandan insana geçen salgını giderek daha da artırabilecek olan mekanların, ortamların oluşturulmaması, bu noktada vatandaşımıza sorumluluk sahibi olan kişilerin daha çok örnek olması gerektiği kanaatindeyim. Dolayısıyla bu anlamda herkesin üzerine düşen sorumluluğun gereğini yaparak bu salgınla mücadelede yer alması gerektiği kanaatindeyim.” (EKN)