Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada gazetecilerin maruz kaldığı baskıya, sansüre ve işsizliğe vurgu yaptı.
10 Ocak’ı uzun zamandır bir ‘mücadele’ günü olarak tanımladıklarını anımsatan TGS, açıklamasında “Türkiye’de 10 Ocak’ı sadece ‘Çalışan Gazeteciler’ günü olarak tanımlamak oldukça zor. Çünkü sektördeki işsizliğin ülke ortalamasının iki katı olduğu, güvencesiz ve sendikasız çalışmanın yüzde 90’ı aştığı, 67 gazetecinin cezaevinde olduğu medya sektöründe 10 Ocak, kutlanmayı değil, mücadele edilmeyi gerektiriyor” dedi.
"Sektördeki istihdam sürekli düşüyor"
Sektöre ilişkin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın açıkladığı son rapora atıf yapan TGS, Temmuz 2020 itibariyle ‘Basın, yayın ve gazetecilik’ iş kolundaki toplam kayıtlı çalışan sayısının 86 bin 505 olduğunu ifade etti.
Ocak 2013’te bu iş koluna kayıtlı çalışan sayısının 104 bin 141 olduğunu hatırlatan TGS, yaptığı açıklamada “İstihdam sayısının bir düşüş eğilimde olduğu açıktır. Sektördeki istihdam 2013’ten günümüze yüzde 16,94 daralma göstermiştir” dedi.
TGS, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’nin (CİMER) kendileri ile paylaştığı verilere göre Türkiye’de 4/a sigortalı olarak çalışan gazeteci sayısının Eylül 2020 itibariyle 17 bin 551 olduğunu açıkladı.
“Gazeteciler üzerindeki baskı: İşsizlik”
TÜİK’in verilerini de aktaran TGS, gazetecilik bölümü mezunları içinde işsizlik 2016’da yüzde 19,2; 2017’de yüzde 19,1; 2018’de yüzde 23,8; 2019’da yüzde 21,8 olduğuna vurgu yaparak “Ülkenin önemli meselelerinden birisi olan işsizlik sorunu, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik engellerle boğuşan gazeteciler üzerinde daha yakıcı bir tehdit olmaktadır” ifadelerine yer verdi.
"Türkiye, basın özgürlüğünde 154. sırada"
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) her yıl açıkladığı dünya basın özgürlüğü endeksine de atıf yapan TGS, açıklamasına şöyle devam etti:
“2020 verilerine göre Türkiye, oldukça kötü bir karneye sahip. Türkiye, 180 ülke arasında basın özgürlüğü bağlamında 154. sırada yer almaktadır. Basın ve ifade özgürlüğü önündeki kısıtlamalar, gazetecilerin ekonomik ve sosyal hak mücadelelerini ve sendikal haklarını da baskılayan bir faktör olarak değerlendirilmelidir.
“Bu nedenle TGS hem basın özgürlüğünün sınırlarını genişletme hem de çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını iyileştirme ve iş güvencesini artırmayı amaçlayan bir faaliyeti birlikte yürütmeye önem göstermektedir.”
“Sendikalaşma oranı sadece yüzde 7,87”
Sektördeki sendikalaşma oranına da değinen TGS, açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
“Temmuz 2020 verilerine göre ‘Basın, yayın ve gazetecilik’ iş kolundaki toplam sendikalaşma oranı yüzde 7,87’dir. Ülkedeki genel sendikalaşma oranının yüzde 13,66 olduğu düşünüldüğünde, iş kolu içindeki örgütlenme oranının oldukça düşük olduğu görülecektir. Ancak bunun esas nedeni sendikal çalışmanın yetersizliği ya da eksikliği değil, işverenlerin sendika karşıtı tutum ve davranışları, çalışma mevzuatındaki boşluklar ve yukarıda bahsedilen işsizlik baskısıdır.
“Örneğin 2020’de medya sektöründe dört işletmede TGS üye çoğunluğunu sağlanmış ve Bakanlığa yetki için başvurmuştur. Bunun üzerine bu dört işletmede de işverenler, sendikal hak ve özgürlüklere saygı duymak yerine yetki belgelerine itiraz ederek süreci yargıya taşımayı tercih etmiştir.
“Endüstriyel ilişkilerdeki çalışanlar aleyhine var olan bu olumsuz hava, yargının pandemi nedeniyle artan iş yükü ve davaların yavaş ilerlemesi ile birleştiğinde daha da ağırlaşmaktadır.”
Salgının neden olduğu olumsuzluklar
Koronavirüs pandemisinin gazetecilerin maruz kaldığı hak kayıplarını daha da arttırdığını kaydeden TGS açıklamasında “Başta iş güvencesi olmak üzere kısmi çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamasının yasal sınırlılıkları, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin yetersizliğini gözler önüne sermiştir” ifadelerine yer verdi.
TGS, “Pandemi öncesi basın sektörü çalışanlarının daha iyi bir ücret, iş güvencesi ve çalışma koşulları için verdiği mücadele ve sendikalaşma eğiliminde görülen iyimser hava, salgın ile birlikte ekonomik belirsizliklerin artması üzerine kısmen tersine dönmüştür” dedi.
TGS ayrıca yıl içinde yaptığı görüşmeler ve sahada elde ettiği veriler ışığında gazetecilerin temel sorunları şu şekilde özetledi:
- Kısmi çalışma ödeneğine başvurulan işletmelerde çalışan gazetecilerin gelirlerinde yaşanan düşüş,
- Kısmi çalışma kapsamında olmasına rağmen tam zamanlı çalıştırılmaya devam etme,
- Ücretsiz izine çıkartma nedeniyle gelirde düşüş,
- Ücretsiz izne çıkartılmasına rağmen çalıştırılmaya devam etme,
- İşten çıkarma yasağı nedeniyle işinden memnun olmayan gazetecilerin yaşadığı sorunlar,
- Ücret ve kıdem tazminatı alacakları konusunda işverenlerle anlaşmazlıklar,
- Pandemi ile birlikte evden çalışmaya geçen işletmelerde artan iş yükü,
- Tatmin etmeyen ücret seviyesi,
- İş sağlığı ve güvenliği önlemlerindeki yetersizlikler,
- Pandemi nedeniyle daralan ekonomik faaliyetler nedeniyle gazetecilerin iş güvencesinde aşınma. Diğer bir deyişle işini kaybetme korkusunun artması,
- Kayıt dışı çalıştırılma,
- Farklı iş koluna kayıtlı basın kuruluşlarında istihdamdan dolayı TGS üyesi olamama.
10 Ocak neden kutlanıyor?Gazetecilerin kararlı mücadelesi ile basın çalışanlarının haklarını yasal güvenceye alan 212 Sayılı Kanun, 10 Ocak 1961 yılında Resmî gazetede yayınlanarak yasalaştı. Hemen ardından Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah gazetesi sahipleri, bu kanuna karşı 3 gün gazete çıkartmama kararı aldı. İstanbul Gazeteciler Sendikası öncülüğünde gazeteciler, patronların bu hareketine karşı Basın Gazetesi adıyla bir gazete çıkarttı. Gazetecilerin dirençli duruşu sayesinde patronlar 212 Sayılı Kanun'a karşı itirazları geri çekmek zorunda kaldı. Gazetecilerin bu mücadelesi ve kazanımı, o günden sonra '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı' olarak kutlanmaya başlandı. 1971'deki askeri darbe ile 212 Sayılı Kanun'da bazı haklar tırpanlanınca 'Çalışan Gazeteciler Günü' olarak anılmaya başlandı. Bugün, 212 Sayılı Kanunu'n devamı olan 5953 Sayılı Basın İş Kanunu ile gazetecilerin yasal hakları belirlenmeye devam ediyor ancak son yıllardaki mahkeme kararları ile bu haklar gün be gün tırpanlanıyor. |
TIKLAYIN - BİA Medya Gözlem - "Avrupa'ya reform diyorlar, medyayı boğuyorlar!"
TIKLAYIN - BİA Medya Gözlem - Gün gün üç aylık medya/ifade özgürlüğü ihlalleri-Tam metin
TIKLAYIN - BİA Medya Gözlem - Düzenlemeler, tepkiler, dayanışma, işsizlik
(HA)