Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi LGBTİ+ Hakları Komisyonu, Tarlabaşı’nda trans kadınlara haraç, cinsel şiddet ve tehdide ilişkin bugün (15 Şubat) dernek binasında basın toplantısı düzenledi.
ihd İstanbul şubesi Lgbti+basın açıklaması https://t.co/RPsTiyw5hj @YouTube aracılığıyla
— Eren Keskin (@KeskinEren1) February 15, 2022
Toplantıda konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin, Tarlabaşı’nda polis karakoluna 20 metre uzaklıktaki Bahriyeli Pub denilen kulübün yöneticilerinin “cadde parası” adı altında kadınlardan haraç kestiğini, cinsel şiddet uyguladığını ve tehdit ettiğini söyledi.
“Haraç kesenleri uyarıyoruz: Vazgeçin!”
Kadınların, komisyona başvurduğunu belirten Keskin, “İHD LGBTİ+ Hakları Komisyonu olarak ilgilendiğimiz gibi, vekaletlerini de üstlendik. Suç duyurusunda bulunacağız, koruma talep ettik. Mahkemelerden transfobik olmayan kararlar bekliyoruz” dedi.
Keskin şöyle dedi:
“Hiç kimsenin cadde parası adı altında haraç istemeye hakkı yok. Hem de karakolun dibinde. Bunu yapamazlar, böyle bir şey yok! Cinsel şiddete maruz bırakmak, tehdit etmek gibi çok fazla suç var ve elimizde deliller var. Bu işi yapanları uyarıyoruz: Vazgeçin. Hemen yanıbaşındaki karakolu da uyarıyoruz. İşinizi yapın, ayrımcılık yapmayın.”
“Polis, devlet ve kulüp yöneticilerinden öyle bir baskı var ki”
Kaos GL'deki habere göre, daha sorna toplantıda baskı ve şiddete maruz bırakılan kadınlar söz aldı. Güvenlikleri sebebiyle isimlerine yer vermediğimiz kadınlar, yaşadıklarını söyle anlattı:
“Polis, devlet ve kulüp yöneticilerinden öyle bir baskı var ki… Geçen gün o adamlardan birisi arkadaşımı bıçaklayacaktı ve bekçi gülerek yanından geçti. Hiç yaşamak istemediğimiz olaylar var, ağır geliyor bize. Kimi arkadaşımızı dövüyorlar, kiminden haraç alıyorlar. Ne devlet arkamızda ne başka bir kurum. Bekçilerle de sorun yaşıyoruz. Biz bunları hak etmiyoruz, kendi ülkemizde özgür bir şekilde yaşamak istiyoruz. Kimse de bizi baskıya maruz bırakamaz.”
“Arkadaşlarımızla birbirimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. İnsanlar bizi hep üçüncü sınıf insan olarak görüyor. İstediklerini yapmadığımızda bizi taciz ediyorlar.
"Onların kurallarına uymazsak ya şehri terk ettiriyorlar ya da istediğini yapmazsak bizi yaralıyorlar. İstedikleri parayı vermezsek ya dayak yiyoruz ya da caddeye çıkamıyoruz. Sürekli diken üstünde yaşamak istemiyoruz. Hepimizin aileleri var ve ailelerimize kötü haber gitsin istemiyoruz. Karakola gittiğinde polis seni kaale almıyor, çünkü transsın.”
(EMK)